Zeynep TOKER
zeynep.toker@yellowbos.com
Hilal Bölükbaşı, nam-ı diğer Kool Jane, çocukluğundan beri müziğe karşı ilgi duyuyordu. 12-13 yaşlarında yazdığı şiirleri melodik hale getirerek kendi şarkılarını yazmaya başlamıştı. Daha 14 yaşında bir arkadaşının kurmuş olduğu home studio’da kendi şarkılarını kaydetmeye başlamıştı bile. İlerleyen yaşlarda piyano çalmaya başlayan Kool Jane, daha sonra üniversitede müzik bölümünde eğitim gördü.
Geçtiğimiz günlerde Universal Music Türkiye etiketiyle Zehir isimli şarkısını dinleyicisiyle paylaşan Kool Jane, bu şarkıyı güvendiği bazı arkadaşlıklarının onu hüsrana uğratmasından hareketle yazdığını dile getiriyor. İleriye dönük planları arasında en büyük hedefi sahneye çıkmak olduğunu söyleyen müzisyen, “Şarkılarım yayınlanmaya başladığından bu yana henüz kendi şarkılarımı seslendirdiğim bir sahne deneyimi yaşayamadım ne yazık ki. İlk hedefim şu an için bu. Akabinde bir albüm projem var, çalışmalarına yavaştan başladım diyebilirim.” diyor.
ο Müzik, hayatınızda küçük yaşlardan beri var. Hatta daha o yaşlarda kayıtlar almaya da başlamışsınız. Peki tam anlamda profesyonel müzik yapmaya ve bu konuda harekete geçmeye nasıl karar verdiniz?
Müziğe ilgimi keşfettiğim ilk yıllardan beri hedefim, bu işi profesyonel anlamda icra etmekti zaten. Fakat yaşımın küçük olması ve gerekli network’ü o yıllarda sağlayabilmenin zorlukları neticesinde, daha çok kendi halimde bir şeyler yapma şansım oldu. Bir nevi iyi de oldu, çünkü bu süreçte kendimi geliştirip gerçekten ne istediğimi, müziğimi nasıl şekillendirip doğru bir biçimde ifade edeceğimi daha iyi anlamış oldum. Benim hayatım gerçekten müzikten ibaret, bu nedenle profesyonel anlamda bunun eğitimini de almak istedim ve müzik öğretmenliği bölümünü bitirdim. Bu bölümü okuduğum süreçte zaten hali hazırda yazmış olduğum onlarca şarkı vardı ve bunları derleyip Universal’a gönderme kararı aldım. Sonrası da malum.
ο Trap, rap müzik hayatınızda hep var mıydı? 11-12 yaşlarında kaydını aldığınız parçalar da bu tarzlarda mıydı?
Rap müzikle ilk tanıştığım yıllarda bırakın trap kültürünü, rap kültürü direkt olarak müzik piyasasının çok alt segmentlerinde yer alıyordu. O zamanlar rap müzikte çok daha sert bir ifade şekli vardı ve şarkılar şu an olduğu gibi rahat bir biçimde önünüze gelmiyordu. Sizin bu işlerin takipçisi olmanız gerekliydi. Ben de çoğunlukla rap partilerine katılıp sahne alıyordum. E tabii oldukça toy bir yaşta olduğum için o sıralar çok özgün bir tarzım olduğunu söyleyemem. Genelde sağa sola diss atmam meşhurdu. Hatta ilk yazdığım şarkı (neden hiçbir fikrim yok) Eminem’e diss’ti. Yani genel anlamda daha sert ve öfkeli şarkılarım vardı, evet 11 yaşında.
ο Kool Jane ismi nereden geliyor?
Açıkçası ismimin altında hiç derin anlamlar yattığını söyleyemem. Eskiden farklı bir isim kullanıyordum ama bunu paylaşmak istemiyorum. Ben önce MJ, CJ, TJ falan gibi kısaltmalar düşünüyordum (evet, GTA San Andreas çok oynadım) sonra bunları denerken aklıma KJ geldi. İyi güzel kısaltma buldum da full name ne olacak diye düşünürken Jane ismini sevdiğim aklıma geldi. Hadi bakalım “K” ne olacak dedim. Bunun da ismimin önünde beni tanımlayıcı bir sıfat niteliğini taşımasını istedim. İnsanlar genelde beni dışarıdan soğuk biri olarak görür, bana hep “Sen niye böyle cool cool takılıyorsun?” falan derler. Aslında alakası yok da neyse… Ben de dedim, adım Kool Jane olsun.
Bu gönderiyi Instagram’da gör
ο Geçtiğimiz günlerde Zehir isimli yeni parçanızı yayınladınız. Bu parçanın hazırlık süreci nasıl gerçekleşti?
Zehir‘i sanırım geçen sene yazmıştım. Şarkılarımı genelde yaşadığım olayların bende yarattığı duygusal süreci takiben yazıyorum. Zor bir dönemdi. Güvendiğim bazı arkadaşlıklarımın beni hüsrana uğratmasından hareketle şarkıyı yazdım ve demosunu kaydettim, sonra öyle bıraktım. Aradan biraz zaman geçtikten sonra Ateş ile beraber şarkıyı dinlediğimizde bana ‘bunu yayınlamalısın bence’ dedi. Sonrasında Alper bana bu şarkı için hazırladığı bir altyapıyı gönderdi. Ben zaten o gitar girişini duyunca ‘hemen çıkarıyoruz’ dedim. Sonra da çıkarmış bulunduk.
