Zeynep TOKER
zeynep.toker@yellowbos.com
Henüz 13-14 yaşlarındayken rock ve trap müzik ile ilgilenmeye başlayan Kum, ilk olarak işe Londra’da kurmuş olduğu Badgirl$ isimli müzik grubuyla başladı. Daha sonra Türkiye’ye geri dönen müzisyen, rock ve trap müziği sentezledi ve burada müzik üretimine tam gaz devam etti. İlk albümünü 2021 yılında yayınlayan Kum, yeni albümünün adını ise ilk kez Back on Stage ile duyurdu! Apartmanlar adını verdiği yeni albümünü Ekim ayında yayınlamayı planladığını söyleyen Kum, Türkiye’ye dönme kararını nasıl aldığını, Şehinşah ile bir araya gelişlerini ve çok daha fazlasını Back on Stage’e anlattı.
ο İki yıl önce İngiltere’den Türkiye’ye dönme kararını nasıl aldınız?
İki yıl önce Badgirl$ grubumdan ayrılmaya karar İngiltere’den Türkiye’ye dönme kararını aldım. Aynı zamanda Türkiye’de birazcık daha ateşlenen Türkçe yeni, kaliteli ve çağdaş müziğin revaçta olmasıyla birlikte Türkiye’de müzik yapmaya karar verdim. Birazcık da İngiltere’de yaşadığım kötü şeyleri unutmak ve yeniden başlamak, özüme dönmek gibi bir şeydi.
ο Orada da müzik yaptığınız Badgirl$ isimli grubunuzla Rosalia, Machine Gun Kelly gibi isimlerin ön grubu olarak da sahne almışsınız. Peki buradaki müzik piyasasında müzisyenlerin yaşadığı zorlukları düşününce bu kararı aldığınıza hiç pişman oldunuz mu? Ya da gelmeden önce tereddüt yaşadınız mı?
Aslında ilk geldiğim dönem Türkiye’deki müzik piyasasında gayet para vardı. Spotify dinlemelerine ödenen para şu anda olduğu kadar düşmemişti ve yatırım da yapılıyordu. Rap müziğin mainstream olmasıyla birlikte aslında heyecanlı bir şekilde geldim, o hype’ın ekmeğini iyi de yediğimi düşünüyorum. Müzisyenler bence dünyanın her yerinde aynı zorlukları yaşıyorlar. Zaten bu iş için en çok sabreden ve en çok ter döken insanlar her yerde başarıyor.
ο İngiltere müzik piyasası ile Türkiye’deki müzik piyasasını kıyaslayacak olsanız, her iki ülkenin bir müzisyen için avantajları ve dezavantajları neler?
İngiltere müzik piyasasının bir kere çok eski bir müzik piyasası olması başlı başına onlar için bir avantaj. Birçok şey daha önceden denenmiş, yapılmış müzik şirketleri sanatçılarla nasıl iletişimde olacaklarını, onları nasıl manipüle edeceklerini daha iyi biliyorlar. En azından daha profesyoneller bu konuda. Türkiye’deki müzik piyasasının sektörel olarak daha az gelişmiş olmasının yanı sıra Türk müzik tarihi ve piyasası bence ne yetenekten yoksun ne de kaliteli işten. Kesinlikle bir karşılaştırma yapılabilir, Avrupa veya Amerika kadar iyi. Aynı zamanda Avrupa’daki birçok ülkeden de daha çok insana ulaşıyor. Türk dinleyicisi kendi içerisinde kocaman bir market, ne kadar daha az para kazansak da bunu unutmamamız lazım. Avrupa arasındaki fark sadece bizim aşağılık kompleksimizle alakalı yani.
Bu gönderiyi Instagram’da gör
ο Müziğinizde rock ve trap müziği sentezliyorsunuz. İki müzik tarzı hangi yönleriyle sizin müziğinizi besliyor?
Ben rock müzikten geliyorum zaten. Küçükken ilk başta 60’lar rock müziğine ilgi duydum; Beatles, Bob Dylan gibi klasik rock, folk müzik sanatçıları sayesinde. Rap’e pek ilgi duyan bir çocuk olmadım, old school rap falan da dinlemedim hiç, hep rockçıydım. Rock’tan daha böyle punk’a post punk’a kaymıştım 13-14 yaşlarıma geldiğimde ama o süreçte trap müzik mainstream olunca o müziğe ilgi duymaya başladım, hip hop müziğe giriş yaptım birazcık. Ondan sonrası da 2014’ten beri o iki müziği harmanlamaya çalışıyorum. Gitarla trap beat’lerini ya da hip hop elementlerini ya da küfürlü söz duyunca emo rap kategorisine sokuyorlar ama aslında benim müziğimin alt yapıları emo rock’tan çok İngiliz rock müziğine veya Türkçe rock müziğe daha çok benziyor.
