Zeynep TOKER
zeynep.toker@yellowbos.com

Londra merkezli müzik ikilisi Kit Sebastian ile Garanti BBVA Güz Konserleri kapsamında 27 Ekim’de Blind‘da gerçekleştireceği performans öncesi bir araya geldim. Türkiye’de çalacakları için sabırsızlandıklarını söyleyen ikili, ilk kez bir İstanbul konserinde Şinanay parçasını seslendireceklerini de dile getirdi. Hepsi ve daha fazlası röportajımızda seni bekliyor!

ο 27 Ekim’de Garanti BBVA konserleri kapsamında Blind sahnesinde olacaksınız. Türkiye’de İstanbullu dinleyicilerle bir arada olmak size neler hissettiriyor?

Kit Martin: Her zaman bir zevk, müziğimizin oraya ait olduğunu hissediyorum.

Merve Erdem: Orası benim memleketim ve sahne almak için dünya üzerindeki en sevdiğim yer! Konserlerimizdeki enerji her zaman için inanılmaz. Şarkı sözlerimizi anlayan bir dinleyici kitlesine söylemek çok özel bir duygu. Bunun için sabırsızlanıyorum!

ο Bu konsere özel bir setlist hazırladınız mı? Dinleyicilerinizi nasıl bir performans bekliyor?

Kit: Bitirme aşamasında olduğumuz üçüncü albümümüzden bir şarkının prömiyerini yapacağız.

Merve: Evet, bu parçayı ilk kez seslendireceğiz, henüz bizden başka duyan olmadı! Ayrıca daha önce İstanbul’da hiç seslendirmediğimiz Şinanay şarkısını da çalacağız.

 

Bu gönderiyi Instagram’da gör

 

Blind (@blind_istanbul)’in paylaştığı bir gönderi

ο Ağustos ayının sonunda Souleance ile Out of Touch isimli parçanızı yayınladınız. Bu parçanın hazırlık aşaması nasıl gerçekleşti?

Souleance bize akor, bas ve davul içeren bir parça verdi. Bizim görevimiz bu parçaya kendi damgamızı vurmaktı. İşbirliği alışık olduğumuz bir şey değil, bu yüzden ilk başta biraz zorlandık. Biraz vokal, saz, ud ve gitar ekledik. Her zamanki soundumuzdan oldukça farklı ancak farklı bir tür keşfetmek ve neler yaratabileceğimizi görmek açısından eğlenceli bir deney oldu.

ο Yaratıcı süreçlerde kendi aranızda nasıl bir dağılım söz konusu oluyor?

Kit: Ben armoniyi ve enstrümantasyonun bir kısmını bulma eğilimindeyim, ardından müzikal fikirleri genişletmeye çalışıyoruz, daha sonrasında Merve melodi ve sözler üzerinde çalışıyor ve şarkının temasını ortaya çıkarıyor.

ο Gerek albüm/single kapak fotoğraflarınız olsun gerekse klip çalışmalarınız olsun hepsi kendine has, Kit Sebastian imzası olduğu belli işler. Kreatif açıdan kendi tarzınızı oturtmak zaman alan bir şey miydi? Bunu nasıl sağladınız?

Kit: Belli bir kültürün geçmişindeki benzerlikleri bularak belki de. Daha bilinçli bir çaba olsaydı buna hauntoloji (musallatoloji) denebilirdi ama bizce sadece gördüğümüz ve hoşumuza giden şeyleri duygularımıza ve günlük yaşam deneyimlerimize uyarlamaktan ibaret.

ο Haziran ayında yayınlamış olduğunuz L’addio single’ı için “İtalyanca yazma ve şarkı söyleme konusundaki ilk girişimimiz.” diyorsunuz. Peki sizi İtalyanca sözlerin de yer aldığı bir şarkı yapmaya iten şey ne oldu?

