Zeynep TOKER
zeynep.toker@yellowbos.com
Singapur’da Hintli bir anne ve Erzincanlı bir babanın kızı olarak dünyaya gelen Zei, 2007 yılında Türkiye’ye taşındı ve babasının kendisini keman – piyano kursuna göndermesiyle müzikle tanıştı. Geçtiğimiz yılın sonunda Bebeğim isimli parçasını yayınlayan Zei, parça için “Delilerce sevebileceğimi ve sevdiğim kişinin her şeyi olabileceğimi sevimli bir dilde anlatmak istedim.” diyor. 26 Ocak’ta Kadıköy Sahne’de ilk konserini gerçekleştirecek olan Zei, heyecanını Back on Stage okurlarıyla paylaştı.
ο Zei’yi bize biraz yakından tanıtacak olsanız nasıl ifade ederdiniz?
Zei, bence mutlu bir karakter. Yaşamayı seven, deli dolu, eğlenceli biri. Yeni şeyler keşfetmeye çok istekliyim, tutkum olan şeyleri hayatıma entegre etmeyi de çok severim. İnşaat mühendisliği okurken çok keskin bir kararla müziğe yönelişim, hayallerime olan güvenimi bence açıkça gösteriyor. İdealist biriyim istediğim hep olur, birkaç yıla kim bilir belki birkaç aya çok iyi yerlerde olacağımdan eminim.
ο Spotify’da hakkında kısmınız aslında alışık olduğumuzun dışında. Gerçekten bir arkadaşınıza kendinizi anlatıyormuşsunuz gibi yazmışsınız. Daha ilerisini düşündüğümüzde bu samimiyetinizi her zaman koruyabilecek misiniz?
Kendi yaşantımda da samimi biriyim, şarkılarımı yazarken de dinleyicilerime bir arkadaş gibi seslenmeyi çok severim. Daha öncede farklı kulvarlarda başardığım çok şey oldu ve hala aynı kişiyim. Müzikteki başarımın da beni kötü yönde etkileyeceğini sanmıyorum, neysem hep oydum. Sevilmek değil, sevmeyi bilmek en büyük başarıdır.
Bu gönderiyi Instagram’da gör
ο Singapur’da Hintli bir anne ve Erzincanlı bir babanın ilk çocuğu olarak dünyaya gelmişsiniz. Müzik serüveninizde Hint kültüründen etkilendiğiniz, bu sürece entegre ettiğiniz durumlar oldu mu?
Babam ve kız kardeşimle birlikte Türkiye’ye taşındığımızda çok küçüktüm. Sadece yaz tatillerinde annemi görmeye giderdim. Gittiğim o kısa tatillerde yerel müziklerini keşfetme fırsatım oldu. Malaylar (Singapur’un yerlisi) çok mutlu, içten, arkadaşlıkları hep çok güçlü ve geleneksel parçalarında bu hissiyatı alabilirsiniz. Samimiyetim ve yüzümden hiç düşmeyen gülümsememi küçük bir ada ülkesinde büyümem etkilemiş olabilir. Annem Hint asıllı Singapur vatandaşı, bayramlarda büyüklerimize ziyarete gittiğimizde Saree’lerimizi giyiniyoruz, Malaylar ise Baju Kurung der bayram elbiselerine, tüm aile toplandığında Hint müzikleri açılır ve dans ederdik. Çok eğlenceli bir kültüre sahibiz, bambaşka bir kültür olduğu için Hintli bir aileye sahip olmak farklı bir his, müziklerinde hem hüznü hem neşeyi aynı anda hissedebilirsiniz, kendine has vokal tarzları var, söylemesi ve eşlik edilmesi çok keyifli. İleride ben de yarı Hintçe yarı Türkçe parçalar yapmayı planlıyorum. Türkler, Hint ezgilerini çok seviyor ve iki dilin karışımı gerçekten çok keyifli duyuluyor. Hazırda kalın yakında Zei Saree’lerini giyinip güzel bir dans ve eğlenceli bir parçayla karşınıza her an çıkabilir.
