Tekno, house ve acid türleri arasında özgürce hareket eden setleriyle müzik sektöründe
dikkatleri çeken TijanaT, Sónar İstanbul’a geliyor. Festivalde 8 Mart, 03:45’te sahne alacak.
Öncesinde kendisiyle DJ’lik ve müzik festivalleri hakkında konuştuk.

Sırbistan’daki elektronik festivallerin en etkili isimlerindensiniz. Festivallerin kariyerinizdeki etkisi nedir? Festivaller şehir ve ülkeler için nasıl bir rol oynuyor?

Exit Festival‘le kuruluşundan sonuna kadarki 10 yıldan uzun süreçte yakından bağlantılıydım. Başlangıçta Sırbistan’da bizim için büyük olaydı. Toplum değişince ve 90’lardan sonraki kültürel ve ekonomik izolasyon zamanda bu birçok uluslarası ismin ve bizim neslin kahramanlarının olduğu ilk büyük etkinlikti. Yani sürekli dinlediğimiz müziği canlı görüp deneyimleyebildik. O zamanlar ilerlemeci, devrimsel ve baya cesur bir etkinlikti. Benim için şekil verici dönemlerden biriydi. Müzik endüstrisinin her açısından bilgilendiğim yıllardı. Şimdilerde ortam farklı, ülkede rekabet içinde çok daha fazla festival, parti ve hemen her hafta sonu gerçekleşen birçok küçük festival var. Bu genel tablo için zorunlu olarak iyi bir şey değil.

Bunların çoğu ticari. Tekrarlayan line-up’lar var ve yerel sanatçılar çok desteklenmiyor. En büyük rolü kulüpler ve yerel hareketler oynuyor. Her hafta sonu olan şeyler ve yılda
bir olan büyük bir festival değil. Yanlış anlamayın, festivalleri seviyorum, bu rüya gibi bir toplu deneyim. Ama yıl boyu müzik dünyasını canlı tutan yereller olmasa bunlar mümkün olmazdı.

En iyi 100 DJ listesi sizin için ne anlam ifade ediyor, önemli mi oralarda olmak?

Hayır desem yalan olur. DJ’ler seyirciye çalmak ister, talep görmek ve zirveye oynamak ana  amaçtır. Öte yandan bu listeler asla kalite ya da yeteneği temsil etmez hele ki bu zamanda. Bu daha çok iş ve pazarlamayla ilgilidir. Nadiren müzikle ilgilidir. Bu listelere hiç giremedim ve hâlâ dünyanın dört bir yanında her yıl 100 kadar sahne alıyorum. Nasıl bir kariyer ve imaj istediğinizle çok ilgili. Eğer yeni Richie Hawtin ya da Solomun olmak istiyorsanız tabii ki listeler çok önemli.

İnsanları dans ettiren bir müzik yapmak nasıl bir his?

Dünyadaki en iyi his. Herkes bir kez olsun DJ olmayı denemeli. Bütün sanatlar arasında müzik,fiziksel ve zihinsel etkiyi bariz şekilde hissedip görebildiğiniz tek daldır. Bu yüzden müzisyen ya da DJ olmaya değer. İnsanlarla müziğiniz hakkında konuşmaya gerek yok, tepkiyi anında görebilirsiniz. Festival ve partilerdeki sihirli anlarda oluşan kolektif vücut etkisi dinmeyen bir fenomen benim için.

Bugünlerde hologram konserler konuşuluyor. Dijital platformlar sahne performanslardan daha önemli olabilir mi?

2019’da gerçekten düşünülen bir konu. Tamamen imaj bazlı Facebook ve Instagram’dan ünlü DJ’ler var. Böyle bir şeyin olabileceğini asla düşünmezdim. Bizim için Sırbistan’da sosyal bağlantıların parçası olmak şart. Basınla ve sponsorlarla eşit bağlantımız hatta batıdaki gibi dağıtımımız yok. Yani internet olmasa hiçbir şey olmazdı. Öbür yandan uzun vadede sürdürülebilirlikte hile yapamazsınız. Basitçe, çalışmalı ve iyi performans gösterip en iyinizi vermelisiniz.

Sónar İstanbul’daki setiniz nasıl olacak? Festival adı ve mekanının sete etkisi var mı?

İtiraf etmeliyim ki şimdiden gerginim, Sónar’da çalmak büyük onur ve en büyük kahramanlarımdan Bay Laurent Garnier yer alıyor. Asla çalmadığım bir set olduğu için nasıl bir set olduğunu söyleyemem. Bu benim için hep sezgisel bir şey olmuştur ve gerçekten ana göre değişir; insanlar, mekan… Tüm müziğimi yanımda getiriyorum yani her koşulda spontan olabilirim.

Tekno müzik 90’larda popüler oldu. Elektronik müzik sahnesinde uzun zamandır bulunan biri olarak bu konudaki yorumunuz nedir?

Tekno kelimesinin birçok anlamı var. Beni asıl etkileyen bu hareket ya da türün çok uzun süre hayatta kalması. Son 100 yıldaki popüler müzik tarihine bakarsanız çoğu tür 30 yıldan fazla ayakta kalamamıştır. Ben bu hareketin kabileden geldiğini düşünüyorum. Etkinliklerde gerçekleşen bu kolektif hipnotik deneyim. Muhtemelen hep şimdiki gibi mainstream olmayacaktır ancak yakın gelecekte bir yok oluş göremiyorum.

Published On: 1 Mart 2019Categories: RöportajTags: , , , , , ,