Zeynep TOKER
Cazzip Project’ten tanıdığımız Aslı Özer, solo kariyerinde yeni üretimler yayımlamaya devam ediyor. Aldırmam ki isimli single çalışmasıyla dinleyicisiyle buluşan Özer, parçanın klip çalışmasını Santa Monica’da görmüş olduğu patencilerden ilhamla oluşturdu. Detaylar röportajımızda!
ο Kurumsal bir şirkette çalışırken bir yandan da müzik yapıyordunuz ve aslında yakın bir zaman içerisinde kurumsal hayatı bırakıp sadece müziğe yöneldiniz. Bu kararı aldığınız o ‘ilk anı’ hatırlıyor musunuz? Ne oldu da kurumsal tarafı tamamen bırakıp sadece müziğe yönelmeye karar verdiniz?
Bu kararı aslında işe başladığım ilk gün, yani on iki sene önce almıştım. Her gün kurumsal hayatı bırakıp müziğe yönelmem için fırsattı ancak durum öyle olmadı. Şartlar, kurumsal hayatın içine alan ilginç dünyası ve beraberinde kurduğum güzel arkadaşlıklarım birkaç sene para biriktirir sonra müzik okumaya giderim diye çıktığım yolu başka bir yere evirdi. Müziği hiçbir zaman bırakmadım, iki mesleği bir arada götürüyordum. Ancak yapmak istediğim mesleğe verdiğim emek ve üretim süreci için harcamam gereken enerji bölündüğünden, bu duruma bir nokta koymak istedim ve hayallerimin peşinden koşmaya karar verdim.
ο Aldığınız kararı uyguladığınızda, yani istifa ettiğinizde endişeleriniz oldu mu? Özellikle de Türkiye’de müzisyenlere karşı sergilenen tutum ortadayken.
Kariyerim ilerledikçe bırakabilme ihtimalimin daha da zorlaştığını, endişelerimin daha da arttığını fark ettim. Çünkü konfor alanıma iyice yerleşmiştim ve buradan çıkma cesaretim zaman geçtikçe azalıyordu. Ama bir gerçek vardı ki ben istediğim hayatı yaşamıyor, gün geçtikçe hayallerimden uzaklaşıyordum. Bunu fark edip net istifa kararını aldığımda pandemi başladı. Dolayısıyla kararımı iki sene daha ertelemek zorunda kaldım mesela. Şu an duruma baktığımda ise bu endişelerin yersiz olduğunu görüyorum. O zaman pandemi diye erteledim, şimdi ise ekonomik kriz hiç görmediğimiz kadar vahim durumda. Bitmiyor yani, endişe etmek için sebep hep var. Dolayısıyla ha şimdi ha sonra diye takılıp vakit kaybetmektense bu zamanı hayallerimi nasıl gerçekleştiririm diye düşünüp çalışmaya harcamak daha mantıklıymış.
Bu gönderiyi Instagram’da gör
ο Pandemi hayatınızda birçok dönüm noktalarını barındıran bi’ dönem olmuş. Hali hazırda grubunuz Cazzip Project ile üretim yaparken, bunun yanına bir de solo parçalarınızı da eklediniz. Solo bir kariyer inşa etmek hep aklınızda olan bir şey miydi yoksa o an şartlar bunu gerektirdiği için böyle bir sürece girdiniz?
Pandemiyi bir şekilde fırsata çevirdim diyebilirim. Eve kapandığımız dönem bana müziğime zaman ayırabilmem için bir imkân sundu, ben de olabildiğince kendimi üretime adadım. Solo kariyer yapmak çok da aklımda olan bir hayal değildi açıkçası. Vokalli bir proje yapma kararı alınca bunun solo olmasının daha sağlıklı olacağını düşündüm ve hayata geçirdim.
ο Cazzip Project ile enstrümantal bir müzik yaparken, şarkı söylemeyi deneyimlemek size nasıl bir tecrübe kattı? İkisinin çalışma disiplini birbirinden çok mu farklı?
