Ece ULUSUM
@eceulusum
Çağdaş müziğin en iyi ve en yeni örneklerini müzikseverlerle buluşturacak 26. İstanbul Caz Festivali geçen ay programını açıkladı. 29 Haziran-18 Temmuz tarihlerinde gerçekleşecek şehir festivali yıldız isimlerden yeni keşiflere 300’ü aşkın yerli ve yabancı sanatçıyı İstanbul’un 27 farklı mekanında ağırlayacak. Etkinlik, adeta dünyadaki caz müziği gündeminde en renkli demeti İstanbul’a getiriyor. Üstelik birçok sürprizle… Festivalin detaylarını öğrenmek için bu yıl festival direktörlüğü görevini üstlenen, müzik konusunda çalışmalarını ve heyecanını uzun zamandır takip ettiğimiz Harun İzer ile buluştuk.
-
Kalabalık bir program açıkladınız. Hazırlık sürecinden söz eder misiniz?
Hazırlık süreci aynı mutfakta yemek yapmaya başlamak gibi. Her festivalin bitişiyle başlıyor süre. Aslında uzun yıllar peşinde olduğumuz isimleri ara ara yokladığımız için hiç bitmeyen bir program oluşturma gayesi var. Turneye çıkan isimleri takip ediyoruz genelde ancak Türkiye’de nasıl bir festival kurmak istiyoruz ona göre isimler seçiyor. Cazda ufuklara bakmak da işimizin içinde, doğru akımları takip etmek ve ona göre program oluşturmak. Bunlar çok uzun süreç. Eskiden programlar aylar önceden belirlenirdi şimdi uluslararası sanatçıların turne programlarında açıklar oldukça birkaç ay önce anlaşılan isimler oluyor. 2020 için çoktan görüşmelere başladık.
-
İlk onaylanan isim kimdi?
Bu gönderiyi Instagram’da gör
-
Var mı daha açıklanacak isim?
Bir iki isim ve proje var. Herkesi heyecanlandıracak isimler olacak. Gece Gezmesi’nin programında 18 sanatçı katılıyor, onun tamamı açıklanacak mesela.
- “Caza dokunan eller”in hikayesi nedir?
Afişten yola çıkan bir fikir. Gerçek müzisyenlerin ellerinden örnekleyerek heykeller yapıldı; Efe Demiral, Gülşah Erol ve Baturay Yarkın. Burada insanın enstrümanla konuşmasını vurguladık. Ayrıca tür çeşitliliğine de vurgu yapıyor. Bizim festivalimizde sadece caz yok, cazın ruhundan etkilenerek işler yapan müzisyenler de var. Rock grubu sahne alıyorsa kökenlerinde caz, blues gibi farklı formlar ve emprovizasyon olmasından. Geleneksel seslere de yer veriyoruz. Mesela bu yıl Tolgahan Çoğulu’nun mikrotonal gitar projesi var. Gerçekten yaratıcı bir proje. Bunca zaman festivallerde yer almamış olması şaşırtıcı… Bu eller bir yerden caza dokunuyor. Festivalde cazın ruhuyla çok örtüşen işler sergilediğimizi düşünüyoruz.
-
Bu yıl 20’nin üzerinde mekanda konser olacak. Yeni mekanlar da belirlendi. Mekan çeşitliliği festivale ne katıyor sizce?
Önceki direktörümüz Pelin Opcin’le farklı nereleri konser mekanı yapabiliriz diye düşündük. Bu yıl da aynı çizgiyi devam ettiriyoruz. İstanbul Caz Festivali deyince bunun içinde caz var, festival var ve bir de İstanbul var. Ben bu üç kelimenin ayrı önemi olduğunu düşünüyorum. Biz şehir festivaliyiz. Bu şehrin zenginliğini sergilememiz lazım. Geçen yıl ilk kez İtalyan Konsolosluğu Venedik Sarayı’nın bahçesini kullandık, bu yıl da programda. Öyle bir yer daha önce kamusal bir etkinliğe açılmamıştı, bu vesileyle orada bulunabiliyoruz. Biz İstanbul’un caz festivaliysek her yere yayılmalıyız.
Bu gönderiyi Instagram’da gör
-
9 yıl sonra Caz Vapuru projesi geri döndü. Rağbet gören bir etkinlikti. Neden bu kadar beklendi?
Birkaç kere yapmaya çalıştık ancak olamadı bir türlü. Bu yıl İstanbul Şehir Hatları talebimizi çok hızlıca olumlu değerlendirdi. Caz Vapuru gerçekten çok büyük ilgi gördü. İstanbul Boğaz’da konser dinlemek çok keyifli.
-
Festivalde Ah Şu Cazlar, Blues’lar adında yeni bir ücretsiz etkinlik var. Neler olacak?
Ücretsiz etkinliklerimizi artırmak istiyoruz. Şehir sakinlerine dokunmanın en güzel yanı şehrin parklarında caz müzikle karşılamaktır. Kadıköy ve Beylikdüzü’nde Parklarda Caz‘ı yaptık. Bu yıl kendi mahallemizde bir şey yapmak istedik. Haliç kıyısında bir etkinlik yapalım istedik ve Halıcıoğlu Parkı’nda gerçekleşecek. Etkinlikte Soul Brass Band ve Cüneyt Sepetçi performans sergileyecek. İkisi dünyanın farklı köşelerinden ama doğaçlama
konusunda usta isim…