Ahmet Yatğın
Portekizce, İngilizce ve Fransızca şarkılarla dolu bir albümle 2023 yılına giriş yapmıştı melodi kaşifi Gabi Hartmann. Caz vokalistleri arasında gencecik yaşıyla iyi bir çıkış yakalayan sanatçı ile caz konuştuğumuz bir sohbet gerçekleştirdik. Konser performansı öncesinde gerçekleştirdiğimiz bu sohbette caz müziğe nasıl başladığından sıradaki albümüne kadar birçok şeyi konuşma fırsatımız oldu. İzmir hayranı genç müzisyen 33. Akbank Caz Festivali öncesi sorularımızı yanıtladı, buyursunlar…
ο Caz sizin için nasıl başladı? Bize bunun hikayesini anlatabilir misiniz?
Özellikle küçük yaşlardayken gospel, soul ve ABD’den siyahilere ait müzikler gibi pek çok şey dinlemeye başladım ve sonra Frank Sinatra ve Billie Holiday gibi şarkıcıları keşfettim. Sonrasında 10 yaşında vokal caza âşık oldum. Benim için daha çok sesleri sevmekle ilgili bir hikayeydi ve birçok farklı müzik tarzı dinledim ve ardından biraz müzik eğitimi almaya karar verdim. 16 yaşındayken sadece caz çalıştım ve yine o yaşlarda standart caz şarkıları söylemeye başladım.
ο Çocukken caz ile tanışmanıza dair bir hikâye ya da görsel var mı?
Ella Fitzgerald ve Louis Armstrong’a ait albüm kapakları benim için çok önemliydi. O yaşlardayken çok dinlerdim. Ayrıca şarkıcı Amy Winehouse’un müziğini dinlemeye başladım ve onun cazdan ve genel olarak caz şarkıcılığından etkilendiğini keşfettim. Birdenbire caz dinlemeye başladığım bir an ya da bir imge yok, çok fazla şey dinlediğim ve yavaşça gelişen bir süreçti ve sonrasında çokça caz dinlediğim bir dönemim oldu.
ο 2023’ün başında yepyeni bir albümle çıktınız. İlk albümünüzle ilgili yorumlar nasıldı?
Bazı arkadaşlarım ve ailem şarkıların çoğunu uzun zamandır biliyordu ve ilk albümü gerçekten yapmamın uzun yıllar aldığını söylediler. Bazıları çok zengin ve tatlı olduğunu, bazıları melankolik, hülyalı ve neşeli olduğunu söylediler. Bazıları ise evde dinlemenin çok keyifli olduğunu ve çocukların gerçekten sevdiğini söyledi. Bazıları da albümde birçok dilde şarkı yer aldığından dolayı çok orijinal olduğunu ve farklı bir estetiğe sahip olduğumu söyledi. Yani birçok farklı yorum aldım diyebilirim.
Bu gönderiyi Instagram’da gör
ο Fransızca, İngilizce ve Portekizce gibi birçok dilde şarkılarınız var. Ayrıca, dünyanın dört bir yanından farklı kültürlerden birçok sese yer veriyorsunuz. Böyle bir şey yapmayı planladınız mı yoksa bu şekilde mi gelişti?
Evet, bu şekilde gelişti çünkü farklı kültürlere ait birçok türde müzik söylemeyi ve çalmayı seviyorum. Bu yüzden gerçekten de söylemeyi sevdiğim tüm şarkıları içeren bir albüm yapmak istedim ve tek bir tarz ya da tek bir dil seçmedim. Sevdiğim her şeyi koymak istedim sadece, tam bir kokteyl gibi. Ayrıca tüm seyahatlerimin, tanıştığım tüm insanların ve sevdiğim tüm müzik tarzlarının bir tür metaforu gibi. Bu albüm Brezilya müziği, Fransız müziği, caz ve aynı zamanda pop çaldığım tüm anlarını temsil ediyor, çok farklı tarzlar var.
ο Dinleyiciler sizden yakın gelecekte Türkçe bir şarkı duyacak mı?
Türkçe şarkı söylemeyi çok isterim çünkü Türk müziğini gerçekten çok seviyorum ama Türkçe şarkı söyleyemiyorum. Baldızım Türk bir müzisyen ve Paris’te Türk, Kürt ve Yunan müzisyenlerden oluşan bir topluluk olduğunu biliyorum. Hepsiyle arkadaşlık ediyorum ve şarkı söyleme tarzlarına çokça özensem de bunu hiç denemedim. Belki bir gün diyelim.
ο Önümüzdeki yıl için yeni bir albüm oluşturacak kadar yaşam birikimi yaptığınızı düşünüyor musunuz?
Evet, şu anda başladım ve yeni şarkılar yazıyorum. İlk albümle aynı tarzda olacak. Hatta belki biraz daha folk tarzında olabilir. Henüz tam olarak bitmemiş olsa da iki şarkım var. Dört şarkılık bir EP yayınlayacağım. Kasım ayında çıkacak ve sadece akustik olacak. Yani sadece benim sesim ve gitarım, böyle bir şey. Ayrıca Lhasa de Sela’nın bir cover’ını yapacağım.
ο Sizi ne üzer?
Sanırım herkes gibi bazen mutlu bazense çöküş yaşadığım anlar oluyor. Hayat çok zorlayıcı olabiliyor ve bu iniş çıkışlar, bazense zorluklar böyle hissettiriyor olabilir. Kimi zaman aradığınız aşk sizi üzebiliyor, öte yandan görmeyi istemediğiniz bir sevgi de sizi üzebiliyor. Hayal kırıklığı. Sanırım beni üzen şeyler bunlar.
ο Takıntılı olduğunuz bir müzisyen var mı? Kimden ilham alırsınız?
Billie Holiday ve Louis Armstrong’u sayabilirim. Eskiden Amy Winehouse’u severdim. O kadar çok var ki. Ella Fitzgerald ve Nat King Cole bu isimlerden bazıları.
ο İstanbul’daki dinleyicilerine ne söylemek istersiniz?
İstanbul’da ilk kez çalacağım ve İstanbullularla tanışacağım için çok heyecanlıyım. Bir diğer heyecanım ise anneannemin İstanbul’da doğmuş olması. İlerleyen yıllarda Mısır’da yaşamış ve 25 yaşındayken arkadaşlarının yanına Fransa’ya gitmiş. Şehrin ismi henüz İstanbul değilken pasaportunda Konstantinopolis yazıyormuş. Buraya gelmek “Vay be, atalarım burada yaşıyormuş!” gibi bir his. Çılgınca bir şey.
ο Son olarak dinleyicilerinize ne söylemek istersiniz?
Türkiye’yi gerçekten seviyorum. Türkiye’de özellikle İzmir gibi Türkiye’nin güneyinde çokça kez bulundum ve fark ettim ki Türk halkı müzikle çok içli dışlı, genel olarak Türk müziğiyle içli dışlı tabii ki ama ülke dışından da caz ve farklı ülkelerin müzikleri gibi çok fazla müzik dinliyorlar ve bu çok güzel bir şey. Çünkü Fransa’da bizim böyle bir bağımız olduğunu sanmıyorum. Genel olarak Fransızların müzikle bu kadar bağı olduğunu düşünmüyorum. Türk halkı müzik ve şiir konusunda çok tutkulu. Türk halkının müzikle kurduğu bağdan ve şarkı söylemesinden ve çok fazla şarkı bilmesinden ilham alıyorum. Fransa’da bu pek yok. Türkler müzik ve şiirle daha çok bağ kuruyor gibi.
33. Akbank Caz Festivali’nin program detaylarını incelemek için tıkla.