Zeynep TOKER
zeynep.toker@yellowbos.com

Türkiye’de ‘sahne şovu’ deyince akla gelen ilk isimlerden biri Hayko Cepkin… Performansı sadece bir konser değil, başlı başına bir deneyim. Intro’nun duyulduğu ilk andan sahneden inene kadar, müziğiyle, sözüyle, ışıklarla, lazerler ve kostümlerle komple bir anlatım sunuyor dinleyicisine. Son dönemde Jekyll & Hyde Müzikali‘nde sergilediği performans ile büyük beğeni ve ilgi gören Cepkin, müzikal yolcuğunu ve planlarını Back on Stage okurları için anlattı.

Provalar esnasında zor bir ekip arkadaşı olup olmadığını sorduğumuzda; “Herkes disipline uyduğu sürece dünya tatlısıyımdır.” diyen Hayko Cepkin, müzikalin yurt dışında da oynanması gerektiğini dile getirdi. 26 yıldır tüm konserlerinin öncesinde prova yaptığını söyleyen Cepkin, müzikal öncesinde de tam oyun provası aldığını söylüyor ve “Başarı mesleğimize olan saygıdan geçer.” diyor.

ο Bugüne kadar onlarca farklı Jekyll & Hyde uyarlaması olmuş. Karakterlerin iki ayrı kişi tarafından oynandığı dahi olmuş. Ancak, görebildiğim kadarıyla genelde bir şekilde ya oyunculuktan ya da solistlikten feragat edilmiş. “Tam da bu!” denilecek sayılı performans var gibi. Sizin performansınızda ise sanki her şey tam da olması gerektiği gibi. Konser performansınızı görmüş biri olarak bu bana çok normal geliyor. Ama sizin açınızdan nasıl geliştiğini de merak ediyorum doğrusu. Aynı anda iki role girip çıkıyor olmak, o dinamiği yakalıyor ve devam ettiriyor olmak. Bunlar kolay şeyler olmasa gerek?

Bu teklifin bana gelme sebebi tamamıyla kendi sahnemde yarattığım karakterden kaynaklıdır. Sahnem tekdüze sadece şarkını çal git sahnelerinden olmadığı gibi işin show boyutu da bir kenara bırakırsak yüksek dozda duygusal geçiş barındırır. Hırslı, azimli, güçlü, kuvvetli, yenilmez, dirençli, gözüktüğüm anlardan bir anda kırılgan, duygusal, sakin, dertli birine dönüşebiliyorum. Bu ruhu ve geçişleri şarkıların konuları ve sıraları belirliyor. Bu sebeple konser listeleri ve sıraları oldukça kıymetlidir. Üzerinde çok zaman harcarım. Şaşırtmayı ve duyguların sinir uçlarına dokunarak sahne yapmayı seviyorum. Seyircime duygu olarak doygun bir gece geçirtir. Müzikale gelince bu tarihi muazzam oyunun içinde de aynı kışkırtıcı şaşırtma var. Bu sebeple oyun zor olsa da duygusuna girmem ve kişilikleri içimde kabul etmem kolay oldu.

ο Bir işi ortaya koyarken, hazırlanırken çok dikkatli ve disiplinli olduğunuzu biliyoruz. Bu noktada Jekyll & Hyde’ın provaları nasıl geçti? Zor bir ekip arkadaşı mıydınız?

Herkes bu disipline uyduğu sürece dünya tatlısıyımdır. “Hallederiz, sonra bakarız, ne var yeaaağ kolay zaten” diyenlerden hoşlanmam. 26 senedir her konsere prova yapar çıkarım, şimdi buna bir de müzikal eklendi. Her müzikal öncesi de full oyun provası alırım. Başarı mesleğimize olan saygıdan geçer.

ο Müzikalin müzik direktörlüğünü Tuluğ Tırpan’ın üstlendiğini biliyoruz. Peki siz müzikal tarafa dahil oldunuz mu? Aranızda fikir alışverişi vs. oldu mu yoksa tamamen kendi rolünüze mi odaklandınız?

