Zeynep TOKER
zeynep.toker@yellowbos.com
Müzisyen, prodüktör ve ses mecrasına odaklanan sanatçı Başak Günak, namıdiğer Ah! Kosmos, Akbank Sanat sahnesine özel hazırladığı performansıyla müzikseverlerle bir araya geliyor! 1 ve 6 Mart tarihinde “Ambient Set” performansı ile Akbank Sanat’ta olacak Ah! Kosmos ile performansı öncesi bir araya geldim. Bu performansta diğer işlerine nazaran daha yavaş ilerleyen kompozisyon deneyimleyeceğimizi söyleyen sanatçı, yeni sesleri dinleyicilerle paylaşacağı için çok heyecanlı olduğunu dile getirdi.
Yeni şeyler üretirken tıkandığında motivasyonunu toparlamak için neler yaptığını sorduğumuzda; “Üretim sürecinin tıkandığını düşündüğüm zamanlarda bir süre kendime zaman veriyorum.” diyen Ah! Kosmos, bu tıkanmaların hayatta önemli bir yeri olduğunu, böyle anlarda üretmek yerine dinlemeye çalıştığını söyledi.
ο 1 Mart’ta Akbank Sanat sahnesine özel bir performans sergileyeceksiniz. Bu performansta dinleyicilere nasıl bir ses dünyası sunmayı planlıyorsunuz?
Bu konserde yeni ambient şarkılarımı çalacağım. Son dönemde çalıştığım ve diğer işlerime nazaran daha yavaş ilerleyen kompozisyonları deneyimleyeceğiz. İki özel konuğum olacak, Gülşah Erol ve Aslı Bostancı. İlk konserimiz sold-out olması çok sevindirici oldu. 6 Mart tarihine yeni bir konser tarihi eklendi. Yeni sesleri bu iki konserde paylaşacak olmak benim için çok heyecan verici.
ο Yeni bir performans sergilerken neleri dikkate alıyorsunuz? En başta neyi inşa ediyorsunuz?
Sahnede yeni işleri performe ederken onların bedendeki karşılığı üstüne düşünmek, üzerine çalışmak çok önemli. İnsana birçok açıdan yeni duygu alanları açıyor. Bu yüzden değişim içinde olmanın çok kıymetli olduğunu düşünüyorum.
Bu gönderiyi Instagram’da gör
ο Çağdaş dans, tiyatro, performans, enstelasyon gibi pek çok disiplinde de çalışmalarınız var. Tüm süreçleri yönetirken nasıl bir çalışma/üretim disiplinine sahipsiniz?
Geçen sene konserlere ara vermiştim ve ses enstelasyonu alanında işlere odaklı üretimler yaptım. Çinili Hamam’daki “Healing Ruins” sergisi için bir ses entelasyonu ürettim. Ana Prvacki’yle ortak işimiz ‘Honey Bath’ Gropius Bau’da gösterildi. Belçika’da yeni performans işim “Flesh is a flesh is a flesh” i performe ettik. Yakın zaman aralığı içinde farklı alanlarda iş üretmek yorucu olabiliyor. Bu süreç içindeyken bu farklı üretimler arasında ince bir iplik varmış gibi hayal ediyorum ve birbirlerine bağlandığı noktaları işlemeye odaklanıyorum.
ο Üretim sürecinizde tıkandığınızı hissettiğinizde veya çıkmaza girdiğinizi düşündüğünüzde çözümü nerede ararsınız? Motivasyonunuzu ne ayakta tutar?
Üretim sürecinin tıkandığını düşündüğüm zamanlarda bir süre kendime zaman veriyorum. Bu tıkanmanın da hayatta önemli bir yeri var. O noktada üretmek yerine dinlenmeye çalışıyorum. Niye tıkandığımı hissettiğimi duymaya çalışıyorum. Bu hissi kitap okumak, şiire dalmak, yürümek, yürümek, mümkünse şehir değiştirmek çok rahatlatıyor. Motivasyona ihtiyaç duyduğumda sanat alanında işler üreten insanların yazılarını, röportajlarını okumak/dinlemek çok ilham verici geliyor. En son Meredith Monk’s BBC’yle yaptığı bir podcast’i dinledim.
Bu gönderiyi Instagram’da gör
ο Hem daha önce vermiş olduğunuz röportajlara hem de müziğinize baktığımızda gelişmeye açık olan bir isimsiniz. Peki şu sıralar sizi ve müziğinizi neler, hangi isimler besliyor?
Ariana Reines’ın şiirleri, Kaurismäki filmleri, Magdalena Abakanowicz çalışmaları… ML Buch, Suntub albümü son dönemde oldukça takıldığım albümlerden biri. Şu sıralar deneysel müzik alanında işler üreten müzisyenlerle ortak çalışmalar içindeyim. Ludwig Wandinger, Andrea Belfi, Eva Sidén bunlardan birkaçı. O arkadaşlarımla buluşmak, çalışmak bir yandan da birlikte yemek pişirmek kısmını çok ilham verici buluyorum.
ο Birçok farklı ülkede, farklı sahnede, farklı insanlarla bir araya gelmiş biri olarak karşılaştığınız tüm bu farklılıklar müzik kariyerinizde size nasıl bir noktaya getirdi? Nasıl ilerletti?
Hareket halinde olmak aynı yerde farkında olmadan çizdiğim daireleri büküyor diyebilirim. Bu da hiç tahmin edilemeyen karşılaşmalara, olasılıklara alan açtığı için sese, kompozisyona yaklaşımı değiştiriyor.
