Ece ULUSUM
@eceulusum

Dünya onları Kexp FM için yaptıkları canlı kayıtlarla keşfetti, Hollanda’dan dünyaya sevdikleri müziği yaparken kapıyı araladılar. Türkiye gündemineyse Alicia Keys’e Halkalı Şeker şarkısıyla gerdan kırdırınca düştüler. Evet, Altın Gün’den söz ediyorum.

Grubun özgün yanı var mı yok mu diye tartışıladursun Altın Gün, 62. Grammy Ödül Töreni’nde en iyi dünya müziği kategorisi adayları arasında. Grup bu adaylığı geçen yıl yayınladığı Âşık Veysel, Neşet Ertaş, Selda Bağcan şarkılarının olduğu Gece albümüyle aldı. Kimisi çok şaşırdı, kimisiyse hiç… Hürriyet yazarı Sinem Vural 28 Kasım’da köşesine şöyle yazdı: “Altın Gün’ün bir gün adını dünya arenasında daha yüksek sesle duyurması, beklenen bir şeydi. Yurt dışı festivallerinde gruba gösterilen ilgi, zaten bu gidişatın habercisiydi.” Sonuçlar 26 Ocak’ta açıklanacak ancak biz o ödül töreni panosunda Türkçe karakter görmenin bile gururunu yaşayacağız her halükarda…

Altın Gün’ün hikayesi oldukça ilginç. Her şey Hollandalı basçı Jasper Verhulst’un İstanbul ziyareti sırasında 70’lerin Anadolu rock müziğiyle tanışmasıyla başlar. Sosyal medyadan ilan verip bir grup kurar. Sağ baştan sayalım ekibi, gitarist Ben Rider, baterist Nic Mauskovic, saz, vokal ve klavyede Erdinç Yıldız Ecevit, vokalist Merve Daşdemir ve perküsyoncu Gino Groeneveld… İlk buluşma Daşdemir’in evinde olmuş, daha ilk günden anlamışlar çok iyi anlaşacaklarını. Merve bir röportajında, “Kuruluş aşamasında setimiz neredeyse hazırdı. Zaman geçtikçe de ekleyerek çoğalttık. Zafer Dilek, Özdemir Erdoğan, Neşe Karaböcek, 3 Hürel, Barış Manço, Selda gibi sanatçılardan ve gruplardan seçtiğimiz şarkılarla başladık ve açıkçası ilk birlikte çalmaya başladığımız andan itibaren de bu heyecanımız pek dinmedi” diyor. Grubun adıysa altın günü konseptinden gelmiyor, tamamen Jasper’ın tesadüfen ‘gold day’ kelimelerini Türkçeye çevirmesiyle konuyor. Gerçi artık bu isimle iyice özdeşleşti. Yani bugün kısırlı bir parti yapsak Spotify’dan usul usul Kaymakamın Kızları çalar…

 

‘GOCA DÜNYA’ TURNESİ

Klasikleşmiş Türk Anadolu rock şarkıları ve türküleri özgün saykedelik ve funk tınılarıyla birleştirip müzik yapan grup, dünyayı dolaşıp dünyaya göbek attırıyor. Jasper yaptıkları müziği “Türk standartlarını, geleneksel halk şarkıları ve türküleri ‘70’li yılların müzikal evreninden esinlenen bir anlayışla yorumluyoruz” şeklinde anlatıyor. Bugüne kadar Le Guess Who?, Beaches Brew, Lowlands, Best Kept Secret, Montreal Caz Festivali, Paléo gibi festivallerde sahne aldılar. Tame Impala’nın Amerika turnesinde ön grubu olarak dinleyicileri coşturdular. Altın Gün’ün repertuvarındaki şarkılardan bazıları şöyle: Caney, Goca Dünya, Halkalı Şeker, Cemalim, Şeker Oğlan, Kaymakamın Kızları, Süpürgesi Yoncadan… Hâl böyle olunca müzisyenler, gazeteciler ve meraklı dinleyiciler başarılarını sorgulamaya başladı. Milliyet’ten müzik yazarı Mehmet Tez 12 Mayıs 2018 tarihli köşesinde grubu şöyle anlatıyor: “70’lerin Anadolu pop/rock ve saykedelik sound’larını iyi analiz etmiş bir ekip bu. Müzikleri her ne kadar o yılların şarkılarını yine o yılların sound anlayışına göre yeniden üretmekten ibaret gibi dursa da o kadar basit değil. Kendi çağdaş dokunuşları ve tertemiz sound’ları hayranlık uyandırıyor. Hakikaten bu grubun müziğini dinlemek, 70’lerde gerçek müzisyenlerin cayır cayır enstrüman çaldığı, bilgisayarın ve programların işin içine henüz girmediği, her şeyin insan dokunuşuyla insan elinden çıktığı günlerin özel atmosferini hatırlatıyor.”

‘İCRALARI MUHTEŞEM AMA İÇERİK BOŞ’

Elbette bunun gibi olumlu görüşlere katılamayanlar da var. “Basit bir cover grubu” olarak nitelendirenler de var. Örneğin Back on Stage Kasım sayısındaki röportajında Taner Öngür, “Altın Gün gibi gruplar Türk düğün repertuvarını saykedelik, biraz progresif rock formatında yapıyorlar. Dillere ciklet olmuş türküleri alıp, iyi bir altyapıyla çalıyorlar. İyiler ama içerik hiçbir şey ifade etmiyor. Altın Gün’ün işin kültürüyle bir bağı yok. Sadece dönemi tekrar yaşatan, o kültürden bir parsa toplamak amacıyla yapılmış işler. İcraları muhteşem ama içerik boş. Bir temel, bir araştırma yok” dedi. Öngür Grammy adaylığını duyunca ne dedi bilemeyiz ancak biz de ülkemizin müzikleriyle şenlenen dünya insanları görünce seviniyoruz… Talep varsa, nitelikli üretim de yapılıyorsa desteklememek için bir neden yok.” demişti.

 

Bu gönderiyi Instagram’da gör

 

ALTIN GÜN (@altingunband)’in paylaştığı bir gönderi ()

‘SALON DOLUSU TÜRK’E ÇALMAMIŞTIK’

Türkiye konserleri çok ilgi görüyor. Geçen yıl Birlikte Güzel kapsamında 23-24 Kasım’da ilk defa Salon’da sahne aldı grup. Konserin biletleri haftalar önce tükendi, bilet bulamayanlar bizim kapımızı çaldı ama nafile… Konserde şarkılar hep bir ağızdan söylendi, Altın Gün’ün merch tişörtleri gırla satıldı, hipster etiketli müziksever dostlarımız mendillerini seri salladı. O gün grubun heyecanını hepimiz hissettik. Konserden sonraki deneyimini Merve Daşdemir, “Daha önce hiç bir salon dolusu Türk’e çalmamıştık. İstanbul konserinde herkesin hep bir ağızdan şarkılara eşlik etmesi müthiş bir histi. O kültürel bağı hissetmek, o enerjinin çoğalarak büyümesi çok keyifli ve mutlu anlar yaşattı bize” diye anlatıyor. Yine o anları yaşayacağız keza 28-29 Şubat’ta Garanti BBVA konserleri kapsamında Babylon’da sahne alacaklar. Mendilleriniz hazırsa Altın Gün’de buluşalım.