Çağatay YILMAZ

2003’te hayatına başlayan TesseracT, değişen metal sahnesinin öncülerinden. Djent akımının dikkat çeken isimlerinden biri sayılıyorlar, dev isimlerle turluyorlar… Bugüne dek 6 kez vokal değişikliğine gittiler, kariyerlerine 4 stüdyo albüm, 3 EP, 8 single ve bir akustik albüm sığdırdılar…

Bir özetleyelim. Çıkış albümleri One 2011‘de müzikseverlerle buluştu. Grup 2012’de vokal değişikliğiyle Perspective EP’sini çıkardı. 10 şarkılık ikinci TesseracT albümü Altered State 2013’te yayımlandı. Albüm, tüm zamanların en iyi metal albümü ve dönemin en iyi grubu gibi övgü dolu yorumlar aldı. 2015’e geldiğimizde Daniel Tompkins ile yeniden bir araya geldiklerini açıkladılar ve üçüncü albümleri Polaris yayınlandı. Albüm yılın en iyi djent albümlerinden biri olarak gösterildi. Geçtiğimiz yıl Luminary ve King teklilerini yayınlamalarının ardından dördüncü albümleri Sonder’ı Nisan ayında sevenleriyle paylaştı. Grupta Acle Kahney’e 2006 yılından beri ritim gitarda James Monteith yer alıyor. Bas gitar ve back vokalde Amos Williams var. Bateride Jay Postones’un eşlik ederken, vokalde ise halen Daniel Tompkins yer buluyor. 8 Temmuz’da Zorlu PSM %100 Studio’da sahne alacak TesseracT, Back on Stage’e konuştu.

❏ Sonder diğer albümlere göre oldukça farklı, süresi de kısa. Planladığınız bir şey miydi?

Her albümde değişik şeyler denemeye ve yeni şeyler keşfetmeye çalışıyoruz. Bu albümde de, 7 şarkı birbirini tamamlayarak bir vücut halini aldı ve fazlasına ihtiyaç duymadık. TesseracT’ın önceki dönemlerini de tekrar keşfetmeye çalıştık, daha agresif vokaller kullanmak gibi.

❏ Son albümünüzde özellikle gitarlarda bolca gain ve sustainli açık notalar duyuyoruz. Bu yeni ve daha sert bir tarzın habercisi mi?

Bu albümde daha uç tonları keşfetmek için bilinçli bir çabamız oldu. Bir sonucu olarak da bazı anlar müziğimiz daha sert bir hal aldı. Önceki albüme kıyasla daha agresif vokaller ve daha metal ağırlıklı enstrümantasyonlar var. Bir yandan da atmosferik ses boyutu tarafında da yeni keşifler…

❏ Daniel Tompkins’in gruptan ayrılması ve geri dönmesi bir grup olarak ilişkinizi ve müziğinizi nasıl etkiledi?

Dan gruba tekrar katıldığında yeni keşfettiği bir heves ve enerjisi vardı. Eskisine göre daha güçlü bir solist olarak da döndü, grubun her açıdan daha iyi olmasına yardımcı oldu. Dönüşüyle çıkan Polaris albümü, TesseracT için yeni, heyecanlı bir dönemin başlangıcı gibi hissettirdi. ❏ Tarzınız pek çok elektronik üretimi tınılara da sahip. Stüdyoda ürettiğiniz müziği sahnede yeterince yansıtabiliyor musunuz sizce? Bu anlamda, çalmaktan ekstra keyif aldığınız bir sahne oldu mu? Konserlerimizde elektronik seslerin önceden kaydedilmiş hallerini kullanıyoruz. Yanlızca biraz ambiyans yaratmak için kullanıyoruz, bu yüzden canlı olarak tekrar üretmeye gerek duymadık. Sahne ortamından ya da setlist’in bir parçasından bahsediyorsak, hepsini seviyoruz!

❏ Geçtiğimiz yıllarda Megadeth, Meshuggah gibi ‘eski toprak’ metal gruplarıyla turnedeydiniz. Bu isimlerle birlikte olmak nasıl hissettirdi?

Bu çapta gruplarla turnede olmak önemli bir öğrenme deneyimi. Harika müzisyenler ve icracılar, ekipleri ve prodüksiyonları da bizi yükselten ve fikirler veren bir seviyedeler. Ayrıca küçük yaşlardan beri sevdiğimiz gruplarla çalmak gurur verici!

❏ Şarkılarınız kompleks ritimler ve zor tuşelerle dolu! Sizi cover’lamak isteyen gruplara bir öneriniz var mı?

Müziğin arkasındaki teoriden çok desenine odaklanın. Parçaların nasıl inşa edildiğini anladıktan sonra işler çok kolaylaşıyor. Ayrıca kullanılan tonlara da çok dikkat edin. Doğru tonları kullanmak doğru zamanlamayla çalmak kadar önemli!

❏ İstanbul konserinde seyirciyi neler bekliyor?

Her albümden şarkılarla oluşturduğumuz bir seçki çalacağız. İstanbul’daki ilk sahnemiz olacak, mümkün olduğunca dengeli bir set olacak. Sahne için çok heyecanlıyız

Published On: 5 Temmuz 2019Categories: RöportajTags: , ,