Zeynep TOKER
zeynep.toker@yellowbos.com

Sarper Sonbay, Volkan Kanbur, Mert Gündüz ve Emre Elibol’dan oluşan Ankara çıkışlı alternatif müzik grubu bodes, 2021’den beri birlikte sahne alıyor. Yeni single çalışmaları Beni Durdur ile müzikseverlerle buluşan grup, bodes’in çıkış noktasını, müzik kariyerlerinde Ankara’nın etkisini, albüm hazırlık sürecini ve çok daha fazlasını Back on Stage okurlarına anlattı. Keyifli okumalar!

ο Biraz hikayenin en başına gidelim ve bodes’in bir araya gelme ve müzikseverle buluşma serüvenini sizden dinleyelim istiyorum.

Sarper Sonbay : Uzun süredir müzik piyasasındayız ve birbirimizi tanıyoruz. Birkaç yıl önce neden bir grup kurmayalım dedik. Mert de bize dahil oldu. O günden beri bodesiz.

Volkan Kanbur: Sarper’le ilkokuldan beri arkadaşız, Mert ve Emre ile de uzun zamandır tanışıyorduk zaten, kendimiz yeni bir şey yapmak istedik ve bodes olduk.

Emre Elibol: Sarper ile bir müzik festivalinde çalarken tanıştık diyebilirim. Sonrasında Volkan ile beraber yaptığı çalışmaları dinletti. O hafta içinde stüdyoda prova yapmaya başlamıştık. Gruba bir  bass gitarist gerekiyor dediğimiz noktada Sarper, Mert var dedi.

Mert Gündüz: Gruba en son ben katıldım, Sarper’le üniversitede sınıf arkadaşıydık, beni davet etmesiyle dahil oldum.

‘ANKARA GRİ BİR ŞEHİR’

ο Ankara çıkışlı bir grupsunuz. Ankara, özellikle alternatif rock gruplarıyla bilinen bir şehir. Bu şehrin size ve müzik üretim sürecinize ne gibi katkıları oldu?

Sarper: Ankara, her zaman bizim yaptığımız tarz müziğe ilgili bir şehir olmuştur.

Volkan: Ankara’nın kendine has bir tadı var ve tabii ki bu müziğimize yansıyor.

Emre: Ankara gri bir şehir haliyle müzik ve yaşam olarak genelde bulutlu kasvetli, arada güneşli,  akşamı serin bir şehir olduğundan dolayı müziğimizde çok fazla katkısı var

Mert: Belli bir müzik kültürü oluşmuş bir şehir Ankara. Diğer müzisyenlerle sohbet etmek, etkileşimde bulunmak bizim yaptığımız müziğe de dokunuyor elbet.

ο Ankara’da hemen hemen herkes birbirini tanıyor. Tanımasa bile ortak birkaç insan vasıtasıyla herkes birbirine yardımcı oluyor. Böyle bir kültürün oluyor olması hem bireysel müzik kariyerinizde hem de grup içerisinde dayanışma sağlanmasında etki ediyor mu?

Sarper: Etkili tabii ki. Hem konserlerde hem stüdyo sürecimizde eş dost bizi yalnız bırakmıyor.

Volkan: Tabii ki etki ediyor.

Emre: Çalışma stüdyomuzun konumu gereği düzenli olarak şehirdeki müzisyen arkadaşlarımızı dinlemeye gidiyoruz. Onlar stüdyoya yanımıza uğruyorlar fikir alışverişinde bulunuyoruz.

Mert: Elbette, arkadaşımız olan diğer müzisyenlerle görüştüğümüzde bile grup algımızın korunduğunu düşünüyorum, gruplar arası dayanışma da oluyor tabii.

ο 19 Temmuz’da son single çalışmanız Beni Durdur’u yayınladınız. Bu parçanın hazırlık süreci nasıl gerçekleşti?

Sarper: İzmir’de yazmıştık o şarkıyı 1 sene önce. Farklı aranjeler denedik ama en içimize sinen bu akustik ağırlıklı düzenleme oldu

Volkan: Bu şarkının ilk hallerini yazarken İzmir’deydik, muhakkak orada bulunmamızın etkisi olmuştur ama sonradan epey bi’ değişikliğe uğradı ve bu hale geldi.