ο “Müziğim her zaman iletişim için oldu” diyorsunuz. Peki en çok hangi ruh halindeyken üretim sürecine giriyorsunuz? Kendinizi şarkılarla ifade etmek istiyorsunuz? Bize biraz yeni bir şarkının doğuşunu, o rutini anlatır mısınız?
En iyi şarkılar ‘tak’ diye geliyor. Mesela; Düşmanlarıma, Gel, Seni Sevemem, Masal gibi benim kişisel favori parçalarımın birçoğu beş dakikada yazılmıştır. Cümle cümlesine kelime kelimesine. Onun dışında oturup da şarkı yazmaya çalıştığım da oluyor. Ama ayda 3-4 tane süper şarkı çıkarabiliyorum ve bunların da yapım süreci sıklıkları kadar az oluyor. 10 dakikada çıkarıyorum şarkıyı. Beat’ini 10 dakikada yapıyorum, sözlerini 10 dakikada yazıyorum, kaydediyorum ama bundan iki hafta boyunca aynı kalitede bir tane daha yapamıyorum. Biraz o yüzden akşına bıraktım, ben yaşadıkça müzik ortaya çıkıyor, yaşadıkça evriliyor ve projelendirmesi de ben yaşadıkça oluyor yavaş yavaş. Bir de yaşıyor gibi şarkılar, bazen bir verse oradan başka bir şarkıya gidiyor, oradan bir nakarat melodisi başka bir yere gidiyor. Hep böyle evriliyor. Resim gibi, kolaj gibi.
ο 2021 yılında 9 parçadan oluşan Her Şey Çok Güzel Olacak isimli ilk albümünüzü dinleyicilerinizle paylaştınız. Bu albümün hazırlık aşaması nasıl gerçekleşti?
Askere gitmeden önce Düşmanlarıma ve Azap‘ı yapmıştım, ilk defa Türkçe müzik deneyerek. Ondan sonra bir süre hiçbir şey yapmadım, askere gittim. 6 ay askerlik yaptım, o süreçte bol bol zamanım oldu düşünmeye, beynimin içinde olmaya. Birçok şarkımın albümdeki temelini, nakaratlarını, melodilerini falan oradaki not defterime yazmıştım. Ondan sonra askerden dönünce yavaş yavaş bir araya getirdim. 3-4 kere üstünden geçtim farklı prodüktörlerle kocaman bir aile gibi çalıştık. Sanırım dördüncü kez tüm mix’leri değiştirdikten sonra dördüncü veya beşinci final formunu yayınladık.
ο Şehinşah ile birlikteliğiniz nasıl gerçekleşti? Yaşamak‘ın hazırlık sürecini sizden dinleyebilir miyiz?
Yaşamak’ın hazırlık süreci, Şehinşah ile Instagram üzerinden random konuşup birbirimizin işlerini överken ikimizin de muzdarip olduğu bir konuyu ortaya çıktı. İnsanlar sürekli bize intihar üzerine mesajlar atıyorlar. Biz de bunu çok saçma bulup hepsine üç paragraf “Oğlum intihar etme, çünkü hayatta şunlar var.” demek yerine, “Hadi gel şarkı yapalım, hem şarkı yapmak da güzel olur.” dedik.
ο Yeni parçalar teker teker gelmeye devam edecek mi? Yakın gelecekte planlarınız arasında neler var?
Yeni parçalar Eylül boyunca teker teker gelmeye devam edecek, ondan sonra da Ekim’de albümü yayınlamayı düşünüyorum. Yeni albümüm Apartmanlar, bunu da ilk defa buradan duyurayım. 12 şarkıda oluşuyor. Her Şey Çok Güzel Olacak‘ın devamı niteliğinde bir albüm, hiç feat yok albümde. Bir sürü de konser var, Kasım ayında Anadolu turnesi planlıyoruz.
Kum’un 4 Eylül’de KüçükÇiftlik Park’ta gerçekleşecek konserine bilet almak için tıkla!