Gizem ERTÜRK
R&B – pop sahnesinin yükselen yeteneği Huner, yeni teklisi SEXDATE‘i müzikseverlerin beğenisine sundu. Talihsiz bir randevunun hikayesini konu alan parça; “Fiziksel bağlantı tamamken, duygusalı neden bu kadar zor?” sorusunu soruyor. Modern ilişkilerin girift dinamiklerini yansıtan Huner’in öyküsü, gündelik buluşmalara ve karşılıksız özlemlere dalıyor. Alaca’dan Ata Bornova tarafından yazılan bu şarkı, uluslararası üne sahip R&B üstadı Baker Aaron’ın olağanüstü prodüksiyon ve düzenleme becerilerini sergiliyor.
ο Merhaba Huner, öncelikle bize yeni şarkın SEXDATE’in ortaya çıkış hikayesini anlatır mısın?
SEXDATE aslında günümüz ilişkilerinin bir yansıması olarak, kendi yaşadığım kötü bir deneyimden sonra hayat bulan bir şarkı oldu. Demo versiyonunda daha detaylı anlatıyordum ama sonrasında Ata (Bornova) ve Harun (İyicil) ile düzenlerken hikayeyi daha farklı bir havada kaleme almak istediler. Benim de çok içime sindi. Ben 93 doğumluyum, 90’ları kıyısından köşesinden yakaladım. Eskiden insanlar birbirleriyle arkadaşları vasıtasıyla, kafede, barda, etkinlikte vs. tanışırdı. Bir güne sözleşip Taksim Meydan girişte buluşur, Beyoğlu’nda güzel bir date geçirirler ve sonrasında daha ağırdan alarak güzel bir ilişkinin temelleri atılırdı. Şimdi dating uygulamalarıyla sağa sola kaydırıp, insanlar birbirine puan veriyor. Eskisi gibi randevulaşma yok, uygulamadan birbirini beğenirsen çıplak fotoğrafını gönderiyorsun uyarsan sevişiyorsun. Eskiden sevişmenin de bir heyecanı, bekleyişi vardı. Şimdi çok değersizleşmiş gibi geliyor. Artık ilişkiler sexdate ile başlıyor, sonra biri salıp gidiyor, biri yarım kalıyor.
ο Lansmanda hayır porno film çekmedin esprisi yapmıştın. Şarkının adını duyanlarda ilk tepkiler ne oluyor?
Sanırım bağımsız bir müzisyen olmanın en keyifli yanlarından biri bu. İstediğim isimde, istediğim konseptte, içimden geldiği gibi şarkı yayınlayabiliyorum. İsim olarak bu öbeğe aşina olmayanlarda biraz garip bir beklenti oluşturdu tabii ama insanlar dinledikçe şarkıyı çok sevdi. Konserde hep bir ağızdan söyledik. İsmi iddialı olsa da aslında çok masum duygularla icra edilmiş bir şarkı oldu.
ο Hadi bir de senden gerçek kötü bir “date” hikayesi dinleyelim…
Bir keresinde bir kayıttan çıkıp, sıcağın etkisi ve biranın da verdiği keyifle mayhoş bir şekilde bir date’e çıktım. Orada da içmeye devam etmiştik ve gerçekten asla benim tarzım olmayan biri olduğunu fark ettim. Karşı tarafa kırıcı olmamaya çalışan biri olduğum için devam ettim. Sözel olarak tepki vermesem de vücudum alkolün de etkisiyle tepkisini verdi. Kustum, her yere (gülüyor) ve evden azar yiyerek, arada da ufak fiskelerle atıldım. Sonra metroya gittim, otomattan su alıp yüzümü yıkadım. Gülmekten haykırıyordum. Her yerden engellendim, özür dileme fırsatım da olmadı.
ο One night stand ilişkilerinde genelde aşık olan kadınlar olur gibi bir ön yargı vardı şarkı tam tersini söylüyor. Bir de dönemde barda tanışılan adamdan sevgili olur mu tartışmaları popülerdi. Günümüzde bu ilişki kalıplarını nasıl yorumluyorsun?