Emre: Yazdıkları sırada ben İstanbul’daydım muhtemelen, sonrasında Ankara’da provada dinlediğimde gerçekten çok etkilendim.

Mert: Nispeten uzun zamandır üzerinde çalışıyorduk diyebilirim, sonunda iyi bir iş ortaya çıkardık diye düşünüyorum.

‘KÜREKLERİN SUYA DÜŞMESİ GİBİ’

ο  Beni Durdur yaşanmış bir ayrılık mı?

Sarper: Herkes yaşamıştır.

Volkan: Muhakkak.

Emre: Evet…

Mert:  Evet…

ο ‘Ayrılık’ sizin için ne ifade ediyor? Ayrılığı bir duruma, bir eyleme benzetecek olsaydınız bu ne olurdu?

Sarper: Zor bir süreç herhangi bir şeyden/kişiden ayrılmak. Ayrılık sonrası süreç insanın kendiyle yüzleşmesi bakımından hep olumlu olmuştur bence.

Volkan: Ayrılık benim için eskiden dünyanın sonu gibi bir şey idi, hala tabi ki üzücü bir şey ama durum, eğer iki kişinin boş bir odada tıkılıp kaldığı bir duruma döndüyse, o odanın farklı kapılarından çıkıp gitmenin daha iyi olacağı da düşünülmeli.

Emre: Gölün ortasında sandalda olup küreklerin suya düşmesi gibi.

Mert: Ev anahtarlarını kaybetmek gibi. Ait olduğunu hissettiğin yere gidememek.

ο 2025 yılında bir albüm yayınlamayı planlıyorsunuz. Hazırlıklar nasıl gidiyor?

Sarper: Oldukça iyi gidiyor. Sürekli bir arada bulunup sürekli içimizden geleni dışarı çıkarmaya çalıyoruz özetle.

Volkan: Çok güzel şeyler çıkacağına eminim.

Emre: Kısa kısa demolar kayıt ediyoruz.

Mert: Hepimiz bir arayış içerisindeyiz şu anda, herkesin yeni şeyler keşfettiğini düşünüyorum bu da süreci epey keyifli kılıyor.

‘BU ŞARTLARDA MÜZİK YAPMAK ZOR, LÜKS OLDU’

ο Albümün tamamı yeni şarkılardan mı oluşacak yoksa daha önce yayınlamış olduğunuz single’lara da albümde yer verecek misiniz?

Yeni şarkılardan oluşacak.

ο Albümün bir konsepti var mı? Bütün olarak bir hikayeyi, süreci mi dinleyicilerinizle paylaşacaksınız?

Sarper: Henüz bu konuda konuşmak için erken ama tabii ki bir albüm bütün bir hikaye olmalı.

Volkan: Benim düşüncem öyle olacağı yönünde.

Emre: Şu an için biraz erken üzerinde çalışıyoruz.

Mert: Müzik olarak bir bütünlüğü olması için çalışıyoruz ama daha uzun bir süreç var önümüzde. Kesin konuşmuş olmayayım.

ο Enflasyon kaşelerinizi, konser ve pazarlama stratejilerinizi nasıl etkiliyor? Tüm bu süreçte yaşadıklarınızı nasıl aktarırsınız?

Sarper: Bu şartlarda müzik yapmak çok zor, lüks oldu. Ona rağmen devam ediyoruz.

Volkan: Bu şartlarda müzik herkesin yapabileceği bir şey değil, zaten öyle olsaydı herkes yapardı.

Emre: Müzik sektörünü daha zor günler bekliyor, bu da daha çok çalışmak anlamına geliyor.

Mert: İnsanlar bütçelerini ayarlarken öncelikle eğlence kalemlerinden kısıyor, bu da tabii her grubun kaşe ve konser etkinliklerini etkiliyor.

ο Back on Stage okurlarına ve dinleyicilerinize ne söylemek istersiniz?

Sarper: Konserlerimize bekliyoruz onları.

Volkan: bodes’i takip ederek çok iyi islerle karşılaşacaklarından hiç şüpheleri olmasın.

Emre: Bodes’i dinlemeyi ve Back on Stage okumayı aksatmasınlar teşekkür ederiz.

Mert: Bütün okurlara teşekkür ediyorum, tekrar görüşmek dileğiyle.