Zeynep TOKER
zeynep.toker@yellowbos.com

Caz müziğin önemli isimlerinden Anıl Şallıel, geçtiğimiz ay ikinci albümü Excited ile dinleyicisiyle buluştu. Bu albümde Azeri sanatçı Sevda Alekperzade ile bir araya gelen Şallıel, albümün hazırlık sürecini ve albümdeki ruh halini detaylarıyla anlattı. Pandemi döneminin yarattığı psikojiyi yenmek için albüm hazırlıklarına başladığını söyleyen müzisyen, tüm hazırlıkları iki yıl içerisinde tamamladığını dile getirdi. Farklı tarz müziklerin, caz müzikle birleştiğini gören dinleyicilerin bazen katı tepkiler verdiğini söylediğimizde, caz müziğin doğasında doğaçlama olduğu gibi kendi topraklarımızın müziklerinde de doğaçlamalar olduğunu söyleyen Anıl Şallıel, “Gerçek bir cazsever bu konuda katı değildir, tam tersine destekçidir.” dedi. Çok daha fazlası, Sevda Alekperzade’nin de konuk olduğu röportajımızda seni bekliyor. Keyifli okumalar!

ο İkinci albümünüz Excited ile müzikseverlerle bir araya geldiniz. Albümü ne kadar sürede tamamladınız? Nasıl bir ruh halinin, sürecin yansıması bu albüm?

Anıl Şallıel: Bildiğiniz üzere pandemi dönemi tüm sanat camiasını ağır şekilde yaraladı. Konsere gidemiyorsun, dışarı çıksan bile aslında çıkamıyorsun. O psikolojiyi yenmek adına ikinci albüm çalışmalarına ve yazımlarına başlamak beni motive edecekti çünkü ilk albümüm 166 Days, müzikseverler tarafında çok teveccüh gördü. Bu olay açıkcası beni çok motive etti ve o dönemde şarkıları bestelemeye başladım. Albüm süreci iki sene sürdü, çünkü aranjman ve çalım sürelerinin dışında mix ve master sürecinde sevgili Emre Yazgın ile fazlasıyla sound dizaynına özen gösterdik.

Sevda Alekperzade: Ben şarkılarımı bir ayda tamamladım. Anıl, Dünya Caz Günü’ne yetiştirmek istiyordu ben de bir ay içerisinde yazdım, kaydettik. Benim için çok zaman almadı.

ο Azeri sanatçı Sevda Alekperzade ile nasıl bir araya geldiniz? İletişime nasıl geçtiniz ve birlikte bir albüm yapmaya karar verdiniz?

Sevda Alekperzadeh, tüm dünyanın bildiği ve benim takip ettiğim çok değerli bir ses sanatçısıdır. Kendisinin profesyonelliğini ve kalitesini tüm müzik dünyası yakından bilir. E tabii benim gibi bir müzisyenin de bilmemesi ayıp olurdu. Sanatçı arkadaşım İlyas Yalçıntaş ile pandemi döneminde Bakü’ye konsere gitmiştik ve albümümde mutlaka çok değerli bir guest olması gerektiğini düşünüyordum. Sevda Hanım ve benim ortak arkadaşlarımızın buluşturması ile bu harika eşleşme ve müzikal birleşme ortaya çıktı.

ο İlk parçadan itibaren insanı albümde tutan bir enerji, uyum var. Peki siz kendi içinizde bu uyumu nasıl yakaladınız? Albümün hazırlık aşamasında sık sık fikir alışverişi yaptınız mı?

Anıl Şallıel: Benim en büyük özelliğim bir projeye başlarken projenin nasıl finalleneceğini tasarlayabiliyorum ve farklı bir tarz yaratmaya çaba gösteriyorum. Müziğimi dinleyen kişilerin benim melodilerimi duyduklarında tebessüm etmeleri ve eşlik etmeleri çok mutlu ediyor. Müzik’teki puzzle’ı birleştirirken uyum olması çok önemli ve tabii ki motivasyon ve enerji uyumunu unutmamak lazım. Albüm hazırlık sürecinde hayalimdeki müziği usta müzisyen ağabeylerime çaldım, ilk başta güldüler, çünkü yapılmamış bir şey yaratıyorduk. Bu projenin değerli aranjörleri Halil İbrahim Işık, Tolga Erzurumlu ve Cahit Kutrafalı olmasaydı bu kadar orijinal müzikler çıkmazdı. Benim müziğimi anlayıp harika uyum gösterdiler, kendilerine tekrardan teşekkür ediyorum.

Sevda Alekperzade: Albümü yazarken ben Bakü’deydim, Anıl’da İstanbul’daydı. WhatsApp’tan sürekli konuştuk, şöyle olsun böyle olsun diye. Öyle parçalardı ki tekrar tekrar çalıştım, sürekli konuştuk. Eziyet gibi bir iş olmadı, ikimiz de birbirimizi çok iyi anlıyorduk.

