Şarap dünyasında “Bozcaada Etkisi” olarak isimlendirdiğim bir durum var. Bozcaada, eşimle beraber en sevdiğimiz yerlerden bir tanesi. Tatil için sıklıkla tercih ediyoruz. Özellikle o sıkıcı kalabalığını attıktan sonra, Eylül ayından itibaren kafa dinlemek ve güzel yemekler yiyerek şarap içmek için şahane bir noktaya dönüşüyor.
Bozcaada’ya gittiğimizde olmazsa olmazlarımız var. Bunlardan bir tanesi en sevdiğimiz üreticiden şarabımızı almamızla başlıyor. Sonrasında Polente Feneri’nin civarına gidip, şarabımızı yudumlarken gün batımını izliyoruz. Batan güneşin kızılını manzaramız olarak alıp da kadehlerimizi tokuşturduğumuzda, içilen şarabın tadı mükemmel oluyor. O kadar keyif veriyor ki insan şaşırıyor.
Tabii bunun üzerine İstanbul’a dönmeden evvel gün batımında içilen şaraplardan bolca alıyoruz. Ama ne yazık ki o şaraplar İstanbul’da içildiğinde hiçbir zaman Bozcaada’daki keyfi vermiyor, hatta yanından bile geçmiyor.
Bu olaydan çıkarılacak ders açık: Şarabın lezzeti, şarabın dışındaki etkenlere bağlı olarak değişiyor. Bozcaada’yı tekrar ele alalım; ilkin tatildeyim, hal böyle olunca önceliğim eğlenmek ve rahatlamak, beyin bu mesajı her daim tekrarlıyor. Ayrıca sevdiklerimle beraberim, mutlulukla bakışıyor, yeri geliyor köpeğim Aryeciği uzanıp da sevebiliyorum. Açık havada, denize nazır oturuyorum ve yeşilliklerle çevriliyim. Etrafımızda insanlar var ama başbaşa hissetmemize engel olacak kadar çok sayıda değiller. Böyle bir ortamda bırakın şarap içmeyi, ne yapsanız fazlasıyla keyif alırsınız.
BAZI ŞARAPLAR VARDIR…
Şimdi hayatını ele al, şarap içerkenki anlarını düşün. Mesela sevdiğin bir şarabı sipariş etmiştin ancak o gün zor geçmişti ve keyifsizdin. O şaraptan beklediğin lezzeti alamadın. Belki de restoran kalabalıktı, şaraba odaklanmanı engelleyecek kadar çok ses vardı. Peki ya masanı sevmediklerinle paylaşıyorduysan? İşte bu anlarda, şarabın lezzeti gölgelenmiştir.
Bu nedenle, şarap içmeden önce ‘doğru’ yerde, ‘doğru’ kişilerle, ‘doğru’ ortamda, ‘doğru’ zamanda ve ‘doğru’ ruh halinde olmaya dikkat et. Ortada doğrular olmadığını düşünüyorsan, o an içme, ertele. Şarap, alkol almak demek değildir, zevk almaktır.
Son olarak, bütün söylediklerimi yanlışlayan bir şey daha eklemek istiyorum. Bazı şaraplar vardır, bir yudum alındığı anda damağı ve zihni sıfırlar, ardından oraları ele geçirir; bütün benliği sarar. İşte böyle şaraplar, çevreden etkilenmez çünkü o denli kuvvetlidirler ki her şeye göğüs gerebilirler. Bu tür şaraplara rastlamak ise kayan bir yıldızı görüp de dilek tutmaya benzer.