Zeynep TOKER
zeynep.toker@yellowbos.com
Lost Frequencies sahne adıyla bilinen Belçikalı DJ ve prodüktör Felix De Laet, geçtiğimiz ay The Feeling isimli single çalışmasını Sony Music etiketiyle yayınladı. Single çalışmasının çıktığı gün UEFA Final maçı kutlamaları kapsamında İstanbul’da sahne alan Lost Frequencies, Back on Stage okurları için sorularımızı yanıtladı. “İstanbul’da böylesine büyük bir anın parçası olmak ve bunu hayranlar için seslendirmek çok eğlenceliydi.” diyen DJ, bu performansında enerjinin çok yüksek olduğunu dile getirdi.
ο Geçtiğimiz günlerde The Feeling isimli parçanızı yayınladınız. Parçanın tanıtım metninde “Sezonun marşı olmak için tam zamanında yayınladı!” yazıyor. Bu parçanın hazırlık aşaması nasıldı? Çıkış noktası ‘yaz marşı’ yaratmak mıydı?
Evet, daha yeni yayınladık ve şimdiden harika tepkiler aldık! Benim için hazırlık süreci sevdiğim bir tür olan country müziğin etkisine geri dönmek ve elektronik müzik dünyasına ait ama sonuçta insanları iyi hissettirirken biraz da duygu katan, dans edilebilir bir parça yaratmaktı. Amaç katı bir yaz parçası yaratmak değil, sıcak aylarda müzikseverler için bir soundtrack olabilecek benzersiz bir şey yaratmaktı!
ο Dinleyicilerin dinamiklerini, isteklerini nasıl okuyorsunuz? ‘Popüler’ bir parça yaratmanın bir matematiği var mı sizce?
Benim için her zaman yayınlamak istediğim şeye ve o anda bana ilham veren şeye sadık kalmak önemli. Bu bazen daha pop eğilimli bir şey olabiliyor, burada ise country bir havası var ama aynı zamanda hareketli. Herkese uyacak bir şablon yok, ortaya konan her ürünü herkes sevmeyebilir ama samimi hissedilmeli, umarım eski ve yeni hayranlar bu havayı hissedebilir ve müzikten keyif alabilir.
ο Siz parçalarınızı nasıl oluşturuyorsunuz? İşe ‘hit bir parça yapacağım’ diye mi başlıyorsunuz yoksa içinizden geleni ortaya koyduğunuzda, bu bir şekilde başarıya ulaşmış oluyor mu?
Kariyerim boyunca harika bir ekiple çalışmaktan, single’larımı takip eden veya konserlerime gelmek için bilet alan tüm hayranlarıma kadar çok şanslıydım. Yaptığım her şeyde her zaman elimden gelenin en iyisini ortaya koyuyorum, geleneksel anlamda neyin “hit” olacağının tahmin edilebileceğini sanmıyorum, müziğin önderlik etmesine ve konuşmasına izin veriyorum.
ο Size ve müziğinize ne ilham oluyor? Neler sizi sanatsal anlamda besliyor ve geliştiriyor?
Seyahatlerimden, ailemden ve arkadaşlarımdan, meslektaşlarımdan ve birlikte çalıştığım diğer ortaklardan ilham alıyorum. Pek çok farklı yerden ilham alırım, sadece özgün hissettirmesi gerekiyor.
ο 9 Haziran’da UEFA Final maçı kutlamaları kapsamında İstanbul’daydınız. Sizin için nasıl bir deneyimdi? Hem böyle bir etkinlikte yer almak hem de İstanbul’da olmak.
İnanılmaz bir yolculuktu! İstanbul’da böylesine büyük bir anın parçası olmak ve bunu hayranlar için seslendirmek çok eğlenceliydi. Pek çok hayranım The Feeling‘i çaldığımı henüz duymamıştı ama hepsi sözleri kaptı ve enerji çok fazla yüksekti!
Bu gönderiyi Instagram’da gör
ο Instagram hesabınıza baktığımızda sizi oldukça yoğun bir program beklediğini gördük. Bu kadar farklı ülkede, farklı şehirlerde birçok insanla bir araya gelmek nasıl bir duygu? Dinleyicileriniz yaptığınız üretimi ne kadar besliyor?
Tüm hayranlarıma minnettarım ve benim için canlı çalmaktan daha güzel bir duygu yok. Elbette müzik üretmeyi seviyorum ve bunu dünyanın dört bir yanına taşıyabilmek bir rüyanın gerçekleşmesi demek.
ο Turne yolculuğunuz genellikle nasıl ilerler? Olmazsa olmaz dediğiniz rutinleriniz var mı?
Belirli bir rutinim yok ama şovlar öncesinde setlerim için bazı düzenlemeler veya fikirler üzerinde çalışırım. Yeterli zamanım varsa ve başka bir gösteri için bir yerden bir yere hemen uçmam gerekmiyorsa veya belirli bir şehirde birkaç gün geçireceksem, her zaman yerel yemekleri denemeyi ve kültürü deneyimlemeyi severim.
ο Önümüzdeki süreçte planlarınız arasında neler var? Dinleyicilerinizi bekleyen sürprizler var mı?
Bahsettiğim gibi şimdiden harika geri dönüşler alan son single’ım The Feeling‘i henüz yayınladım, ancak elbette yaz aylarında dinleyicilere sunmak için her zaman klasik parçalarımın özel düzenlemeleri ve yenilenmiş versiyonları üzerinde çalışıyorum! Ve Tomorrowland yaklaşıyor, en çok beklediğim şovlardan biridir her zaman, bu yüzden bu yıl hem ana sahne setim hem de Lost Frequencies & Friends sahnem için bazı numaralarım olacak – umarım bazılarınızı orada görürüm!
ο Son olarak Back on Stage okurlarına neler söylemek istersiniz?
Şimdiye kadarki tüm desteğiniz için teşekkür ediyor ve çok yakında ülkenize tekrar dönmeyi umuyorum!