Teklif gelir gelmez oyunun tüm tarihi ile bugüne kadar olan tüm müzikal yorumları izledim dinledim okudum. Tuluğ Tırpan bizim için üstün zekalı bir maestro, onun bilgisine ve müzikal yetisine haşa parmağımın ucu dokunamaz. Gel gelelim ben de kılçığın tekiyim (gülüyor). Dönemler içerisindeki en iyi olduğunu düşündüğüm partisyonları çalışmalarımızda sundum, kabul da edildi. Çok sevdiğim partisyonları vardı onlar olmadan duygum tam olmazdı. Tuluğ hocamız ile yıllardır çalışma şansı yakalıyorum ve onun kadar uyumlu ve hızlı çalışanını görmedim. Hastasıyız kendisinin.

ο Prova süresi 3 ay sürmüş. Böyle bir oyun için çok az bir süre değil mi? Bu kadar hızlı tamamlanmasının en temel sebebi sizce neydi?

3 ay hiç de fena bir süre değil. Az olabilir ama sıkı çalışma temposu ve çok yetenekli bir kadro ile yetişmeyecek bir durum değildi.

ο Peki bu 3 ay tamamen kendinizi oyuna kapattığınız ve başka bir şeyle ilgilenmediğiniz bir 3 ay mıydı?

Aynen öyle oldu.

ο Oyunu izlerken bunun bir delilik olduğunu düşündüm. Üste üste oynamanın yanı sıra bir de konserleriniz de devam ediyor. Bu tempoyla daha ne kadar devam edersiniz? Jeykll & Hyde uzun yıllar devam eder mi? 

(Gülüyor) Bedenim ve aklım iflas edene kadar. Devam etmesi gerekir. Minimum 3 yıl, maksimum 5-7 yıl. Çünkü kesinlikle yurt dışına da gitmesi gerek.

ο Richard’ı izlediğinizi biliyoruz. Jeykll & Hyde sonrasında izlememizden kaynaklı da olabilir ama izlerken Richard rolüne de yakışacağınızı düşündük. Siz ne dersiniz? Richard’ı oynamak ister miydiniz?

Jekyll & Hyde oyununun teklifinin geldiği hafta Okan (Bayülgen), Richard için beni aramıştı. Başka bir müzikal teklifi aldığımı söylediğimde beni hem yarım saat azarladı hem de bu oyunun bana çok yakışacağına inandığını söyleyerek sevgi sözcükleri fırlattı. Richard, muhteşem bir zehirli zeka oyunu gibi. Tam olarak Okan’ın aklını yansıttığını düşünüyorum. Anlamak için emek sarf edilen kıymette bir oyun.

ο Müzikal performansının, konserlerinizden nasıl bir farkı var? Benzeşen yanları olsa da ayrışan/farklı disiplinler ve biri tamamen sizin projeniz ama bunların dışında sahnedeki sanatçı olarak ne gibi bir farkı var sizin açınızdan, merak ediyorum.

Çok farklılar. Şükür ki kolay alıştım. En zor alıştığım sessiz seyirci ve sakin alkışlar. Böylesi bir sahnede sergilenen böylesi bir oyun için normalden abartılıymış seyircimizin alkışı da tepkileri de. Daha da az olurmuş. Alıştım ama sıkıntı yok.

ο Özellikle 2005-2007 dönemini düşününce, o zamanlardan şimdiye farklı jenerasyondan birçok insana yaptığınız müziği ‘kabullendirdiniz.’ Herkes beni dinlesin, herkes beni sevsin gibi bir düşünce ve kaygı taşıdığınızı pek tabii düşünmüyorum ama bunun bu şekilde organik olarak gitgide büyümesini neye bağlıyorsunuz?

İstikrarlı olmama ve pes etmememe.

ο Hayko Cepkin hala konser sırasında kimlerin geldiğini, kimlerin ne kadar ‘bilinçli’ olduğunu gözlemliyor mu?

Her zaman. Benim için değişmez bir sosyal profil analizi.

ο Farklı projelerde olmayı seven ve insanları şaşırtmayı seven birisiniz. Önümüzdeki süreçte “Hadi canım!” diye şaşıracağımız yeni işler gelecek mi?

Kısmetse öyle bir tempoda turneye çıkacağız ki benim için söylenecek tek söz, “Bi dur artık seni gördükçe biz yoruluyoruz.” olacaktır (gülüyor).