Harun İzer
İstanbul Caz Festivali Direktörü
❏ Kaç yıldır müzik sektöründe çalışıyorsunuz?
Profesyonel olarak yaklaşık 15 yıldır bu sektördeyim. Ama tabii öğrencilik yıllarımdan başlayan daha amatör bir geçmişim var.
❏ Müzik sektörüne giriş hikayeniz nasıldı?
Dediğim gibi profesyonel olarak çalışmaya başlamadan önce uzun yıllar festivallerde ve konserlerde sanatçı asistanlığı yaparak başladım bu işe. İlk yaptığım iş sanıyorum 1995 yazındaydı. İstanbul Müzik Festivali’nin danışma kurulunda bulunan, Sir unvanlı John Tooley’nin karşılanması ve oteline eşlik edilmesiydi bu. İlk iş için biraz ağır bir isim gibi duruyordu ama “Merak etme o İstanbul’u senden iyi bilir, biz kendisini nezaketen karşılatıyoruz” diyerek beni rahatlatmıştı ekip yöneticimiz. Bundan sonrası kelimenin tam anlamıyla aktı gitti. Üniversite hayatım boyunca yazları festivallerde ve bienallerde çalıştım, hukuk fakültesinden mezun olup bir süre mesleğim olan avukatlığı yaptıktan sonra gönlümün esas bu alanda olduğuna karar verip o işleri bıraktım. Müzik ve organizasyon dünyasına kesin olarak geçtim.
❏ Mesleğe başladığınız ilk koşullarla bugünün koşulları arasında nasıl farklar var? Sizce artık bu sektörde iş bulmak neden zor?
Aslında şu anda sektörde iş bulmanın çok zor olduğunu düşünmüyorum ama ilk sorduğunuz sorudan başlayayım. Benim bu işlere girdiğim dönemlerde sektör çok daha küçüktü, konser ve festival organizasyonu yapan az sayıda kurum ve şirket vardı. Dolayısıyla, bu işlerle çok alakanız olmasa da bir şekilde gidip kapılarını çaldınız mı, biraz da yabancı diliniz ve merakınız varsa “Gel yarın başla” denilebilecek rahatlıkta işe başlayabiliyordunuz. Ve tabii bir kere girdikten sonra farklı alanlara kaymak da o kadar zor değildi.
Ben mesela ilk sanatçı asistanı olarak başladım, oradan prodüksiyon tarafına kaydığım zamanlar oldu, sonra organizasyonun değişik kanatlarında görevler aldım ve zamanla da içerik üzerine yoğunlaşmaya başladım. Şu anda bu alanda hem çok daha fazla profesyonel şirket çalışıyor, hem de alana çok daha fazla ilgi var. Ayrıca şu anda eskisi kadar keyfi bir şekilde bu işlere girmek mümkün değil, uzmanlaşmak da gerekiyor. Dolayısıyla şu anki zorluklar bundan kaynaklanıyor.
❏ Bugün bir gencin müzik sektöründe sizin işinizi yapabilmesi için hangi adımları atması gerekir? Önerileriniz neler?
Yukarıda dediğim gibi sektöre girmek belli açılardan zorlaştı ama imkansız falan değil tabii ki. Biraz bilinçli bir kişi için temel kurallar basit: Yabancı dil, kültür sanat alanına güçlü bir ilgi ve erken yaşlarda bu konuda ufak ufak çalışmaya başlamak. Belli açılardan fırsatlar da çoğaldı, genç bir öğrenci iseniz, boş zamanlarınızda hangi kültür sanat kurumunda staj yapabilirsiniz, ne tür olanaklar var araştırın. Kurumların web sitelerine, insan kaynakları sayfalarına bakın. Ne yönde ilerlemek istediğinizi bilin ama farklı fırsatları da kaçırmayın. Çünkü kültür sanat alanı çok geniş olmakla birlikte artık çok disiplinli çalışmaların da çoğaldığı bir çağdayız, farklı sanat dalları birbirlerinden besleniyorlar. Bunu görmek de büyük bir fırsat olabilir.
❏ Müzik endüstrisinde çalışmanın maddi tarafı mı yoksa manevi tarafı mı ağır basıyor? Sizi bu sektörde çalışmaya devam etmek için motive eden şeyler neler?
Çok para kazanmak istiyorsanız, yapabileceğiniz çok daha iyi işler ve daha etkili kariyer yolları var. Bunu net olarak söyleyebilirim. Bu tabii ki müzik endüstrisinin sizi karın tokluğuna çalıştırdığı anlamına gelmiyor ama öncelikli motivasyonunuzun bu alanda bir şeyler yapmak olması lazım. Yoksa hem hayal kırıklıkları hem de zorluklar karşısında yılgınlığa düşmek kaçınılmaz olabilir. Benim açımdan da bu böyle oldu, ilk başlarda ciddi bir müzik aşkı, şimdilerde ise özellikle dünya çapında organizasyonlar yapmak ve Türkiye’den sanatçıların uluslararası başarılarına destek mekanizmaları yaratmak beni en çok motive eden konulardan.
❏ Dünyanın dört bir yanında müzik endüstrisine hizmet eden firmaların ilanlarını görmek mümkün. Türkiye’de bu tarz ilanlar görmek pek mümkün olmuyor. Ancak yeni simalar görüyoruz. İşe alımda ilan yerine daha çok etrafa haber vermekle mi ilerliyor?
Her ne kadar giderek uzmanlığın arttığı bir sektörden bahsetsek de, yaptığımız iş oldukça insan insana yapılan, ilişki ve iletişim yönetiminin çok ön planda olduğu bir alan. Ayrıca yarattığı ekonomi açısından da öyle çok devasa bir sektörden bahsetmiyoruz. Dolayısıyla diğer bazı mesleklerden farklı olarak, özellikle kilit veya üst düzey pozisyonlar için benim gördüğüm herkes olabildiğince referans ve kişisel tanışıklıklar üzerinden ilerlemeyi tercih ediyor. Ama bu hiç ilan verilmediği anlamına gelmez. Demin dediğim gibi, özellikle bu alanda profesyonel, sürdürülebilir çalışmalar yapan çoğu kurumun web sitelerinde insan kaynakları sayfaları var ve oradan düzenli olarak hangi açık pozisyonlar olduğu, ne profilde çalışanlar arandığını görmek mümkün.