Cazzip Project’in müziği teknik olarak ileri seviye bir müzik. Beste yapısından çalım tekniğine, kayıt sürecinden canlı performansına çok detaylı düşünülmüş ve iyi kondisyon isteyen bir projeydi o. Bir de enstrümantal müzikte duyguyu sözler olmadan vermeye çalışırken vokalli projede duyguları bayağı bağıra bağıra dile getiriyorsunuz. Bu açıdan baktığımızda ikisi birbirinden çok farklı. Geçiş sürecinde biraz afalladığımı bile söyleyebilirim.
ο Solo projenizin tanıtım metninde yer alan soruyu size sormak istiyorum; Hayatınıza baktığınızda ne görüyorsunuz?
Hayatıma baktığımda kendi olmak için ciddi mücadele vermiş bir insan görüyorum. Bu mücadelede çok yara almış, üzülmüş olsam da asla vazgeçmedim. Çünkü benim en büyük meselem kendim olabilmemdi. Eğer bu mücadeleyi bıraksaydım çok mutsuz olurdum. Şimdi ise kendimden eminim. Gücümden eminim. Düşmekten veya hata yapmaktan korkmuyor, mükemmel olmaya çalışmıyorum, sadece deneyimliyorum. Korku frekansıyla beslenip zindanıma hapsolacağıma korkmayıp kendim olmayı tercih ederim. Zaten bu noktada da hayat değişiyor, size olan desteği artıyor çünkü artık korkmuyorsunuz.
ο Aldırmam ki parçanızı klip çalışmasıyla birlikte müzikseverlerle paylaştınız. Parçanın arka planında Berk Kula, Efe Demiral, Ahmet Gökhan Coşkun gibi önemli isimler yer alıyor. Hazırlık aşamasını ve üretim sürecini sizden dinleyebilir miyiz?
Evet, beraberinde benimle prodüktörlük koltuğunu paylaşan ve aynı zamanda davulları çalan Ertuğrul Biber ve basta Eren Turgut var. Ekibin özelliği bence şu: hepimiz aynı bakış açısı ve çalışma disiplinine sahibiz. Herkes işinin ehli müzisyen ve elinden gelenin en iyisini ortaya koyuyor. Bir kere müziği ortaya çıkartırken heyecanlanıyoruz ve memnun olana kadar çalışıyoruz. Dolayısıyla parça ilk oluşumundan son haline gelene kadar o kadar güzel eviriliyor ki dinleyici muhteşem bir emeğin sonucunu dinlemiş oluyor.
ο Hem klip içerisinde hem de kapak fotoğrafında sizi patenle görüyoruz. Yazın geldiğini gördüğümüz, kıpır kıpır bir parça ve klip ama yine de kapakta da ‘paten’ görmemizin özel bir nedeni var mı?
Geçtiğimiz Kasım ayında California’ya gitmiştik. Santa Monica sahili o kadar güzel bir yer ki her akşam üstü patenciler, longboardcular bir araya geliyor, mor – pembe gün batımının altında okyanus kenarında kayıyorlardı. Bu manzara hayatımda gördüğüm en keyifli manzaralardan biriydi diyebilirim. Bunun ilhamıyla benzer bir konsepti Aldırmam ki’nin klibi ve görsellerinde kullanmak istedim. Hatta bu keyifli anı dinleyicilerle paylaşmak istedim ve konsepti bu şekilde oluşturdum.
ο Önümüzdeki süreçte planlarınız neler?
O kadar çok parça besteledim ki hepsini tek tek dinleyiciyle buluşturmayı hedefliyorum. Güzel projelerim var. Bir konsept Türkiye özelinde olurken diğer bir konsept çok farklı olacak. Sene sonuna doğru adımlarını duymaya başlarsınız o yüzden şimdilik sürpriz olarak kalsın diyorum. Bakalım neler olacak.