Zeynep TOKER
zeynep.toker@yellowbos.com
Bertuğ Cemil, Gülümse isimli yeni single çalışmasını İpek Erdem yönetmenliğindeki klip çalışmasıyla birlikte geçtiğimiz günlerde yayınladı. Umut kavramının hakim olduğu parçadan yola çıkarak, Bertuğ Cemil ile ‘mutluluk’ üzerine konuşmak için bir araya geldik. Gençliğinden beri mutluluk kavramı üzerine çok düşündüğünü söyleyen müzisyen, “Kendimce vardığım ilk sonuç, mutluluğun sürekli olmadığı ve üzerinde genelleme yapılması güç bir kavram olduğuydu.” dedi. Yıl bitmeden bir parça daha yayınlayacağını söyleyen Bertuğ Cemil, detayları Back on Stage okurlarına anlattı.
ο Geçtiğimiz gülerde Gülümse isimli parçanızı yayınladınız. “Umut” kavramının hakim olduğu bu parça aslında bir noktada mutluluğun formülü gibi de. Sizin için “mutluluk” tam olarak nedir? Bertuğ Cemil mutluluğun sırrını bulmuştur diyebilir miyiz?
Gençliğimden beri mutluluk kavramı üzerine çok düşündüm. Kendimce vardığım ilk sonuç, mutluluğun sürekli olmadığı ve üzerinde genelleme yapılması güç bir kavram olduğuydu. Mutluluğun çoğu zaman anlık olduğundan yola çıkıp, sonrasında hep o anları artırmak gerektiği noktasından hareket ettim. Tabii bunu yapabilmek için bir düzlem de lazım, hayatta hedeflenenler ve prensipler gibi istikrar sağlayıcı mefhumlardan oluşan. Bunlar çerçevesinde bir yola girdiğimde, geri dönüp bakınca kendimi genel olarak mutlu sayabileceğim bir yere geldiğimi hissetmeye başladım. Tabii bu kesin bir varış değil; sonuçta hayat devam ediyor, kontrol edemediğimiz beklenmedik gelişmeler oluyor ya da insanız hatalar yapıyoruz. Bugün baktığımda aile, üretim, olabildiğince bedensel ve zihinsel sağlık, mutluluğu duyumsamama sebep olan, yukarıda bahsettiğim düzlemde yürümemi sağlayan en büyük etkenler diyebilirim. Elbette ki tek bir formül olamaz bu konuda, hepimiz farklı yerlerden geliyoruz, farklı hayatlar yaşıyoruz ve farklı yönlere gidiyoruz. Benim yolum kısaca böyle.
ο Yeni parçanızda umuttan bahsediyorsunuz ama insan her zaman her koşulda kendini motive edemiyor ne yazık ki. İçerisinde bulunduğumuz şartlar bizi bir şekilde mutsuzluğa sürüklüyor. Bu anlarda modunuzu yükseltmek, mutluluğu tekrar içinizde hissetmek için neler yapıyorsunuz?
Öncelikle kendimle konuşuyorum. Kendime bir birey olarak imkanlarımı hatırlatıyorum, o imkanlar dahilinde elimden geleni yapıp yola devam etmeliyim diyorum. “Unutma bir ölümlüsün” diyorum, “Bunlar daha önce de oldu” diyorum, “Birçok insan çok daha beter durumların altından kalkmayı başardı” diyorum. Elden gelmeyen olumsuzluklara üzülmek doğal, ancak bunlarla kendini kahredip kısacık ömrü harcamak mantıklı değil. Kendime bunları hatırlattıktan sonra, keyif aldığım şeylere yönelmeye çalışıyorum, yazmak, üretmek, sevdiğim özlediğim insanlarla konuşmak, güzel bir şişe şarap açmak, sevdiğim bir şarkıda kaybolmak, eşimle enteresan bir film izlemek ya da bir konsere gidip kafa dağıtmak gibi… Son saydıklarım gündelik şeyler biliyorum; ama her küçük ayrıntı yardımcı oluyor karanlık moddan çıkmak için.
ο Dijital platformlardaki dinleme sayıları müzisyenleri mutlu ediyor mu? Gerçekten bir şarkının “başarısını” oraya bakarak değerlendirebilir miyiz?
Elbette bir veridir dinleme sayıları. Eskiden satışa bakılırdı, eldeki tek imkan onlar artık. Ancak tek başına yeterli olduğunu düşünmüyorum, şarkının dinleyende nasıl bir tortu bıraktığı, geniş zamanda nasıl yankılandığı daha mühim benim gözümde.
ο 2005 – 2007 yıllarına gittiğimizde Türkçe rock müziğin şimdiye göre ana akımda daha çok yer aldığı, çok daha popüler olduğu zamanlardı. Bahar şenlikleri, konserler, festivaller devam ediyordu. Yasaklar ve iptaller olmuyordu. Geriye baktığınızda o zamanlar kendinizi daha mı mutlu hissediyordunuz yoksa şu an mı? Tüm zaman sizin hayatınızda neleri değiştirdi?
Her dönemin kendi zorluğu oluyor elbette. O zamanlar da korsan CD ve MP3 furyasından şikayetçiydik. Ancak Türkiye’deki şartları düşündüğümüzde, müzik sektörünün problemlerinin dayanılması çok güç hale geldiğini söylemek yanlış olmaz. Sponsorluk yasakları, festival iptalleri, konser yasakları, kısıtlamalar hep siyasi maalesef ve hiçbir mantıklı açıklaması yok. Hayatı daraltan uygulamalar bunlar. Dolayısıyla bunları görüp keyifli olmak mümkün değil ülkedeki müzik ortamı adına.
Bana gelince, ilk sorudaki cevaplarım ışığında 2005’te de ‘mutlu’ idim kendimce ve ‘mutsuz’ idim bazı şeylerden, şimdi de öyleyim.
ο İngiltere’de mi yoksa Türkiye’de mi olmak sizi daha çok mutlu ediyor?
Türkiye’de bulunmak beni daha mutlu ediyor, İngiltere’de ise yaşamak.
ο Önümüzdeki süreçte planlarınız arasında neler var? Yıl bitmeden yeni bir parça daha duyar mıyız sizden?
Bir aksilik olmazsa duyacaksınız evet. Tarzımın dışına çıkacağım ara ara önümüzdeki dönemde. Sonra tarzıma döneceğim. Sonraki 3 şarkım hazır, amacım onları olabildiğince çabuk dinleyiciyle buluşturmak. Geçtiğimiz yıl yayınlamaya başladığım ve önümüzdeki süreçte yayınlayacağım teklileri bir plakta toplamak, yaklaşık iki yıl içerisinde. Bu sürecin beni tekrar Türkiye’de düzenli konser veren bir müzisyen konumuna getirmesini umuyorum.