ο İlham aldığınız, müziğinizi şekillendiren isimler var mı?
Ben aslında tam bir rock müzik tutkunuyum. Hatta eskiden bir rock band’im bile vardı. Genelde senfonik rock tarzında şarkılar dinliyorum. Epica, Nightwish, Evanescence, Apocalyptica vs. sonra da oturup rap yazıyorum. Bence bir insanın icra ettiği ve dinlemekten keyif aldığı müzik arasında doğrudan bir bağlantı olması gerekmiyor. Müzik çok acayip bir dünya. Ben kendime “rapçi” demiyorum zaten, ben müzisyenim. Bu bağlamda bana ilham veren şey spesifik bir isimden ziyade müziğin ta kendisi diyebilirim.
ο Instagram hesabınıza baktığımızda iki farklı Kool Jane görüyoruz. Arkadaş ortamında farklı, fotoğraf çekimlerinde farklı tarzınız var. Müzikal hayatınızdaki tarz değişikliğini kişisel hayatınıza ‘tam olarak’ yansıtmamanızın özel bir nedeni var mı?
Kool Jane benim sanatçı kimliğim. Fotoğraf çekimlerinde ya da kliplerde görünen Kool Jane ile normal hayattaki ben arasında elbet farklılıklar olacaktır. Tarzdan kastınız styling, saç-makyaj gibi şeylerse, bunları güncel yaşamıma entegre etmem çok zor çünkü ben çok üşengeç bir insanım. Oturup bugün nasıl bir kombin yapsam, saçımı makyajımı ne yapsam diye gram düşünemiyorum maalesef. Ama yaşayış biçimim, tavırlarım ve yaklaşımlarım arasında bir farklılık yok. Şarkılarda dinlediğiniz, kliplerde izlediğiniz o duygusal topçuğum maalesef.
ο “Kendi müziğimi tanımlayamıyorum.” diyorsunuz. Peki bu noktada sizi bir süre sonra farklı tarzlarda müzik yaparken görebilir miyiz?
Dediğim gibi ben zaten müzisyenim. Kendimi geliştirmeye ve yenilemeye her zaman açık olmak zorundayım. Ha tabii bu demek değildir ki yarın bir gün k-pop da yapabilirim. Onun gibi bir şey değil. Hali hazırda ürettiğim işlerden çok da fazla uzaklaşmadan, beni ve dinleyiciyi tatmin edecek farklılıklara elbette açığım.
ο Geçtiğimiz yıl Idyl ile birlikte yayınladığınız Özgürlük isimli parçayla Spotify EQUAL Global listesinin kapağında yer aldınız. Kendinizi Times Meydanı’nın ortasında görmek size neler hissettirdi?
Müthiş bir gururdu gerçekten. Bir süre inanamadım açıkçası, açıp açıp baktım. Bir de tam o gün kedim evden kaçmıştı, ne hissedeceğimi bilemedim doğrusu. Ama tüm o hengamenin sonunda fotoğrafa tekrardan baktım. Vay be, ben gidemeden fotoğrafım gitti valla dedim. Özgürlük şarkısını ben pandemide yazmıştım. Dört duvardı her yanım gerçekten, ruhum daralıyordu. Odama sığamıyordum. Üstüne üstlük yine sıkıntılı bazı durumlar yaşamıştım. Özetle tam bir buhran dönemini anlatan bir şarkıydı. Böyle bir şarkının odamın duvarlarından taa Times Meydanı’na kadar taşması bana hem doğru yolda olduğumu hem de yürekten inanmanın gerçek başarıların kapısını açabileceğini gösterdi.
ο 2015 yılında O Ses Türkiye serüveniniz olmuş. Müziğin yarıştırılması hakkında ne düşünüyorsunuz? Gerçekten yetenekler, başarılar birkaç jüri eşliğinde ölçülebilir mi?
O dönem artık gerçekten bir şeyler olsun istiyordum ama ne yapacağımı da tam olarak bilemiyordum. Açıkçası beni O Ses Türkiye’ye katılmaya resmen arkadaş çevrem zorladı diyebilirim. Bundan pişmanlık duymuyorum tabii de istediğim gibi bir performans gerçekleştirme fırsatım olmadı diyeyim. Müziğin yarıştırılması konusunda ise şöyle düşünüyorum. Katıldığım program aslında müziğin değil daha çok sesin ve performansın yarıştırıldığı bir programdı. Bu bağlamda birçok insana güzel bir fırsat verildiği kanaatindeyim. Yarışmadan sonra ünlenen bazı isimler oldu neticede. Yetenekler, başarılar elbette birkaç jüri ile ölçülemez ancak kendini gösterme fırsatı başka bir şey. Neticede bizler de müzik okullarına girerken bir komisyon tarafından özel bir yetenek sınavıyla seçiliyoruz. Gerisi sizin bu fırsat ile ne yapabildiğinize kalıyor.
ο Önümüzdeki süreçte planlarınız arasında neler var? Müzikal yolcuğunuzda kendinize belirlediğiniz hedefler var mı yoksa kendinizi tamamen akışa mı bırakacaksınız?
Tabii ki de kendim için belirlediğim hedefler var. Bunlardan en önemlisi sahneye çıkmak. Şarkılarım yayınlanmaya başladığından bu yana henüz kendi şarkılarımı seslendirdiğim bir sahne deneyimi yaşayamadım ne yazık ki. İlk hedefim şu an için bu. Akabinde bir albüm projem var, çalışmalarına yavaştan başladım diyebilirim. Güzel projeler yakın.