Zeynep TOKER
zeynep.toker@yellowbos.com
DJ Tania Humeres Correa, kendi adının baş harfleri olan sahne adı THC olarak, enerjik ve oynak setleriyle dinleyicileriyle bir araya geliyor! Techno ve house’un sınırlarını zorlayan THC ile 27 Nisan Cumartesi gecesi Sónar İstanbul kapsamında Zorlu PSM‘de sergileyeceği performansı öncesi bir araya geldik. İstanbullu dinleyicileriyle bir araya geleceği için çok heyecanlı olduğunu dile getiren THC, Sónar İstanbul performansına dair tüm detayları Back on Stage okurlarına anlattı.
ο Bu yıl 8. kez düzenlenecek Sónar İstanbul’da performans sergileyeceksiniz. İstanbullu dinleyicilerinize nasıl bir setlist hazırladınız?
Genellikle konserlerimde çaldığım kesinleşmiş bir setlistim yok. Özellikle plak çalarken o an ne hissediyorsam onu çalmayı seviyorum. Festivaller için durum elbette biraz farklı, bu yüzden şu anda çalmayı sevdiğim, house’dan techno’ya doğru kademeli bir ilerleme gösteren ama her zaman imzam olan sound’umla bir setlist oluşturmaya çalıştım. En son İstanbul’da çaldığımda tekno çalmıştım, bu yüzden setimin ilk yarısında farklı bir sound sergilemekten mutluyum.
ο Performansınız, setlist’iniz farklı ülkelerde, şehirlerdeki dinleyicilerinize göre şekil değiştiriyor mu? Her şehrin dinamiğine göre mi ilerliyorsunuz yoksa tamamen kendinize göre mi bi hazırlık yapıyorsunuz?
Daha önce de belirttiğim gibi setlistim sürekli değişiyor. Nerede çaldığımı kesinlikle göz önünde bulunduruyorum. Avrupa’da birçok ülkeye seyahat etme ve orada çalma şansına sahip oldum, bu yüzden her ülkedeki kalabalığın nelerden hoşlandığını biraz anlıyorum ve buna göre hazırlanıyorum ama tabii ki çaldığım parti ya da festivalle de ilgili.
ο Tanıtım metninde sizin için, “İcra ettiği format ne olursa olsun, her zaman THC’nin imzası belirgin olur.” yazıyor. Bu belirgin imzanın püf noktasını nasıl açıklarsınız? Bir matematiği var mı bu işin?
DJ’liğe 12 yıl önce başladım, bu yüzden sound’um kesinlikle değişti ama kulüplerde çaldığım müzikte fark ettiğim sabit bir şey çok coşkulu, vurucu ve groovy bir sound. Vokalleri de seviyorum, bu yüzden özellikle house çalarken bundan kesinlikle çekinmiyorum. Bu, dans pistinde benim için çok önemli olan birlik duygusunu yaratmama yardımcı oluyor. Ayrıca 90’lardan büyük ölçüde ilham alıyorum, kayıtlarımın çoğu bu döneme ait ancak yeni prodüksiyonlar çalarak değişiklik yapmayı ve taze tutmayı seviyorum, bu yüzden iyi bir miks çalmanın kesinlikle sesimi şekillendirdiğini söyleyebilirim. Ses kalitesi söz konusu olduğunda oldukça zor olabiliyor çünkü 90’ların kayıtları bazen biraz düz gelebiliyor ama Pioneer’ın kompresörlü yeni v10 mikseri hayatımı değiştirdi ve bunu çok daha kolay hale getirdi. Son olarak, çalarken asıl amacımın insanları dans ettirmek olduğunu söyleyebilirim ve bunu seçimlerimden de anlayabilirsiniz.
Bu gönderiyi Instagram’da gör
ο Üretim sürecinizden biraz bahseder misiniz? Her şey nasıl oluyor? Kendinizle baş başa kaldığınız bir ortamda mı üretim yaparken kendinizi daha rahat hissedersiniz, yoksa etrafınızda insanların olması mı daha iyi? Nasıl bir atmosferi tercih edersiniz?
Yakın zamanda prodüksiyon işine girmeye başladım. Uzun zamandır bunu istiyordum, bu yüzden sonunda gerçekleştiği için çok mutluyum. On yılı aşkın bir süredir davul çalıyorum ve bilgimi kullanmak ve tabii ki sesimin nasıl olacağını görmek için gerçekten heyecanlıyım. Prodüksiyon yaparken hangi ortamda kendimi daha rahat hissedeceğimi söyleyemem çünkü henüz bunu söyleyebilecek kadar stüdyoya girmedim ama muhtemelen şimdilik daha çok kendi başımayım çünkü daha işin başındayım ve bana neyin uygun olduğunu deniyorum.
ο Müzik sizin için tam olarak ne ifade ediyor? Hayatınızdaki yerini nasıl tanımlarsınız?
Müzik benim için her şey demek, tüm varlığım. Küçüklüğümden beri hayatımda hep müzik vardı. Babam müzisyen, gitar çalıyor ve daha sonra taşındığı Şili ve Almanya’da grubuyla turneye çıkıyordu, bu yüzden müziğin benim hayatımda da olması onun için gerçekten önemliydi. Davul çalmaya 8 yaşında başladım ama zaten küçüklüğümden beri müzik eğitimi almıştım ve o zamandan beri bu hep vardı. Tutkumu işim haline getirebilmek ve profesyonel bir DJ kariyerine sahip olmak hayal ettiğim her şeyin ötesinde ve çok minnettarım. Beni ayakta tutan şey bu ve bunun beni nereye götüreceğini görmek için heyecanlıyım.
Bu gönderiyi Instagram’da gör
ο Turne esnasında yolda ya da konser öncesi kuliste yapmaktan en keyif aldığınız aktivite nedir?
Uyumak (gülüyor). Neredeyse her uçakta, trende veya arabada olduğumda uyuyabildiğim için gerçekten şanslıyım. Ayrıca setlerimden önce genellikle zaman elverdiğince uyumaya çalışıyorum. Bu iş çok düzensiz bir uyku programı nedeniyle çok yorucu olabiliyor, bu yüzden bulduğum her fırsatı değerlendiriyorum. Setlerimden hemen önce, sanatçının performansını izlemeyi ve neyle çalıştığıma dair iyi bir his edinmek için kalabalığı izlemeyi seviyorum.
ο Türkiye’deki dinleyicilerinize ne söylemek istersiniz?
Burada olduğum ve tekrar İstanbul’da çalacağım için çok minnettarım. Geçen sefer kalabalığın enerjisi beni uçurmuştu ve cumartesi günü için sabırsızlanıyorum!