Zeynep TOKER
zeynep.toker@yellowbos.com
Bağımsız müziğin popüler seslerinden Bade Nosa, ilk albümü Zemheri Bitti‘nin habercisi olan Yangın Yeri parçasıyla dinleyicisiyle buluştu. İstanbul Sözleşmesi iptal edildiği zaman hayata geçen şarkı, geçtiğimiz Şubat ayında meydana gelen deprem ve seçim süreci sonrası tamamlandı. “Yaşadıklarımı, yaşadıklarımdan bana kalanları rahatlıkla şarkılaştırabilirim, zira bu benim en konforlu ifade alanım.” diyen Bade Nosa, çok daha fazlasını Back on Stage okurlarına anlattı.
ο Yangın Yeri isimli parçanızla dinleyicilerinizle bir araya geldiniz. Hayatımızda olan tüm bu olup biten haksızlıklara, olumsuzluklara bir haykırış gibi. Bu şarkıyı ne zaman ve nasıl bir ruh halinde yazdınız?
Bu şarkının ilk halini İstanbul Sözleşmesi iptal edildiği zaman yazmıştım. “Gerekirse korkacaksınız siz de beyler, kör sandığınız bu gözler görüyor artık karanlığınızda.” cümlesiyle başlayan şarkı, tam da bu ruh halinden, göz göre göre daha çok şiddetin kollarına itilmeye karşı hissettiğim öfkeden çıktı. Ama öyle bir ülke ki burası, dört bir yandan haksızlık hukuksuzluk çukuruna düşmüş ve içinde zar zor nefes almaya çalışıyor gibiyiz. “Her karış toprağa yayılmış adaletsizler.” cümlesi de tam bu “kendilerinden olmayana” bir nefeslik alan bırakmama halini anlatıyor. Şarkının nakaratını ise geçtiğimiz Şubat depremi sonrası ve seçim sürecinde yazdım. Yaşadığımız topraklar, koskoca bir enkaz yeri hala. Asla kaldırılamayan bir enkaz.
ο Tüm bu olup bitenler bir müzisyen olarak sizin üretim sürecinizi nasıl etkiliyor peki? Her zaman çok rahat bir şekilde besteye dökülemiyordur diye tahmin ediyorum.
Yaşadıklarımı, yaşadıklarımdan bana kalanları rahatlıkla şarkılaştırabilirim, zira bu benim en konforlu ifade alanım. Ama ekonomik ve siyasal koşullar nedeniyle hayatlarımız bazal bir huzur seviyesinde kalamadığı için ve her yeni gün ilmek ilmek işleyip edindiğimiz maddi manevi kazanımlarımızı yitirmekle sınandığımız için; çok daha fazlasını müzik üretmeye harcayabileceğim yaşam enerjimi, sanattan ziyade yaşam koşullarımı iyileştirmeye harcıyorum mecburen. Bu da elbette daha dar vakitleri sanata, şarkılara, şiirlere, bestelere ayırabilmek demek.
ο Zemheri Bitti isimli ilk albümünüzün hazırlık süreçleri nasıl ilerliyor peki?
Zemheri Bitti yukarıda değindiğim bu ‘dar vakitler’de, ne mutlu ki, su gibi usul usul ve güzel akıyor. Kolayca kendi izleğini bulan, doğru insanlarla akan bir albüm süreci yaşıyoruz. Albümün tamamının prodüksiyonunu, birlikte daha önce bir sürü iş yaptığımız arkadaşımız Emre Malikler’e teslim ettik. Albümde çok farklı duygular ve dolayısıyla birbirinden epey farklı dünyaları olan ama ortak bir hikayede bu albüme girmiş şarkılar var. Emre bu farklı duyguların işitsel dünyadaki karşılıklarını bularak şarkıları çok güzel işledi. İçimize sinerek akıyor her şey, gerçekten çok heyecanlıyım!