Ya bence artık roller biraz değişti, kadın erkek ayrımı asla yok. Mesela eskiden albüm alır, şarkıları baştan sona dinlerdik. Ben hala öyle yapıyorum, alışkanlığım bu. Ama günümüzde intro’da geçiyor millet şarkıyı, ilk 3 saniyede yakaladın yakaladın. Date’lerde de böyle oldu bence, çok hızlı tüketiyoruz. Sarmadığında hemen “thank you, next” deniyor. Barda tanışılan kadından da erkekten de sevgili de dost da olur. Ben online dating’ten daha şüpheliyim. Düşünsenize seni sağa atmasa senden sonrakiyle date’e çıkacaktı belki. Baya sazan sarmalı gibi.
Bu gönderiyi Instagram’da gör
ο Solo kariyerinde ülkede pek de denenmeyen neo-soul, groove gibi türleri harmanlıyorsun. Bu türlere ilgin nasıl gelişti ve dinleyici açısından ilgiyi nasıl görüyorsun?
2000’lerin başlarında Metro TV, Dream TV, MTV izleyerek büyüdüm. Buralarda Eric Benet, D’Angelo, Erykah Badu, Mario, Maxwell gibi isimleri keşfettim. Bu sound beni hep kendine çekti. Bir de korolarda çok sesli müziğin içinde büyüdüm, sanırım bu detay da beni bu müzikle bağdaştıran bir etmen oldu. Ben tam olarak içimden gelen müziği yapmaya çalışıyorum. Kendi yükseldiğim, gözlerimi kapatıp “offf” dediğim akorlara ritimlere yer vermek istiyorum müziğimde. 2021’de bir cesaret bu yola çıktım. Bu alanda şarkı yazmak için kendimi geliştirmeye çalışıyorum. Doğru isimlerle çalıştığım ve onlardan bir şeyler öğrendiğim için çok şanslıyım. Bence bilinçli dinleyici benim nelerden esinlendiğimi, ne tarz müzik yaptığımı biliyor. Ama genel dinleyici bu tarzı yabancılıyor, farklı bir pop gibi görüyor olabilir. Spotify bile doğru düzgün bir çalma listesinde konumlandıramıyor. Bu ayrı bir konu tabii, o tarafa da içerlenmemek mümkün değil. Ama zamanla ben de bana bu yolda ilham olanlar gibi başkalarına ilham olarak bu müziğin bizim topraklarımızda da yayılmasını çok istiyorum.
ο Lansmandaki canlı performansın çok beğenildi. Sırada neler var? Hem performans hem de yeni çalışmalarla ilgili neler planlıyorsun?
Çok teşekkür ederim! Benim için çok özel bir geceydi. Her şey el emeği, göz nuru. Dostlar buluşması gibiydi. Bina’nın samimi sahnesinde, seyirci ile iç içe kendimi üniversitede müzik kulübünde konser verir gibi rahat hissettim. Ortamdan kainata pozitif enerji yükseliyordu sanki, karşılıklı çok sevgi ve çok duygu. Bu bir başlangıçtı. Çok yetenekli müzisyenlerden oluşan ekibimle jazz & soul füzyon bir düzenleme ile sahne alıyoruz. Devam etme niyetindeyiz. Yakında buluşacağımız başka sahnelerimiz de olacak diye umuyorum. Bunun dışında Ozan Kınasakal prodüktörlüğünde bir parçamı bitirmeye yakınız. Bade (Karakoç) ile yazdık. Onu Eylül gibi yayınlamayı düşünüyorum. Hazır birkaç parçam daha var. Yıl sonuna kadar 3 parça daha yayınlamayı düşünüyorum.
ο Eklemek istediklerin…
Umarım dijital platformların başını çeken Spotify’da daha fazla dinleyici ile buluşabilirim. Benim gibi bağımsız ve tamamen kendi çabasıyla müzik yapmaya çalışan bir çok müzisyen var. Listeler çok label ve ün odaklı geliyor, şans bulmamız gitgide zorlaşıyor. Sanki alternatif müzikten uzaklaşıyor gibi hissediyorum Spotify için. Bence eğitim seviyesinin gün geçtikçe düştüğü ülkemizde, daha çok uğraş ve entellektüelite içeren şarkılarla insanları buluşturmak dijital platformların misyonu olmalı.