Çağatay Yılmaz
Yayıncılık her anlamda günbegün küçülürken, yıllardır ayakta duran mecralara gıptayla bakıyoruz, özeniyoruz. Tanışınca anlaşılıyor ki, Radyo Eksen’in bu mecralardan biri olmasında Gülşah Güray‘ın etkisi büyük. Bazen dikkatini dağıtacak kadar hızlı düşünen, konuşurken bir yandan bir sonraki günün programındaki playlist’i kurgulayan biri. Yıllardır Eksen’de, radyonun hem Yayın Yönetmenliğini hem de sabah programlarını yapıyor. 20’nci yılını kutlamaya hazırlanan Radyo Eksen’i, Radyo Eksen Partilerini, bağımsız radyoları ve müzik dinlemeye dair yenilikleri Gülşah Güray ile konuştuk. Sohbetimizi bu ay YouTube kanalımızdan da izleyebilirsiniz. Bu yazıyı okurken bir radyo programının da size eşlik etmesine izin verin.
❏ Hafta içi her gün sabah 7-10 programdasınız, yoğunsunuz. Radyoda işler nasıl gidiyor?
Şahane gidiyor. 2020’de 20. yılını kutlayacak Radyo Eksen. Onun için hazırlanıyoruz, bir de gündelik işlerle yoğun geçiyor. Hem sabah programı yapıyorum hem de Radyo Eksen’in yayın yönetmenliğini yapıyorum. Yoğun bir tempo ama çok keyifli. Arada bir söylensem de hiçbir zaman şikayet etmiyorum. Her şey yolunda.
❏ Ekip arkadaşlarınız da özgün insanlar. Radyonun bünyesine yayıncıları nasıl katıyorsunuz, bir seçim süreci var mı? Herhangi bir kişi “Ben Radyo Eksen yayıncısı olmak istiyorum” diyebilir mi?
Evet, herkesin kendine ait bir dünyası, bir karakteri var. Radyo Eksen, tüm bunların toplamıyla bütün oluyor. Bizim için önemli olan gelen programcının o bütüne ayak uydurabilmesi. Bir de gerçekten söyleyecek bir sözü olması gerekiyor. Piyasa içerisinde belli bir yere gelmiş olması bizim için önemli ama herhangi bir yere gelmiş olmasa da bize bir şey katacağına inandığımız kişileri radyonun bünyesine alıyoruz.
❏ Radyo Eksen’in bir yayıncı arayışı var mı?
Program yapmak mı istiyorsun? (Gülüyor)
❏ Sizinle konuşacağımı öğrenen hemen herkes sordu bunu!
Yeni dönemde birkaç tane programcıyla görüşüyoruz, onun dışında aramıyoruz açıkçası. Gönül ister ki her saate bir yayıncı koyalım, daha da zenginleşsin ama olmuyor maalesef. Bize çok geliyor böyle istekler. Bazıları kırılıyor ama yapacak bir şey yok.
❏ Bir de partileriniz var. Uzun süredir devam ediyor. Nasıl ortaya çıktı? Bu kadar ilgi bekliyor muydunuz, bu kadar uzun soluklu bir iş olur diyor muydunuz?
İlk kimden çıktı hatırlamıyorum. Bizim ekipten olduğunu zannetmiyorum, kendimizi etrafta göstermeyi seven insanlar değildik. Hatta adımızı bile söylemiyorduk başlarda. Radyo Eksen partilerini yaptıktan sonra, dinleyiciyle buluşabildiğimiz bir ortam çok hoşumuza gitti. Çünkü yayında ne oluyor bilmiyorduk. Şöyle bir şey düşünün, stüdyodasın senden başka kimse yok. Bizim stüdyoda bir tek yayıncı ya da konuğu oluyor. İnsanlar nasıl tepki veriyor, sosyal medyanın bu kadar kullanılmadığı dönemde fikrimiz yoktu. O yüzden bu Radyo Eksen partileriyle birlikte gördük ki insanlar bizimle birlikle eğlenmeyi gerçekten seviyorlar. Bu bizim için çok önemli bir şey. Bu yüzden Babylon’da Radyo Eksen partilerini yapıyoruz. Hatta ayda iki defa yaptığımız da oldu.
Bu gönderiyi Instagram’da gör
❏ Eksen partileriyle, kitlenizle bir araya geliyorsunuz. Sosyal medyada da aktifsiniz. Kitlenizi nasıl görüyorsunuz, Radyo Eksen dinleyicisinin bir tarifi var mı?
