Zeynep TOKER
zeynep.toker@yellowbos.com
Elif Çağlar, şarkı sözü yazarlığı ve şarkıcılığının yanı sıra prodüktörlüğünün de ön planda olduğu, caz dışı farklı tarzlardaki parçalarını paylaşmaya devam ediyor! 30 Eylül’de yayınlayacağı Only of Me isimli yeni parçasıyla dinleyicisiyle buluşacak olan Elif Çağlar, öncesinde sorularımızı yanıtladı.
Türkiye’deki caz müzik piyasasına baktığımızda her yerde aynı isimleri ve grupları gördüğümüzü söylediğimizde; “Hiçbir sahneye bel bağlamadan kariyerimi sürdürüyorum yıllardır. Bu tarz saçma durumlardan dolayı yaktığım nice köprü de oldu, tavır almazsanız, cesur olmazsanız şikayet eder durursunuz, mutsuz olursunuz.” diyen Çağlar, yeni şarkılarıyla birlikte solo bir performans serisine hazırlandığını da duyurdu!
ο Yeni single’ınız Only of Me’yi 30 Eylül’de dinleyicilerinizle paylaşacaksınız. Bu parçanın hazırlık aşamasını, bu süreçteki planlamalarınızı sizden dinleyebilir miyiz?
Go go go‘yu yayınlandıktan sonra sırasını bekleyen, geçtiğimiz yaz sonu kabaca melodi ve armonisini kaydettiğim bir şarkı Only of Me. Bol konserli bir yaz geçirdiğim için son halini bir türlü getiremiyordum. Derken birden oturdum başına, vokal aranjmanını yazdım ve kaydettim, su gibi aktı her şey.
ο Tüm altyapısını çaldığınız ve düzenlemesini yaptığınız ikinci parça bu. Tüm bu düzenlemelerin vs. sizin elinizde olması büyük bir rahatlık olsa gerek ama günün sonun her şeyi ‘tek başınıza’ yapıyor olmanın verdiği ayrı bir stres de vardır. Sizin tarafınızda nasıldı? Yani her şeyi tek başınıza yapıyor olmak sizin açınızdan rahat mı ilerledi yoksa ayrı bi stres yükledi mi?
Senelerdir evde böyle kendi başıma ürettiğim ve sayısını bilmediğim kadar çok şarkı birikti ama bu yönümü biraz geriye ittim. Ne zaman ki covid’li 2020 geldi, o zaman sorguladım kendimi. Akustik müziği sevmem ve caz konserleri vermem, bu yönümü paylaşmaktan senelerdir neden uzaklaştırdı diye. Şimdi değil de ne zaman dediğim andan itibaren, bütün korkularım, hatta detaycılığım bile yok oldu ve süper rahat ilerledi açıkçası.
ο Bir yandan Sonic Boom ile konserlere ve üretime devam ediyorsunuz. Hem grup hem solo kariyer arasındaki dengeyi nasıl sağlıyorsunuz? Solo bir şeyler üretiyor olmak daha çok kendinize dönmenize, daha çok kendi fikirlerinizi hayata geçirmenize katkı sağlamış oluyor mu? Günün sonunda grupla birlikte ortak bir fikir üzerinden ilerliyorsunuz.
Sonic Boom’da hepimiz solo kariyerleri olan, üreten müzisyenleriz. Belki de bu yüzden çok organik ilerliyoruz beraber. Grup içinde herkesin farklı bir rengini sunması, diğerlerinin bunu anlaması, o renge uygun başka bir seçenek sunabilmesi ve tüm bu süreçte egoları kenara bırakabilmek güzel bir deneyim. Nihayetinde solo üretimlerde de ilham veren bir etkendir başka müzisyenlerle etkileşime girmek. Ama tabii, kendini tamamen özgür bırakmak solo üretimin hem keyfi hem de amacı bence.
ο Kariyerinizde birçok ilk, birçok başarı var. Tüm bu olup biten her şey üretim aşamasında sizin için ayrı bir sorumluluk oluşturuyor mu? Hiç yaptığım her şey ‘kusursuz’ olmalı gibi bir kaygı, endişe taşıyor musunuz?
İnanın, hiçbirinde ilk olayım hesabı olmadığı için öyle oldu zaten. Yine konu kendini özgür bırakmak ve samimi olmak meselesine geliyor. İnsanım ben, kusurluyum, yaptığım işe bütün dikkatimi, eğitimimi vs. veririm ama hiçbir işin kusursuz olmasını kovalayamam. Ne kadar ciddi olduğunuz ve emek verdiğiniz tutarlı şekilde ürettiğiniz, vazgeçmediğiniz zaman zaten anlaşılıyor. Ben de bağımsız bir müzisyen olarak sadece dinleyicimle aramdaki bu samimiyet bağına inanıyorum. Kaygılar, müzik endüstrisinde çok kişiyi yolundan döndürdü. Gönlüm çok rahat aşkıma ihanet etmediğim için.
Bu gönderiyi Instagram’da gör
ο Türkiye’deki caz müzik piyasasına baktığımızda her yerde aynı isimleri ve grupları görüyoruz gibi bir eleştiri var. Haksız da sayılmaz gibiler. Gerçekten festival ve etkinliklerde ağırlıklı olarak gördüğümüz birkaç isim ve grup var. Sizin bu konudaki düşünceleriniz nedir?
Yerinde bir eleştiri. Hepsini aynı kefeye koymamakla beraber festivallerin çoğu, maddi kaygıları sebebiyle bilet sattıran müzisyenleri seçiyor, özetle bu. Biz uzun senelerdir sanat konusunda en samimi başlayan heveslerin bile kapitalizme bir noktada yenik düşmesini sağlayan, sanatı koşulsuz desteklemenin ne olduğunu bilmeyen düzenin çocuklarıyız. O yüzden problem çok daha derinlerde ve ben açıkçası şaşırmıyorum artık, serzenişte de bulunamıyorum, enerji kaybı. Hiçbir sahneye bel bağlamadan kariyerimi sürdürüyorum yıllardır. Bu tarz saçma durumlardan dolayı yaktığım nice köprü de oldu, tavır almazsanız, cesur olmazsanız şikayet eder durursunuz, mutsuz olursunuz.
ο Hepimiz güncel dertlerinden biri olan festival, müzik yasaklarına da değinmek istiyorum. Bir müzisyen olarak bu yasaklar hakkında sizin düşünceleriniz neler? Sizce bu düzen böyle gider mi?
Bir önceki sorudaki gibi, mesele aslında göründüğünden derin çoğumuzun bildiği gibi. Ben tabii ki bunu anlaşılmaz buluyorum ve böyle gider mi gitmez mi gerçekten bilemiyorum, şu anda böyle ve bu bölümü geçmek zorundayız pes etmeden.
ο Instagram postunuzun altına “Bol paylaşımlı olacak senenin kalanı” diye bir açıklamada bulundunuz. Önümüzdeki süreçte planlarınız arasında neler var?
Prodüktörlük yaptığım bu yeni serinin devam teklileri yanı sıra Sonic Boom’dan da yeni şarkı geliyor. Bir de solo bir performans serisine hazırlanıyorum ki benim için bayağı heyecanlı bir durum. Detaylarını kışın paylaşacağım.