Zeynep TOKER
zeynep.toker@yellowbos.com
Türkçe rock müziğin popüler gruplarından Pera, yeni parçalar üretmeye hız kesmeden devam ediyor. Şubat ayının sonunda Gecenin En Güzeli isimli yeni single çalışmalarını Sony Music Türkiye etiketiyle yayınlayan grup; şarkıyı oluştururken yaz akşamlarının melankolik havasını aktarmaya çalıştıklarını söyledi. Normalde çok eğlenceli olduklarını bildiğimiz Pera’ya durumun şarkılarda neden böyle olmadığını sorduğumuzda ise, “İşin üretme kısmında dışa vurumda melankoli olarak yoğunlukta olmamız doğru. Pera’nın kimyasında bu var.” yanıtını aldık. İlerleyen dönemler de janr olarak gruptan çok uzak sayılabilecek isimlerle sürprizler planladıklarını söyleyen Pera, çok daha fazlasını Back on Stage’e anlattı.
ο Gecenin En Güzeli isimli yeni single çalışmanızı geçtiğimiz günlerde Sony Music Türkiye etiketiyle yayınladınız. Bu parçanın hikayesini nedir?
Çok güzel bir şarkıya dönüşen duygunun adı bu sefer Gecenin En Güzeli oldu. Gece; aşkı, huzuru, mutluluğu en çok düşündüğümüz an olduğundan kaynaklı, betimlemeleri de bunlarla paralel bir şekilde anlatmaya çalıştık. Bizce harika bir iş çıktı. Gecenin En Güzeli‘nin hissini düşününce aklımıza yaz akşamları geliyor. Bu akşamların romantik melankolik bir havası vardır. Biraz da nostaljik. Şarkıyı oluştururken hissiyat ve sound olarak da tamamen bu hisleri aktarmaya yönelik çalışmalar yaptık. Umarım hislerimizi dinleyicilerimize aktarmayı başarmışızdır.
ο Single kapağınızın hikayesi nedir?
Şarkıyı dinlerken aklımıza hep kırmızı kadife perdeler, kırmızı elbiseli bir kadın gibi imajlar geliyordu. Kapağı da videoyu da hazırlarken bu tip görselleri kullanmaya karar verdik. Kadının yüzünü göstermedik çünkü herkesin kafasındaki güzel algısı değişik ama aşkın renginin kırmızı olduğu konusunda muhtemelen hemfikirdir herkes. Şarkının sözlerinde de net olarak kırmızı elbise geçiyor aynı zamanda.
ο Günlük yaşantınızda çok keyifli, eğlenceli bir grup olduğunuzu biliyorum. Aslında bakarsanız bu sosyal mecralarda da böyle gözüküyor. Peki şarkılardaki melankolinin sırrı nedir?
İşin üretme kısmında dışa vurumda melankoli olarak yoğunlukta olmamız doğru. Pera’nın kimyasında bu var. Ayrı bir dünya gibi düşünürsek bunu, orada da çok mutluyuz bu anlamda. Ekip artık aile gibi oldu ve eğlenmemek mümkün değil. Yaptığımız iş aslında çok zor, o kadar yol yorgunluk. Ama her adam bu grupta diğerinin mental sağlığını korumak için gönderilen ajan gibi.
ο Günümüzde müzisyenler eskisi gibi albüm yayınlamıyorken Pera, tüm bu zorlu şartlara rağmen bu konuda ısrarcı. -bence iyi ki de ısrarcı- Bu konuda gerekli motivasyonu kendi içinizde nasıl sağlıyorsunuz? Arada sırada ‘biz ne yapıyoruz?’ diye sorguladığınız oluyor mu?
Bizim işimiz üretmek sonuna kadar. Başkaları nasıl bakar, ne tür yolları seçerler, bizi çok ilgilendiren bir mevzu değil. Bir kaynağımız var. Nedir bu diye hiç sorgulamadığımız işin büyüsü kaçmasın diye. Sular seller gibi akıyor ve dinleyiciyle buluşuyor. Müzik bu yüzden çok güzel. Ne hissediyorsak ne düşünüyorsak şarkılarla anlatıyoruz kendimizi. Günümüzdeki müzik medyaları, tekliler çıkarmayı daha mantıklı hale getirdi. Eskiden müziğe ulaşmak için müzik marketlere gitmek gerekiyordu ve gitmişken de tek bir şarkı satın almak mantıksızdı. Albümler o dönemin en mantıklı formatıydı. Şimdi ise her şey elimizin altında olduğu için, dinleyiciler kendi playlist’lerini oluşturdukları için tekliler yegane format haline dönüştü. Ama müzikal konsept yaratmanın getirdiği güzelliklerden de mahrum kalıyor insan. Biz de ikisini dengede tutmaya çalışıyoruz. Öyle ya da böyle, tekliler en sonunda bir albümün içinde buluyorlar kendilerini.
ο Bir yandan konserleriniz devam ediyor. Pera’nın konser turnesi nasıl geçer? Turne otobüsünde, kuliste neler yapmaktan hoşlanırsınız?
