İnci Razaki
Ajans sahibi
❏ Kaç yıldır müzik sektöründe çalışıyorsunuz?
Müzik sektörüyle ilk tanışmam 2000 yılında DMC’de başladı. Yaklaşık 19 yıldır müzik sektöründe severek, başarı çıtamı yükselterek, kendimi ve ekibimi geliştirerek hizmet veriyorum.
❏ Müzik sektörüne giriş hikayeniz nasıldı?
Aslında turizm ve otelcilik mezunuyum. İletişim ve halkla ilişkiler sektörü hep içinde olmak istediğim bir alandı. Lise yıllarımda ileride ne yapmak istediğime karar verdiğim zamanlarda her şey belliydi zaten. Bu sektörde kariyerime 2000’de kurulan Doğan Music Company’de yönetici asistanı olarak başladım. 6 yıl boyunca müzik yapım şirketi yönetimi, yerli ve yabancı müzik departmanlarında albüm prodüksiyon, edisyon, pazarlama, dağıtım, reklam, marka yönetimi ve iletişim çalışmaları içerisinde yer aldım. 2006-2009 yılları arasında Rec by Saatchi şirketinde genel müdür olarak çalıştıktan sonra bir yıl boyunca mesleğim üzerine kendimi geliştirecek eğitim ve seminerlere katıldım. 2010-2012 yılları arasında Bestimage Group Reklam Ajansı’na bağlı Bestimage Music şirketinde genel koordinatör olarak görev aldım. 2013’te artık kendi halkla ilişkiler ajansımı açma kararı vererek harekete geçtim. Şu an da müzik sektörünün önde gelen iletişim ajanslarından birinin sahibi ve yöneticisiyim.
❏ Mesleğe başladığınız ilk koşullarla bugünün koşulları arasında nasıl farklar var? Sizce artık bu sektörde iş bulmak neden zor?
2000’de müzik sektöründe kasetler, CD’ler, Unkapanı plakçılar çarşısı ve korsan müzikle mücadele vardı. Dolayısıyla üretimden dağıtıma, pazarlama ve halkla ilişkiler alanında daha fazla çalışana ihtiyaç vardı. Yapım şirketlerinde kadro daha kalabalıktı. Ulaştırma departmanından yerli müzik, yabancı müzik departmanlarında çalışan sayısına kadar daha çok ihtiyaç vardı. Fiziki üretim daha fazlaydı ve dolayısıyla çalışana da daha fazla ihtiyaç duyuluyordu. Şu an da şirketler daha butik ve az çalışanla tüm sistemi yönetebiliyor hatta kadrolu olmadan proje bazlı çalışmalar yürütülebiliyor.
O zamanlar radyoların ve dinleyicinin yeni çıkan herhangi bir müzik türüne ve yeni işlere heyecanı daha fazlaydı. Yeni bir albüm çıktığında radyolar albüm gönderilmeden önce özel araç gönderip ilk biz çalalım ve şarkı bizim radyomuzda duyulsun diye bir yarış halindeydi. Bugün gibi sanatçıya, müzisyene ve şarkılara ulaşmak bu kadar kolay değildi. Sanatçı fan’ları hayranı oldukları isimleri görebilmek için şirket kapılarında saatlerce beklerdi. Mektuplar, hediyeler, demo’lar kapıya yığılırdı. Dijital çağ ve yeni medya ile şu an da müzik sektörü medyada ve dinleyici tarafında daha seçici, özgür… Günümüzde farklı bir sistem hakim. Her şeyin zamanla evrildiği gibi müzik sektörü de hem dünyada hem de ülkemizde yeni medya ve dijital çağa ayak uyduruyor. Önemli olan bu noktada doğru hareket edip, doğru kararlar vererek bilgiyi en iyi şekilde öğrenmek ve kullanmak.
❏ Bugün bir gencin müzik sektöründe sizin işinizi yapabilmesi için hangi adımları atması gerekir? Önerileriniz neler?
Öncelikle ne istediğini bilmeli. Bu işi gerçekten yapmayı istemek, tam olarak ne istediğini bilmek ve bu işi severek yapabileceğinden emin olmak. Kendilerini devamlı geliştirip, yeni medyayı takip etmelerini öneririm. Üretken ve vizyon sahibi olmaları önemli bir detay. Çalışkan olmak ve bilinçli hareket etmek, yeni jenerasyonu anlamaya çalışmak, onları takip etmek ve her anlamda geniş bir bakış açısına sahip olmak çok önemli. Bu sektörde var olmak istiyorlarsa dürüstlük ve güvenilirliğin dışında başarı odaklı, kendilerine ve bilgilerine inanarak hareket etmeleri ve tecrübelerini durmadan, pes etmeden pekiştirmelerini öneririm.
❏ Müzik endüstrisinde çalışmanın maddi tarafı mı yoksa manevi tarafı mı ağır basıyor? Sizi bu sektörde çalışmaya devam etmek için motive eden şeyler neler?
Başlangıç noktamı hiçbir zaman unutmadığım işimin manevi tarafı benim için her zaman daha ağır basmıştır. Bu sektöre ilk başladığım zaman da şu anda da önceliğim manevi taraf olmuştur. Hizmet verdiğim kişi ve kurumlara faydalı olmak, kendim için ise daha çok öğrenmek ve gelişmek beni tatmin ediyor. Elbette ekonomik olarak bir döngünün sağlanabilmesi için maddi tarafında bir önemi muhakkak mevcut. Fakat bu durum hiçbir zaman sadece maddi amaçla yapılan bir işe dönüşmedi benim için. Şu an hâlâ işime karşı ilk günkü his ve heyecanı taşıyorum. Beni motive eden şeylerin en başında işimi severek yapıyor olmam, ne yaptığımı iyi biliyor olmak ve çok kıymetli ekibim yer alıyor. Onlarla birbirimizi tamamladığımızı düşünüyorum. Birlikte devamlı yenilenme odaklı çalışıp, aynı hayalleri kurmak çok güzel ve önemli.
❏ Dünyanın dört bir yanında müzik endüstrisine hizmet eden firmaların ilanlarını görmek mümkün. Türkiye’de bu tarz ilanlar görmek pek mümkün olmuyor. Ancak yeni simalar görüyoruz. İşe alımda ilan yerine daha çok etrafa haber vermekle mi ilerliyor?
Evet. Genelde müzik sektöründe tecrübe kazanmış, bu işi deneyimlemiş kişileri tanıdık vasıtasıyla bularak ilerleyen kişi ve kurumlar mevcut. Benim yöntemim biraz daha farklı. Ben işe alımlarımda bu zamana kadar sektörde çok fazla tecrübesi olmayan, hatta hiç tecrübesi olmayan kişileri seçerek kendi sistemimizi ona öğreterek sıfırdan yetiştirmeyi tercih ediyorum. Benimle birlikte çalışan kişilerin ajansımı aynı zamanda bir okul gibi görmesi benim için önemli. Özgürce kendilerini ifade etmeleri, soru sormaları, sıfırdan öğrenip daha sonra kendi fikir ve projeleriyle yaratıcılıklarını ortaya koymaları, bu işe fayda sağlamaları onları motive edici ve beni de gururlandıran bir şey.