ο Türkiye’ye 2007 yılında gelmişsiniz. Singapur’da doğduktan sonra buraya gelmek ve sıfırdan bir dil öğrenmek sizin açınızdan nasıl bir süreçti?
Babamla birlikte babaannemin yanına taşındık. E haliyle nene ve dede de İngilizce bilmiyordu, dili öğrenmek zorunlu hale geldi. İhtiyaçlarımı anlatamıyordum. El kol hareketleriyle anlaşıyorduk ilk başlarda, daha hızlı öğrenmem için babam direkt okula yazdırdı beni ve kız kardeşimi. Yaşım küçük olunca Türkçeyi kavramamız 3 ayımızı aldı. Öğrenmek dışında başka çaremiz yoktu, herkes Türkçe konuştuğu için hemen kaptık.
ο Aile ile başlayan farklı kültürlerle bir araya gelme durumu söz konusu. Peki ya bu sizin hayata bakış açınıza ve özellikle de müzik üretim sürecinize ne gibi katkı sağlıyor?
Singapur birçok ırkı barındıran bir ülke. Malayından tutun Japonuna, İnglizinden Pakistanlısına birçok ırkla karşılaşabilirsiniz. Asya kültürüne hakim olmak istiyorsanız Singapur’da 1-2 hafta size yeterli olacaktır. Birçok dilde şarkı dinleme fırsatım oldu. Evrensel bir müzik zevkine sahip olmamda yardımcı oldu.
ο Son single çalışmanız Bebeğim’in çıkış hikayesini nedir?
Bebeğim şımarık ve cadoloz bir parça, tıpkı Zei gibi. Delilerce sevebileceğimi ve sevdiğim kişinin her şeyi olabileceğimi sevimli bir dilde anlatmak istedim.
ο Parçanın başında duyduğumuz sesi kullanma fikri nereden çıktı peki?
Mutlu olmak için bir takviyeye ihtiyacım yok zaten delinin tekiyim, delilere her gün bayram. O zaman dans! Renk!
ο Bundan sonraki süreçte neler yapmak istiyorsunuz, planlarınızın arasında ne var?
Bol bol üretmek ve çeşitli tarzlarda parçalar çıkarmak istiyorum. Yılın sonuna kadar kendime belli bir dinlenme sınırı koydum, o sınırı aşmak hatta iki katına katlamak istiyorum. Anlamlı sözlerle insanların yüreğine dokunmak istiyorum. Üniversite sınavına hazırlanıyorum, hedeflediğim bölüm için çok çalışıyorum şu anda.
ο Müzikal yolcuğunuza sadece Türkiye’de mi devam edeceksiniz? Sadece Türkiye üzerinden mi ilerlemeyi planlıyorsunuz?
Türkiye’de kariyerimi büyütüp globalde ulaşabileceğim en iyi noktaya varmak istiyorum. Hedeflerim uçsuz bucaksız genelde, çok iyi sanatçılarla iş birliği yapmak istiyoru. Sadece müzik kariyerimi değil seramik kariyerimi bir üst noktaya çıkarıp sergi açmak istiyorum.
ο 26 Ocak’ta ilk konserinizi Kadıköy Sahne’de gerçekleştireceksiniz. Nasıl hissediyorsunuz? Bu geceye nasıl hazırlanıyorsunuz?
Evde stüdyomuz var, mikrofonu takıp prova yapıyorum ya da canlı olarak evde bol bol söylüyorum. Vokalimde çok fazla efekt eklemelerini sevmiyorum. Genelde çok sade mixlenir. Çıplak sese yakın olduğu için çok zorlanacağımı düşünmedim. İlk konserim olacağı için çok heyecanlıyım. İlk defa benim için gelmiş insanlara sahne yapacağım, eşlik edeceklerini düşünmek bile beni mutlu ediyor.
Bu gönderiyi Instagram’da gör