Çağatay YILMAZ

Bir süredir özel etkinlikler ve DasDas koridorları dışında göremiyorduk Koray Candemir’i. 2020’de İhtimaller parçasını yayınlayarak geri döndüğünü müjdeledi. Derken araya pandemiyle birlikte zaman girdi. Kimileri parçasını bu yaz çıkardı. Üstelik bu sefer işin içine pop ve sytnh de var. Söz ve müziği Koray Candemir’e ait olan Kimileri’ne Kargo’dan tanıdığımız Serkan Çeliköz synthleri ve aranjörlüğü ile eşlik etti. Kayıtlarını Cem Şahin’in yaptığı şarkının mix’ini ülkenin değerli prodüktörlerinden Tarkan Gözübüyük üstlendi. Mastering’i Güven Ersoysal tarafından yapılan Kimileri’nin kayıtlarında davulları Kurban’dan tanıdığımız Burak Gürpınar çalarken, bas gitarda Cemre Kabaş, gitarlarda Cem Şahin’i görüyoruz. Bu arkası kalabalık parçanın şerefine Koray Candemir ile DasDas’ta buluştuk.

 

ο En son sizden Kimileri’ni dinledik. Sözlerinde başkalarından, tutulan taraflardan, yalnızlıktan bahsediyorsunuz. Siz bu yalnızlığın hangi tarafındasınız?

Yalnızlığı severim. Senelerdir tek başına yaşayan bir adamım. Ama insanlarla temas etmeyi, arkadaşlarımı da severim. Yani yalnızlığa gömüldüm, karanlıktayım yoktur bende. Yalnızlığı severim ama daha aydınlık tarafları da değerlendiririm.

ο Parçada “Kimileri siyah sever, onlara dokunmayın” diyorsunuz. Kim bu siyah severler? Niye dokunmasınlar? 

Siyah sevenler benim, gördüğün gibi. Herkes öyle dönemler yaşıyor, siyah giymek dediğim şey bir gönderme yani. Esasında orada yazan şey, o dönemi yaşayan insanları yargılamak yerine birazcık onu yaşamasına izin vermek ve ondan güzel bir şekilde çıkmasını sağlamak gibi. Normalde sözleri yazıp çıkardıktan sonra daha çok dinleyiciye bırakıyorum, çünkü herkes kendisine göre yorumlayabiliyor.

ο Kimileri’nde banjo sesi duyduk, banjo sesini çok sevdiğimiz bir enstrüman. Bizim naçizane yorumumuz, Türkiye’de biraz daha duysak. Ne dersiniz?

Banjo çok eğlenceli bir enstrüman. Cümbüş falan da öyledir, onlar farklı medeniyet. Bu albümde şarkıların prodüktörlüğünü kendim yapıyorum. Sound’u duyuyorum, “Burada banjo sesini bununla birleştirsek” diyorum. Sonra deneyip, olduğunu gördüğün zaman şahane oluyor. Önceki albümde bağlama kullandık, farklı etnik enstrümanları her zaman deneyebilirim, o konulara çok açığım.

ο İhtimaller ve Kimileri’nin kliplerinden bahsetmek istiyorum. Kliplerinizde bir hikaye anlatılıyor. DasDas yani tiyatro deneyiminizin kliplere etkisi var mı?

Video bu büyük salonda çekildi. O zaten kendi içinde kimyasını barındırıyor. Cast olayını da yönetmen Doğan Tanyer ile kurduk. Biraz böyle hafif bi’ İngiliz havası var, görüntüsü de hafif böyle soğuk renkler. Biraz mükemmeliyetçi takılıyoruz. Kimileri’de animasyon videosu bir şey anlatmasından daha çok şarkıya eşlikçi gibi oldu. 

 

‘ŞİMDİLERDE SABIR, ÇALIŞMA, İŞ DİSİPLİNİ VAR MI EMİN DEĞİLİM’

ο Kimileri’nde synth`ler, poplar duyuyoruz. Bu deneysel mi? Bunu deneyeyim mi, yoksa birazcık daha “klasik rock” sanatlarından biraz daha buralara kayayım gibi bir düşünce mi?

Bu tamamen bir tazelenme durumu. Deneme gibi de biraz. Şarkıyı kaydederken önce bir iskelet kuruyor sonra harekete geçiriyoruz. Son haline getirdiğimizde bize yetmedi o öyle söyleyeyim. Daha farklı şeyler istedi şarkı. Serkan Çeliköz’e yolladık, dokunuşunu yaptı. İstediğimiz şey oydu, birazcık daha taze bir sound. Devamı gelecek. İhtimaller ile Kimileri’ni birbirlerinden çok uzak bulanlar var ama aslında öyle değil. Yaptığım şarkıları arka arkaya koyduğumda albüm formatı içinde yoğruluyor, hepsi bir torbanın içinde oluyor. 

ο Single hikaye anlatımını öldürdü mü?

