❏ Fotoğraf çekmeye ne zaman başladınız? Sizin için müzik ne ifade ediyor? İlk çektiniz konser/performans fotoğrafı hangisiydi? Ekipmanlarınız nelerdi? Şimdi hangi ekipmanları kullanıyorsunuz?
Fotoğraf çekmeye ortaokul yıllarında filmli makine ile başladım. Müzik benim için; Nefes almak gibi. Müzik dinlemediğim gün neredeyse yok. Çalışırken, yolda giderken her an müzik dinliyorum. Eğer herhangi bir sebepten dolayı müzik dinleyemediğim bir günüm geçerse kendimi huzursuz hissediyorum.
İlk çektiğim konser 2004 yılında Feridun Düzağaç konseriydi. Ekipmanım İlk başladığımda Canon Eos 450 D ve 18-55 kit lens vardı. Sonrasında kademeli olarak yükselttim ve en son Canon 1DX Pro Body kullandım. Şimdiyse Nikon D4 Pro Body ve 14mm’den 400mm’ye kadar aralıklı bir setim var.
❏ Çekim günü rutininizi anlatır mısınız? Konser boyunca ve bitince çekime devam ediyor musunuz? Her konserde ortalama/minimum kaç kare çekiyorsunuz?
Uykumu almaya ve dinlenmiş olmaya dikkat ediyorum. Çünkü konser günü soundcheck’ten itibaren başlayan 12-13 saatlik bir mesainin içerisine giriyorum. 16:00-17:00 gibi soundcheck başlar.
İlk defa çekim yapacağım bir mekansa keşif yapıyorum. Konser esnasında geçiş yapabileceğim yolları ve geçişleri belirliyorum ki konser esnasında karanlıkta bir kaza yaşanmasın. Konser bittikten sonra çok özel durumlar haricinde çekim yapmıyorum. Sanatçının özel bir talebi olmazsa konser bittikten sonra çekimle ilgili işim bitiyor.
Konserde çekilen kare sayısı, sahnenin etkisi, ışıkların ne kadar iyi/kötü oluşu, sanatçının fotoğraf veriyor/vermiyor oluşuna göre değişiklik gösteriyor. Bazen bir şarkı boyunca hiç deklanşöre basmadığım olabiliyor. Kimi zaman da her şey o kadar mükemmel oluyor ki her anı yakalamak istiyorum.
❏ Çekerken sizi en heyecanlandıran isim/konser/etkinlik hangisi oldu?
2017 yılında Samsun Deaflympics Olimpiyatlarının açılışında Türkiye’nin ve Samsun’un tanıtımı yapılırken dev ekranda Mustafa Kemal Atatürk ve Bandırma Vapuru’nu görüp fotoğrafını çektiğim an çok etkilenmiştim.
❏ Büyük bir arşiviniz olmalı. Nasıl muhafaza ediyorsunuz? Bastırdığınız kareler oluyor mu?
İşlerimi bir asıl, iki yedek olmak üzere toplam üç kopya olarak muhafaza ediyorum. Bu konuda fazla garantici ve titizim. Her hard diskin üzerinde isimlerinin yazdığı etiketler mevcut. Asıl hard disklerde çalışma yaptıktan sonra değişiklik olan dosyaları diğer hard disklere de hemen aktarıyorum. Yedeklerle birlikte 120 terabaytlık bir arşivim mevcut. Şu ana kadar henüz bastırmadım.
❏ Çektiğiniz fotoğraflar arasında doğru kareleri seçme süreniz ne kadar oluyor? Fotoğrafların üzerinde ne kadar çalışıyorsunuz?
Fotoğrafları çekerken zaten bu kare güzel oldu diye aklıma not ediyorum. Konser sonrasında ise o karenin hangi şarkıda ya da kaçıncı fotoğraf olduğunu hatırlayabilmem için kendimce geliştirdiğim ipucu yöntemlerimi kullanarak hızlıca o fotoğrafa ulaşıyorum.
21:00’da başlayan bir konser 23:00-23:30 gibi bitmiş oluyor. Konser alanından ayrılmadan ortalama 1 saat içerisinde basına gönderilecek fotoğrafları seçip gönderiyorum. Sonrasında eve geldiğimde sabah 05:00-06:00’a kadar süren fotoğraf seçimi ve photoshoplama süreci oluyor. Buradaki photoshop sadece ışık ve renk dengelemesi için. Herhangi bir manipülasyon yapmıyorum.
❏ Fotoğrafta ışığın önemi malum ancak işin içine sahne ışıklandırması girince neler oluyor? Nelere dikkat etmeniz gerekiyor? Sizce hangi müzik türü daha fotojenik? Bana blues ve metal gibi gelir hep…
Her müzik türünün ve sahnenin ayrı bir ruhu var. Bu ruhu da ortaya çıkaran sahne tasarımı ve ışıklar. Sahne tasarımı ve ışıklar ne kadar iyi olursa ortaya çıkan sonuçlar da o kadar iyi oluyor. Müziğin türüne hatta ve hatta her şarkının ruhuna göre sahne tasarımı ve ışık yapabilmek başlı başına bir sanat. Ülkemizde de bu işi çok iyi yapan insanlar var. Sahne tasarımında Sedat Gündüz, ışık tasarımında da Kayhan Koşar bu işin en iyileri. Dünya standartlarında işler yapıyorlar.
❏ Sanatçılardan size ne gibi yorumlar geliyor? Sizi en mutlu eden hangisi oldu?
Sevgili Kenan Doğulu’nun fotoğraflarını çektikten sonra şahsi telefonundan mesaj göndererek fotoğrafları çok beğendiğini söylemesi çok hoş bir jestti.
❏ Her an havada olan telefon kameralarının işine etkisi nasıl oluyor?
Gelişen teknoloji ve sosyal medyanın etkisiyle insanlar her anı kaydetmek ve paylaşmak istiyorlar. Bu yüzden telefonlar sürekli havada ve kayıt halinde. Bazen ortaya güzel kareler çıkabiliyor ama bu durum çoğunlukla hem benim işimi zorlaştırabiliyor hem de sahnedeki müzisyenlerin dikkatini dağıtıp rahatsız olmasına sebep olabiliyor. Hatta geçtiğimiz yıllarda birçok müzisyen sosyal medyada bu durumla ilgili serzenişte bulunmuştu.
❏ Bunu sormadan olmaz, en çok hangi etkinliğin ve müzisyenin fotoğraflarını çekmek isterdiniz?
Tarkan, Justin Timberlake, Bon Jovi, eğer yaşasaydı Freddie Mercury’li bir Queen, Led Zeppelin, Pink Floyd, The Beatles, Michael Jackson, Zeki Müren ve Neşet Ertaş.
❏ Hiç sergi projeniz var mı? Böyle bir teklif gelse düşünür müsünüz? Müziğe ilgi bu kadar artmışken böyle bir sergi ne güzel olurdu.
Sergi yapmayı istiyorum. Fakat hem çekimler, hem de kendi projelerim o kadar yoğun ki henüz sergi için çalışmalara başlayamadım. 2020 yılında hazırlıklarına başlayabilirim belki :)
❏ Okurlarımız sizi nerelerden takip edebilirler?
www.erdalkas.com
www.instagram.com/erdalkas