Merve: İtalyanca doğası gereği müzikal bir dil. Mina, Ornella Vanoni ve Rita Pavone gibi şarkıcıların üzerimizde önemli bir etkisi oldu. 60’ların İtalyan popunun zarif draması ve güzel orkestrasyonları büyüleyiciydi. Müzik zevkimizin bu yönünü henüz keşfetmediğimizi hissettik ve bir süredir İtalyanca bir şeyler yazmak istiyorduk. Ayrıca, geçtiğimiz sene İtalya’da geçirdiğim yıllara dair güçlü bir nostalji duygusu hissettim. L’addio‘yu yaratmak bu anılara saygı duruşunda bulunmanın ve İtalyancamın korktuğum kadar paslı olmadığına dair kendime güven aşılamamım bir yoluydu.

ο Birçok farklı dilde müzik yapan bir grupsunuz. Duygularınızı rahatlıkla ifade etme konusunda yine de daha rahat olduğunuz bir dil var mı? Yoksa hepsi şarkının ruh haline ve ruh halinin söyleyeceğiniz dille uyumuna göre değişiyor mu?

Merve: Bu büyük ölçüde şarkıya ve onun havasına en uygun dilin hangisi olduğuna bağlı. Ancak söz konusu duygu ve düşünceleri zahmetsizce ifade etmek olduğunda Türkçe kesinlikle ön plana çıkıyor. Güçlü ve etkileyici bir dil, aynı anda hem eğlenceli hem de duygusal.

ο Üretim süreçlerinde müzik dışında etkilendiğiniz, beslendiğiniz sanat dalları var mı? Size ne ilham olur?

Kit: Film elbette çok önemli, çizgiselliği müziğe kolayca aktarılıyor ve çok benzer hissiyata sahipler.

Merve: Sinema, resim, uzun yürüyüşler, şiir ve edebiyat.

ο ‘Creative block’ denilen o şeyi yaşadığınız anlar illa ki oluyordur. Bu anlarla başa çıkmak, yeniden üretebilmek için nasıl bir aksiyon alıyorsunuz?

Merve: Hiçbir şey elde edemesem ya da sadece kötü şeyler çıksa bile her gün düzenli olarak buna zaman ayırıyorum.  Kendimi iyi hissettiğim yerlere gidiyorum, müzik dinliyorum ya da ilham verici bulduğum kitapları okuyorum. Gerçekte olduğumdan daha şiirsel bir gerçeklikte olduğumu hissetmeye çalışıyorum.

Kit: Seyahat etmek en iyisi, farklı şeyler görmek, duymak ve tatmak zihne hayatın içerdiği sonsuz çeşitliliği göstermeye yardımcı oluyor.

ο Şu sıralar kimleri dinlemekten, okumaktan keyif alıyorsunuz?

Kit: Vladimir Cosma ve Ziad Rahbani, caz eğitimi almış ama eklektik bir zevke sahip iki besteci. Ve Danton biyografisi.

Merve: Meiko Kaji’nin Hajiki Uta albümünü ve Lo Borges’i çok dinliyorum. Bir arkadaşım İstanbul’dan dönerken bana Orhan Pamuk’un Veba Geceleri‘ni getirdi, şu anda onu okuyorum.

ο Yapay zekayla aranız nasıl? İlerleyen dönemler için bir albüm kapağı yaptırmayı veya şarkı sözü yazdırmayı düşünür müsünüz? Tüm bu değişen ve gelişen teknolojileri nasıl değerlendiriyorsunuz?

Kit: Bir kaset makinesinin tutarsızlıklarından tutun da insanın sanatsal ruhunun tutarsızlıklarına kadar yapay zekanın asla kopyalayamayacağı bazı şeyler var. Yapay zekanın sanatı ele geçirmesinden ziyade, insanları teknik mükemmellikle daha az ilgilenen, insan deneyimiyle ve analog alanda çalışmakla daha fazla ilgilenen içerikler yaratmaya teşvik edeceğine inanıyorum.