Hiçbir dönemde ara verip kapandığımız bir an olmadı. Konser yoğunluğuyla birlikte single veya albüm çıkarmak çok alıştığımız bir durum. Kahveler alınıyor bütün plan proje o yollarda konuşulup, planlanıp hayata geçiyor. Turne araçları toplantı salonlarımız gibi adeta. Yolda müzik dinlemeyi çok seviyoruz. Aracımızda güzel bir ses sistemimiz var. Kendi yaptığımız kayıtları ya da gelen miksleri de yolda çok dinlediğimiz oluyor. Yorgunsak uyuyoruz. Ama genel olarak keyifli bizim yolculuklarımız. Bir manzara görünce mutlaka durur temiz hava alırız. Şunu net söylemek mümkün, dünyanın en çok kahve içen grubu olabiliriz.
Bu gönderiyi Instagram’da gör
ο Farklı şehirlerde, farklı dinleyicilerinizle bir araya gelmek size nasıl hissettiriyor?
Elimizden geldiğince her yere gitmeye çalışıyoruz. Bazen şartlar el vermediği de oluyor. Bunun bir mükafatı mıdır nedir o zorlanma kısmı, gittiğimizde o şehirde bizi izleyen o gözlerle karşılaştığımızda her şey o kadar mükemmel oluyor ki, bir anda anlatması çok zor. Alıştığımız yüzlere yenileri de ekleniyor her seferinde. Kocaman bir aile oluyoruz bir anda.
ο Bir performansın iyi geçmesi için dinleyici kitlesinin, ortamdaki atmosferin de iyi olması gerektiğini düşünüyorum. Bazen bazı dinleyiciler ilerleyen zamanda yavaş yavaş açılıyor ve şarkılara eşlik etmeye başlıyor. Böyle anlarda neler hissediyorsunuz? Onları ortama ısındırmak için küçük numaralarınız var mı?
Biz dinleyenlerimizle çok yakışan bir partner olduk yıllardır. Aksi olumsuz bir durum nerdeyse hiç yaşamadık. Sadece ilk defa gelen birileri varsa anlamaya çalışıyorlar o da maksimum iki şarkıda bitiyor daha sonra yerini eğlenmeye, şarkıları söylemeye bırakıyor. Genel olarak, sadece bir iki şarkımız değil, tüm şarkılarımızın hep bir ağızdan söylendiğine çokça tanık oluyoruz. Bunda bizi şaşırttığı kadar da mutlu ediyor. Bir müzisyenin yaşayabileceği en büyük tatmin de bu olsa gerek.
ο Doğrusunu söylemek gerekirse Pera’yı yan yana görünce şaşırdığım çok farklı tarzda müzisyenler oluyor. Bir yandan da farklı isimlerin ortak bir noktada bir araya gelip iyi anlaştığını görmek de hoşuma gidiyor doğrusu. Peki bu arkadaşlıklar, sohbetler sizi ve üretim sürecinizi nasıl besliyor? Farklı müzik tarzlarının veya sanat dallarının yansıması nasıl oluyor?
Bu kimyayı oturtmak aslında zor. Farklı müzikler dinleyip ortak noktada buluşmadan önce herkes dinlediği müziklerin dinamiğine çok hakim. Üretim sürecinde tam bir grup gibi ortak yapılıyor her şey. Bazen birisi bir şey yapıyor üstüne koymamıza bile gerek kalmıyor. Başta onun ön görüşüne güvenmekle alakalı bir durum. İşe yaradığına çok şahitlik ettik. İlerleyen dönemlerde de daha da şaşırtacak tarzda bize janr olarak oldukça uzak sayılabilecek isimlerle sürprizler planlıyoruz. Müzikte her zaman yeni tarzlar, birbirine sırt sırta zıt zannedilen türlerin bir araya gelmesinden ya da etkileşiminden doğmuştur. Bu yüzden de en ilginç düetlerin de böyle eşleşmelerden çıkacağını düşünüyoruz.
ο 2024 yılı içerisinde planlarınız arasında neler var? Dinleyicileri bekleyen sürpriz haberler var mı?
Sahnede görsele önem veren bir grubuz. Bunun üzerine uzun çalışmalar yapıyoruz. Güzel şovlar yapmak gibi bir derdimiz var ve bunu her geçen gün biraz daha ilerletip sahne enerjimizle birleştirmeyi amaçlıyoruz. Bunları da olabildiğince her şehre götürmek istiyoruz. Bunun dışında yeni şarkılarla ilgili çalışmalarımız Sony Music Türkiye çatısı altında devam ediyor. Tamamladıkça paylaşmaya devam edeceğiz. Dinleyicilerimizi çok bekletmeyeceğimizi söyleyebiliriz.
ο Son olarak, Back on Stage okurlarına ve dinleyicilerinize neler söylemek istersiniz?
Dinleyicilerimiz zaten bilirler. Rock müzikte duygular çok yoğundur. Rock dinlemeyenleri ise bu yoğun duygulara davet ediyoruz. Pera dinleyenler her yalnız hissettiklerinde müziğimizle yanlarında olduğumuzu hatırlasınlar. Onları çok seviyoruz.