ο Farklı müzik tarzlarının, enstrümanların caz müzikle birleştiği bir albüm. Bazı caz müzik dinleyicileri bu konuda katı olabiliyor ve ‘başka’ herhangi bir şeyi istemiyorlar. Bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?

Caz müziğin doğasında doğaçlama var değil mi? Kendi topraklarımızın müziklerinde de doğaçlamalar var, ben neden güzel müziklerden mahrum kalayım? Ve dinleyicimiz mahrum kalsın? Gerçek bir cazsever bu konuda katı değildir, tam tersine destekçidir. Mesela, sevgili Selen Gülün geçen günlerde sosyal medya üzerinden benim albümü paylaştı, harika bir yazı yazdı. Bazen duygulanıyorsun, bazen tebessüm ediyorsun. Yanlış hatırlamıyorsam; “Anıl kimdir dendiğinde bu albüm onun yansımasını, hayatını çok güzel anlatıyor.” Kendisi çok değerli bir caz sanatçısı ve öğretim görevlisi.

İlkleri yapmak benim için eğlenceli, caz altyapılı reggae şarkıma kabak kemane ile Cafer Nazlıbaş eşlik ediyor. Bir gazete de başlık olarak benim için, “Yeni nesil caz müziğinin temsilcisi” demişlerdi. O yüzden caz müziğine her şeyi tadında ve kararında güzel şekilde yerleştirdiğinizde katı olan dinleyicinizi bile mutlu edebiliyorsunuz.

ο Birçok farklı isimle çalışan bir müzisyensiniz. Caz müzik dışında sizi besleyen diğer müzik tarzları neler? Ya da içerisinde yer almaktan keyif aldığınız başka bir proje?

Ben 2008-2009 arası Buzuki Orhan Osman ile çalışıyordum. O zamanlar sahne tecrübem çok yeniydi ve algı çok açık olduğundan dolayı Balkan müzik ve alaturka müzikle iç içeydim. Zaten sonrasında pop müzik sahnelerinin göbeğinde buldum kendimi. 2009’dan itibaren Volkan Konak, Sezen Aksu, Funda Arar, Mehmet Erdem, Teoman, Göksel, maNga, Yalın, Suzan Kardeş, Sıla, Ekin Uzunlar, Koray Avcı, Ceylan Ertem, Berkay Şahin, Fikri Karayel ve çok daha başka kişilerin sahnesinde yer aldım. Bundan keyif aldım ve tabii ki çok şey öğrendim. Bir taraftan 2011 de What Da Funk’ı kurdum. Omar Lye Fook, Kelli Sae gibi değerli isimlerle konser verdik. Sonrasında albüm sürecinde Harun Kolçak, İrem Derici, Simge Sağın, Can Gox gibi isimlerle WDF1 adlı albümü çıkardık. Çok değerli caz sanatçısı ağabeyim Önder Focan ile iki tane proje albümü yaptık, son dönemlerde ülkemizde big band kültürünü yaşatmaya çalışıyoruz. Aycan Teztel yönetimindeki İstanbul Superband ve Nail Yavuzoğlu yönetimindeki CRR Big Band’de çok değerli caz sanatçıları ile aynı sahnede olmak benim için çok keyifliydi, bunlardan bazıları; Natalie Cole, Dee Dee Bridgewater, Anthony Strong, Raul Midon gibi çok değerli isimler. Son dönemde pop sahnesinde sevgili sanatçı arkadaşım İlyas Yalçıntaş’ın 5 senedir orkestra şefliğini yapıyorum dünyanın her yerine konsere gidiyoruz. Harika anılar biriktirdik, çok fazla büyük konser yaptık, tabii ki çok da keyif alıyoruz. İki senedir de Görkem Yenilmez daveti üzerine çok değerli Edis Görgülü’nün sahnesinde yer alıyorum, özlediğim görüntüleri, kalabalıkları görüyorum. Harika bir sahne şovu ve müziğin olduğu bir prodüksiyon ile çıkılıyor.

Kısaca yukarıda yazdıklarımdan çok fazla anı biriktirmişim, harika sahnelerde çalma zevkine eriştim. Bir müzisyen keyif almaktan başka daha ne isteyebilir.

ο Yıl içerisindeki planlarınız neler? Havalar ısınıyor, festival sezonu başlıyor. Sizi sık sık festival sahnelerinde görebileceğiz değil mi?

Sevgili menajerim Ozan Göktan ile üçüncü albüm ile alakalı çok güzel fikirlerimiz var. İnşallah her şey daha güzel olduğunda projelerimiz çok daha farklı yere gidecektir. Güzel projelerimiz var, yurt dışı odaklı ve Türkiye odaklı. Böylesine güzel bir projeyi festivallere davet ederlerse neden olmasın, her festivali seviyoruz çıkmaktan mutluluk duyarız.