Öldürdü, öldürmez olur mu? Şarkıların, albümlerin yapılış şeklinden sunum şekline kadar bütün aşaması değişti. Dijital platformlardan önce müzik yapmak şöyle bir şeydi: Sen ya bir grup olarak bir araya geliyorsun ya da tek. iyi bir yorumcusun, şarkıcısın. O şarkıların oluşması için profesyonel stüdyoya girmen gerekiyordu. Sonra onun basılması, dağıtılması ve bunun PR’ının yapılması gerekiyordu. Şu anda evine o stüdyoyu kuruyorsun, şarkıyı yayınlanabilecek son haline getirebiliyorsun. Bireysel olarak bir dijital ajansla anlaşıp kendi şarkılarını yayınlayabilirsin. Eğer bir de takipçin falan varsa kendin medya gibisin. Şimdi bu bütün dinamikleri değiştiriyor, olayı hızlandırıyor. Öbür tarafında da konsept albüm dediğimiz şeyi yapmak için stüdyoya kapanman, aylarca çalışman gerek. Şimdilerde bu sabır, çalışma, iş disiplini var mı ondan emin değilim.

ο Dijital platformlardaki dinlenme sayısı başarı sayılıyor ya sizce bu doğru bir ölçüm yöntemi mi? Siz dikkate alıyor musunuz?

Mekanik dağıtımdaki bütün bu dağıtım şirketlerinin yerini dijital dağıtımcılar aldı. Onların bulunduğu pozisyon, elde ettikleri gelir, kestikleri yüzde, sunum şekilleri, algoritmaları, yazılımları hep sorgulanacak, hiç bitmeyecek. Çünkü karanlık noktalar var işin içinde. Bundan 30 sene sonra dönüp baktığımızda böyle daha farklı algılanacak bu dönemler. Çünkü mekanikte şöyle bir şey vardı; CD, kaset, plak dükkanda satılıyor. Net belli olay. Şimdi burada stream olduğu için adam dinledi tık yazdı. İçinde onun antin kuntin ne kadar var? Bir şeyi sürekli dinlettirdin, programladın, onu sayıyor mu? Ne kadar dinledi, kaç saniyesi dinlendi, nereden dinlendi? Bunların raporları da geliyor ama yani ne kadar gerçek bunlar tabi ondan tam emin değiliz. Çünkü elle tutulan bir şey yok. Türkiye’de YouTube’da 100 milyon dinleme bir iş çıkıyor. Şimdi nasıl dinlenmiş abi 100 milyon? Ülkenin nüfusu 83 milyon zaten. 100 milyon dinlenebilir ama buna güvenebilecek miyiz?

 

‘YENİ BİR ALBÜME BAŞLAMAK İSTİYORUM’

ο Pandemi sürecinde müzik sektörünün yaşadığı sıkıntıları ve birlik olamamalarını görünce şeyi düşündüm; Ben şu an 19 yaşında müzisyenliğe heveslenen biri olsam, bu sektöre girmem.

Onla ilgili bizim Tarkan Gözübüyük’ün duvara yazılacak bir cümlesi vardır. “Müzik yapmadan durabiliyorsanız müzik yapmayın.” Gerçekten çok zorlayacağı bir iş bu, yani iş olduğunu anlamıyorsun başında gençken girdiğinde sonradan görüyorsun ortamı. Zor, evet bu ülkede sanatın herhangi bir koluyla uğraşmak. En büyük, birinci nedenlerden biri bu ekonominin kayıt dışı yürütülmesi. Birçok enstrümanist, müzisyen, emekçi, kayıt altında değil, böyle bir kriz yaşandığında yardımı kime neye göre vereceksin? Sistemde o kadar boşluk var ki… Şimdi şöyle de bir şey var, adam 3 kuruş para kazanıyor. Onu kayıt altına alsan adamın parasının yarısını vergiye alacaksın, yani adamın yaşamından kesiyorsun. Müzik sektöründe çok büyük paralar kazanılmıyor. Müzik sektöründen çok büyük paralar kazanan insanlar, senelerdir çok çalışıp markalarını bir yere getirmiş insanlar.

ο Cover sever misiniz? Hem kendi parçalarınızın hem başka parçaların cover’larını dinlemeyi seviyor musunuz?

Cover’ın böyle bir anlamı, bir özelliği olmalı. Yani bizim için hep öyleydi. Kargo ile cover albüm yaptığımızda bile bazı şarkılarda benim çok hevesim yoktu. Yıldızların Altında ve Sen Ağlama’yı cover’lamıştık. Serkan getirdi bir düzenleme yaptık, şarkıları önce sahnede çalmaya başladık. Oradan bir geri dönüş geldi ve sonra parçaları albüme taşıdık. Son solo albümümde, Keklik İdim Vurdular’ı cover’ladım. Çok sevdiğim bir türküdür. Ekip olarak yaptığımız, en sevdiğim cover’lardan biri. Özel hikayesi vardır. Çıkışı, geldiği yol, bir şey hissettirmesi lazım, cover’ı öyle seviyorum.

ο Son olarak yine, sizin hakkınızda bitirelim. Sıradaki planlar ne var? Koray Candemir ne yapacak?

Bu son 3-4 senedir yeni şarkılara uğraşıyoruz, sürekli kayıt alıyoruz tatmin olmuyoruz yenilerini yapıyoruz falan. Birazcık daha sık paylaşım ve sık üreteyim kafasındayım şu anda. Kendime onu motive etmeye çalışıyorum. Elimizde zaten şarkılar var onları paylaşacağım. Şu albümü çıkardıktan sonra hemen arkasından yeni bir albüm, bir proje, yeni bir şeye başlamak istiyorum.