Eskiden tarzımızı daha sınırlı tutuyorduk. Gelen programcılarla birlikte daha geniş bir yelpazeye oturttuk Radyo Eksen’i. Zaten kısıtlı ‘alternatif müzik’i daha da kısıtlamanın bir anlamı yok! Yani kitlemiz için, alternatif müziğin bütün kollarını ve rock’n roll’u benimseyen herkesin olduğu bir aile diyebiliriz. Gerçekten aile olarak görüyoruz. Yaptıkları eleştirileri dinliyoruz, uygulamaya çalışıyoruz ve böyle devam ediyoruz.
❏ Geçen aylarda kadın prodüktörleri incelediğimiz bir yazı vardı. Radyo dünyasında kadın olmak nasıl bir şey?
Bu benim şansım olabilir, işin zorluklarını elbette yaşıyorum ama kadın olduğum için değil. 9 yaşında bir oğlum var. Hem evle ilgileniyorum, hem de onunla ilgileniyorum. Sabah 5.30’da kalkıp yayına gidiyorum. 7’den 10’a kadar canlı yayın yapıyorum. Bunun için bir şeyler biriktirmem lazım, bir şeyler okuyorum. Radyo Televizyon Sinema mezunuyum. Mezun olalı 20 sene oldu. Kendimi geliştirmeye çalışıyorum. O yüzden tekrar üniversiteye girdim. Bu asla durabileceğin bir meslek değil. Filmlerden, konserlerden, albümlerden besleneceğim, kitap okuyacağım… Herhangi bir programcı sadece haber veya gazete okuyarak program yapabilir. Ben asla öyle biri olmadım. Herhalde olmayacağım da. Mesleğin zorluğu bunlar, olması gerektiği gibi yapmak zor. Kadın olmanın bir etkisi yok.
❏ Müzik keşfini nasıl yapıyorsunuz?
Plak şirketlerinden gelenler var. Farklı mekanlara gidip oraların playlistlerini de dinlemeye çalışıyorum. Sadece müziklerini dinlemek ve insanları gözlemlemek için gittiğim yerler var. Bize kendi kayıtlarını atan gruplar da var. Özellikle internet sitelerinden çok fazla şey öğreniliyor. Sadece plak şirketlerinin ya da arkadaşlarının önerileriyle bir yerde tıkanırsın ama bu internet siteleri sayıca çok fazla. Böyle böyle playlistleri oluşturuyorsun.
❏ Programlarınızda playlistlerinizi nasıl belirliyorsunuz?
Seviyorsam çalıyorum, yoksa çalmam. Zaten Radyo Eksen’in kurulma amacı da sevdiğimiz müzikleri çalmak! ‘Ya sen kimsin de belirliyorsun?’ diyen olabilir. Radyoda programım var, o yüzden ben seçiyorum. Yaptığım listelerde şarkıların melodi açısından birbirlerini takip etmesi çok önemli.
Küçük pencereler de açıyoruz. Mesela 80’ler, 90’lar müzikleri. O sırada aklıma gelen, beni playlist yapmaya yönlendiren neyse ona göre yapılıyor. Nasıl bir ruh hali içerisindeysem. Tabii ki insanları da düşünüyorum. Sabah vakti insanlar işe gidecekler. Daha tempolu şeyler çalmaya gayret ediyorum. İstek parçalar geldiği zaman onları da araştırıyorum, oradan yol başka bir yere gidebiliyor. Hepsi birbirinin içine geçe geçe oluşan listeler yani.
❏ Rock Fm kapanmadan önce yoğun araç kullanılan saatlerde heavy metal gibi sert müzikleri çalmıyor diye okumuştum. Sizin öyle bir tavrınız yok sanırım?
Yok, biz baya baya çalıyoruz. Zaten sabah programında Rammstein çalan tek radyo istasyonu anonsuyla giriyoruz. Bazen arkadaşlarım yine metal bara bağladın diyor ama dinleyicilerden gelen mesajların hepsi aşırı mutlu. Akşam programı olsa ne olur bilmiyorum ama sabah işe giderken daha sert müzikler duymak istiyorlar açıkçası.