ο Bu albümde Bade Nosa’dan nasıl yansımalar göreceğiz?
Bugüne dek yayımladığım tekliler çok farklı dönemlerde yazdığım / yazdığımız şarkılar. On iki yıl evvel yazdığım 28, on yıl evvel yazdığım ve Emrecan ile bestelediğimiz ilk şarkılardan biri olan Kendim Abla, Emrecan ile ilk şarkımız Sakarmeke gibi eski şarkılardan da yayımladık; Bir Gece Daha, Çoğalırım Ben, Çiçek Gibi, İçimizdeki gibi daha yeni şarkılar da vardı aralarında. Ama Zemheri Bitti’deki bir şarkı hariç, tüm şarkılar yakın bir dönemde, hayatımın belli bir eşiğinde yazdığım şarkılar. Bir devrin kendi içimde kapanışı, kişisel hikayemin zemherilerinin bitişini kutladığım ve hatta kutsadığım bir döneme aitler. Çocukluk ve ilk gençlik zindanından çıkıp, kendi özgür irademle kurduğum yaşamıma, 35 ve sonrasındaki ”ikinci perde”ye varışımı anlatıyorum albümde.
Bu gönderiyi Instagram’da gör
ο Bu kadar hızlı tüketimin gerçekleştiği bir dönemde albüm çıkarma fikri size ürküttü mü? Ya da ara ara tüketici odaklı kaygılar yaşadınız mı? Yaşıyor musunuz?
Albüm yapmayı hiç düşünmüyordum aslında. Tam da soruda bahsettiğiniz ürkeklikten… “Şimdi çıkarırsan albüm güme gider” fikri fast-food müzik piyasası tarafından kafama işlenmiş ki, “Ne albümü daha canım!” modundaydım ve bunu sorgulamıyordum. Ta ki bir gün çıkarmayı planladığımız 4-5 şarkılık EP’nin şarkı akışını yazmak üzere bilgisayar başına oturana dek. O gün baktım ki bir albümlük, aslında aynı hikayenin farklı fazlarını anlatan şarkı var elimde. Ve albümün adı da o an malum oldu, dosyanın adına Zemheri Bitti yazdım. Sonra Emrecan’a dönüp dedim ki, “Ben albüm yapacağım bu şarkılardan.” O da şaşırdı, heyecanlandı ve çok sevindi. Sonrasında ben türlü kaygılarla bu fikirden geri basar gibi olduğumda da onun kararlılığı ve ittirmesi sayesinde bu sürece girdik. Ve en tatlı kısmı da, henüz ortada Zemheri Bitti diye bir şarkımız yokken ve bu sadece albüme verdiğim bir isimken; o gün bu albümü yapma kararını aldıktan sonra, bu şarkıyı göklerden download edercesine bestelemeye başladık ve 1,5 günde albümden adını alan Zemheri Bitti şarkısı da çıktı. Şimdi tüketici odaklı kaygılar yaşadığımda kendi üstüme bu şarkıları salıyorum.
ο Yaz için planlarınız arasında neler var? Bol konser planları görür müyüz?
Yaz planlarımızı büyük oranda albüm hazırlığı, özellikle de albümün görsel dünyasının hazırlığı (videolar ve fotoğraflar) parsellemiş durumda. Dolayısıyla konser planlarımızı biraz sonbahara ve sonrasına, albüm çıkışı ve ertesine ittirmiş durumdayız. Albümle birlikte daha önce hiç konser vermediğim İzmir, Ankara, Eskişehir gibi kentlerde de sevgili dinleyiciyle buluşmak çok istiyorum.
ο Son olarak Back on Stage okurlarına neler söylemek istersiniz?
Canım kültür sanat içeriği okuyucusu, alternatif ve bağımsız sanatsever, iğneyle kuyu kazan değerli türetici demek istiyorum kendilerine. Sizi seviyorum, iyi ki varsınız!