Zeynep TOKER
Müzikal hayatına küçük yaşta TRT çocuk korosunda başlayan Serenad Bayraktar, Hollanda’nın Rotterdam kentinde bulunan Codarts Universitesi’nde müzik yolculuğuna trompet eğitimi ile devam etti. Birçok ulusal ve uluslararası yarışmada birincilik ödülleri ve dereceleri bulunan müzisyen, 2020 yılından itibaren Genco Arı ile projeler yapmaya başladı. Halen Rotterdam’da yaşayan Bayraktar, trompet ve ses eğitimine de devam ediyor.
Geçtiğimiz haftalarda Mektuplar isimli maxi single çalışmasıyla dinleyicisiyle buluşan Serenad Bayraktar ile maxi single’ı içerisinde yer alan Mektuplar – Oyuncaklarım – Zamansız parçaları kapsamında konsept bir röportaj gerçekleştirdik. Zamanın ötesinde bir şeyler yapmanın hedefi olduğunu söyleyen Serenad Bayraktar, “Stüdyoda Genco ile birlikte zamansız bir sound içermeli diye de konuştuğumuzu hatırlıyorum. Ve gerçekten sonuca baktığımız zaman bundan 20 yıl sonra da eskimeyecek bir müzik yaptık birlikte.” dedi.
ο Mektuplar isimli maxi single çalışmanız ile dinleyicilerinizle buluştunuz. Peki Serenad Bayraktar, içini mektuplara döktüğünde yazdıklarını karşı tarafa okutur mu? Yoksa tüm hissettiği duygular kendi içinde mi kalır?
Çoğu zaman hislerimi karşı tarafa aktarmaya ve içimde tutmamaya özen gösteririm. Yaşadıklarım ve hissettiğim bütün duygularımı müziğimle aktarmayı hedefliyorum. Genelde anlatamadıklarımı ve söyleyemediklerimi de sadece müziğimle dile getiriyorum. Bunu sadece sözler ile yaptığımı söylemem çok yanlış olur. Çoğu zaman sadece melodi, müziğin armonisi hissettiriyor en derin duyguları. Bu nedenle sadece müziği dinlediğinizde de anlatmak istediğim duyguyu müzik sayesinde hissetmiş oluyorsunuz.
ο Mektuplarınıza ne konu olur? Üzüntüler, kırgınlıklar ya da sevinciniz…
Aslında spesifik olarak bir konu söyleyemem, genel olarak kaybetmek istemeyen fakat kaybetmeyi de göze almış birisini anlatıyor aslında. Örnek vermem gerekirse İlk yazdığım ve bestelediğim şarkım bu albümde yer alıyor. İsmi Zamansız. Bu şarkımı bestelerken en önem verdiğim şey müzik oldu. Sözleri ise ilk demoyu okurken kendiliğinden çıktı tek seferde. Sonrasında en ufak bir kelimesini bile değiştirmeden o haliyle yayınladım. Genellikle benim ne anlatmak istediğimden çok dinleyenlerimin müziğimi dinlediklerinde ne hissettikleri duygusu önem kazanıyor.
ο Serenad Bayraktar’ın ‘oyuncakları’ neler? Hayatta nereyi, hangi anları oyun alanı gibi görürsünüz?
Bana göre hayatta en zevk aldığımız yer oyun alanımızdır. Benim oyuncaklarım her zaman enstrümanlarım, stüdyo ekipmanlarım ve mikrofonlarım oldu. Keyif aldığımız her yer aslında bizim güvenle vakit geçirdiğimiz oyun sahamız oluyor zamanla. Bu nedenle her zaman mutlu olduğumuz, keyif aldığımız şeyleri yapmanın doğru olduğunu düşünüyorum. Aslında şarkımda da bahsetmek istediğim şey de tam olarak buydu. Sözleri de dinlediğiniz zaman küçük birisinin oyuncaklarına gösterdiği özeni ve ilgiyi yıllar sonra aşkı ile kıyaslayabilmesini anlatıyor aslında.
ο Zaman kavramı sizin için ne ifade ediyor?
Zaman aslında içinde bulunduğumuz, ona ayak uydurmaya çalışırken akıp giden her şeyi ifade ediyor benim için. Bu nedenle akıp giderken farkında bile olmadığımız zamanın ötesinde bir şeyler yapmak her zaman hedefim oldu. Stüdyoda Genco ile birlikte zamansız bir sound içermeli diye de konuştuğumuzu hatırlıyorum. Ve gerçekten sonuca baktığımız zaman bundan 20 yıl sonra da eskimeyecek bir müzik yaptık birlikte. Bu nedenle ismine Zamansız adını verdik.
Bu gönderiyi Instagram’da gör
ο Hiçbir şeye yetişemediğinizi, geç kaldığınızı düşünüyor musunuz?
Bence her şey olması gerektiği gibi ne yavaş ne de hızlı ilerliyor. Bizim her şeye ayak uydurmamız ve bu düzenin içinde durmadan üretmemiz gerektiğini düşünüyorum. Bazı zamanlarda insan doğası gereği hiçbir şeye yetişemediğimi bu sebeple bazen yorgun hissediyorum. Bu hisse kapıldığım zaman bu düşüncenin bana ait olmadığını da biliyorum. Bence hayatta her şey zamansız, tıpkı müziklerimiz gibi.
ο Son dönemde; “Doğru zamanda doğru yerdeymişim ki bu başıma geldi / buna sahip oldum.” dediğiniz bir şey oldu mu?
Her gün! Her gün bunu söylüyorum kendime. Öncelikle bana destek olan müthiş bir aileye sahip olduğum için, beni müzikle büyüttükleri için, merhameti, sevgiyi ve saygıyı öğrettirdikleri için daha sonra da Genco Arı gibi birisini tanıdığım için bunu her gün düşünüyorum. Bazen iyi veya kötü şeylerin de insanın başına ders çıkartması için geldiğini düşünüyorum. Bence hayatta yaptığımız her şey elbet bir gün karşımıza çıkıyor ve evren bu adaleti kendi kendine sağlıyor. Ve benim hayatımdaki her şeyin (başta ailemin) bana bir hediye olduğunu düşünüyorum. Böylece yaptığım bütün işleri, çaldığım her notayı bu farkındalık ile çalıyorum ve bu da doğal olarak müziğime yansıyor.