❏ Sizce müzik yazarlığı nedir? Daha doğrusu kimdir…

Dijital çağda müzik endüstrisinin geçirdiği değişim tüm tanımları da değiştiriyor elbette…
Ancak 25 yıllık müzik yazarı olarak kendini nasıl konumladığımı açıklamak isterim. Her zaman müzik eleştirmeninden ziyade sektör yazarı olarak farklılaşmaya çalıştım. Diğer bir deyişle yazdığım albümler, yaptığım röportajlar, hazırladığım dosyalarda konu aldığım kişi ya da olayları sektörel gözle değerlendirdim. Bu anlamda Aleyna Tilki ya da Bülent Ortaçgil albümü; Beyoncé ya da PJ Harvey albümünü değerlendirip puan verirken hem kendi müzikal evrenlerini; hem sektör içindeki konumlarını dikkate aldım. Bir albümün ya da teklinin müzikal kıymetine dair ‘iyi’ ya da ‘kötü’ derken de gerekçelendirmeye; eksiği varsa ne olduğunu söylemeye ve yapıcı olmaya çalıştım; tutarlı olmaya özen gösterdim.

❏ Ülkemizde müzik yazarı ve müzik habercisi/muhabiri arasındaki fark karıştırılıyor mu?

Ben hepsine müzik gazetecileri diyorum. Mesela ben yıllardır Pop Virüs köşesini yazıyorum ama röportaj da yapıyorum, konu da hazırlıyorum gazetemde. Yıllarca birçok müzik dergisi çıkardım. Birçok dergide müzik üzerine yazdım. Hatta mesleğim psikologlukla müziğin kesişim kümesini temel alan bir köşem bile oldu bir dönem Psychologies Dergisi’nde.

Şimdi böyle baktığınızda öyle bir ayrım yapmak yerine müzik gazetecisi demek daha doğru geliyor bana. Müzik yazarlığı/haberciliği/muhabirliği bir uzmanlık alanı. Meslekse en geniş çerçevede gazetecilik.

❏ Dijital platformların sunduğu imkanlarla herkes kendi deneyim ve düşüncelerini yazabiliyor. Profilinde kendisine istediği unvanı koyabiliyor. Bunun müzik yazarlığı mesleğine etkisi nedir?

Şu gerçek müzik yazarıdır, öbürü değildir demek benim haddime düşmez. Biri profilinde kendine müzik yazarı unvanı verdiyse, müzik yazıyorsa ve yazdıkları okunuyorsa bence müzik yazarıdır.

Zaten birinin müzik yazarı olup olmadığını esasen mecra belirlemez. Ayrıca yazması de gerekmez; bir YouTuber da olabilir, podcast de yapabilir, IG TV’yi de kullanabilir… Önemli olan yazdığının ya da söylediğinin içeriği; bir ufuk açıp açmadığı, müzisyene, tüketiciye ya da sektöre bir fayda sağlayıp sağlamadığı…

❏ Sizce müzik yazarları müzisyenler tarafından ciddiye alınıyor mu?

32 yıllık meslek yaşantım boyunca dergilerde, gazetelerde çalıştım. Sadece müzik üzerine de yazıp çizmedim. Tek amacım saygın, ilkeli ve güvenilir bir gazeteci olmaktı. Bunu başardığıma inanıyorum.

Bütün müzik yazarları ciddiye alınıyor mu diye soracak olursanız; herkesi ciddiye alan da vardır almayan da derim. Önemli olan bence kişilerden ziyade müzik yazarlığı işlevinin ciddiye alınıp alınmadığı ki mecra ve yöntemler değişse de ben müzik var oldukça müzik gazeteciliğinin de varlığını sürdüreceğine inanıyorum. Özellikle de uzmanlaşmanın daha da kıymetli olacağı gelecekte…

❏ Türkiye’de müzisyenlerle yazar/gazetecilerin yakınlığı da dikkat çekiyor. Türkiye’de müziğe dair yazarken objektif olmak mümkün mü?

Benim meslekteki kıdemim düşünülünce eskiler, yeniler tanımadığım insan yok sanki. Eğer bu sebeple nesnelliğimi kaybetseydim sanırım bu işi yapmaya devam edemezdim. Arkadaşını kayıran oluyor mudur? Belki kayırdığını fark etmeden kayıranlar ya da yazarlığını şahsi zevkleri üzerine kurmayı tercih edenler arasında böyle müzik gazetecileri de vardır.

❏ Sizce müzik haberciliğinin popüler akımı takip etmesi, yeni isimlere daha az yer verilmesi müzik endüstrisini nasıl etkiliyor?

Söz ettiğiniz türde müzik haberciliği konvansiyonel büyük medya için geçerli. İnternet medyası ve bağlantılı olarak sosyal medya mecraları açısından böyle bir durumdan söz edemeyiz bence. Kaldı ki konvansiyonel medyanın müzik endüstrisi üzerindeki etkisi fiziksel satış dönemiyle kıyaslandığında bugün epeyce azaldı…

❏ Müzik yazarlarının yazılarından dolayı müzisyen, organizatör, mekanlar tarafından sözel zorbalığa uğradığı konuşulur.  Ambargo konulması, röportaj vermemek gibi… Böyle bir şey söz konusu mu?

Benim başıma gelmedi ama kulağıma geldiği oldu. Daha önceki yanıtlarımda da açıkladığım üzere ben herkese eşit mesafede, kriter sahibi, gerekçeli yazmaya özen gösteren bir müzik gazetecisi olmaya çalıştım hep. En önemlisi olumsuz bir eleştiri yapacaksam dahi yapıcı olmaya çalıştım. Ne kimseye yaranmaya ne de kimseyi kişisel sebeplerle yaralamaya uğraştım…

Bu açıdan bakınca bana ambargodur, zorbalıktır uygulamak için somut bir sebep oluşmamıştır. Tutun ki bunu yapmaya çalıştılar; en nezaketli ama en etkili yanıtı alacaklarını gayet iyi bilirler hepsi…

Yazının kalanına dönmek için buraya tıklayabilirsiniz.