❏ Kasım ayında kapak konusu yapmayı planladığımız bir konu var. Yakın zamana kadar müzik keşifleri dijital platformlardan yapılıyordu. Çeşitli algoritmalarla yeni parçalar öneriliyor ama radyonun yeniden yükselişine tanık oluyoruz. Sizin nasıl bir yorumunuz olur?
O platformlarda ne oluyor, inan bilmiyorum. Algoritmalar var, önünüze belli bir çalma listesi geliyor, doğru. Radyonun farkı, bir duygusunun olması. Bu dönemde en önemli şey bence içerik. Radyodaki içeriği insan yapıyor, bir duygusu var, paylaşılacak bir mesele var. Bir konsere gitmiş, müzisyenleri canlı dinlemiş, bir hikaye anlatabilecek insanlar radyoda yayıncılık yapıyor. Bir makinenin bunu yapmasına imkan yok.
Bir de okuduğum bir araştırmadan bahsedeyim. İnsanlar neden radyo dinliyorlar, araştırılmış. Birincisi, arabada en rahat dinlenen şey radyo. Tamamen internete geçmediğiniz sürece -ki şu an Türkiye’de bu çok zor- radyonun ölmesine imkan yok. İkincisi, en önemlisi programcıyla dinleyici arasında bir bağ var. Kendilerini ona yakın hissediyorlar. Hissetmedikleri zaman onu dinlemiyorlar. Dinleyici sinir olduğu zaman dinlemiyor zaten. Bir de, radyo bedava. Bu da çok önemli bir şey. Radyonun en önemli özelliklerinden biri bu hatta.
❏ Bağımsız radyolar da yükselişte. Bu girişimler her zaman vardı ama bazıları uzun süre ayakta kalamıyor. Sizce bir radyo girişimi neden başarısız olur?
Neden yaptıklarına bağlı. Para kazanmak için mi yapıyorsunuz, kendi istediğiniz müzikleri dinletmek için mi yapıyorsunuz? Bağımsız radyo istasyonu kuran birisiyle oturup konuşmadım açıkçası. Şunu söyleyebilirim ama, herhangi bir radyonun para kazanması çok zor. Ciddi bir ekip gerekiyor. Kendinizi vermeniz gerekiyor, bu benim işim demeniz gerekiyor. Ben sabahtan akşama kadar radyoyla uğraşıyorum ve bunu çok seviyorum. Bunu yapmaya da devam edeceğim. İşine bağlı insanlar olduğu sürece radyo istasyonları devam eder.
❏ Kimi ‘bağımsız’ mecraların bağış toplamak ya da ürün satmak gibi yöntemler izlediğini görüyoruz. Eksen’in bağış toplayacağını sanmam ama ürün planlarınız var mı? Türkiye’de işe yarayan bir yöntem olur mu sizce?
Kitlenize taşımaktan gurur duyacakları, kullanmaktan hoşlanacakları bir şey üretirseniz mutlaka işe yarar. Evet, böyle planlarımız var. 2020 Radyo Eksen’in 20. yılı o yüzden böyle şeyler gelecektir.
❏ Pozitif gibi işbirlikleri ve destekler olmasaydı Radyo Eksen sürebilir miydi?
Radyo Eksen, bağımsız hayatına Pozitif’in desteğiyle devam ediyor. Radyo zor, maliyetli bir şey. Bir şekilde destek olmadan yürümek çok zor. Destekler bir yana, arkasında ona gönül bağıyla destek olan birçok kişi var. Radyo Eksen ‘popüler’ müzik çalmıyor ama bir yandan da hiç azımsanmayacak bir kitlenin sesi.
❏ 20’nci yıl nasıl olacak sizin için?
Hep beraber kutlayacağız. 20 yıldır ayakta durabilen bir alternatif müzik istasyonu! Bu hep beraber kol kola girip kutlamamız gereken bir şey. Gerçekten çok emek var bunun arkasında ve birilerinin sesi olmak benim için gurur verici bir şey. O kadar zamandır bizimle olanlar var, ayrılıp dönenler var. Yurtdışına gitse bile bizi bırakmayan, çünkü aynı samimiyeti bulamadığını söyleyenler var. Bunların hepsi bizim için çok değerli. Türkiye’de böyle bir radyo istasyonu olduğu için, böyle bir radyo istasyonunda çalıştığım için de gurur duyuyorum. O yüzden sahip çıkmak gerektiğine inanıyorum. Ne olursa olsun. Arkasında durmak gerekiyor, kıymetli şeyler bunlar.