Zeynep TOKER

14 Ocak’ta Lokalize serisi kapsamında Zorlu PSM’de sahne alacak Can Güngör ile konser öncesi bir araya geldik. 2020 yılında yayınlamış olduğu Sular Dar albümünden, Bu Sular Derin parçasına çekmiş olduğu klip çalışmasının nasıl gerçekleştiğini, içerisinde bulunduğumuz ekonomik düzende bir müzisyen olarak ne gibi sıkıntılar yaşadığını ve daha fazlasını konuştuk. Detaylar Back on Stage’de!

ο Birçok sanatçı ile aynı stüdyoyu paylaşıyorsunuz ve kayıtlarda onlara eşlik ediyorsunuz. Farklı isimlerle bir araya gelip üretim yapıyor olmanız kendi müzik üretiminize ne gibi katkı sağlıyor? Farklı çalışmalar, albümler vs. size ilham oluyor mu?

Heyecanlanmadığım müziklere ortak olmamaya çalışıyorum ve ortak olduklarım şarkılarla da yoğun bir duygusal bağ kuruyorum. Böyle olunca her şarkı ve her sanatçının hikayesi içinde yüzlerce ilham ve ders buluyorum. Kendi tekil vizyonumdan ayrılıp, ortak bir duygunun, üretimin parçası olmak; başka birinin anlatımına kanal olmak çok öğretici ve besleyici benim için.

ο Farklı hikayeler, isimler ilham oluyor mu diye sordum ama şunu da merak ediyorum. İşin matematiğine bu kadar hakim oluyor olmanız kendiniz için yeni bir şey besteleme konusunda sizi zorluyor mu? Her şeye hakim oluyor olmak bazı noktalarda yeni şeyler üretmeyi geciktiriyor mu?

Bir eserin nasıl ve ne zaman bitmesi gerektiği konusunda gerçekten çok beceriksizim. Yapabileceğim her şeyi yapmış olduğumdan emin olmuş olmam gerekiyor bitmiş olması için. Yeni akorlar, tempo değişimleri; eklenen yeni bir ses, bir efekt vesair. Kendimi şarkıdan sarhoş olana kadar yorup, umarım gerçekten bitmiştir deyip kenara çekiliyorum.

ο Enstrüman da çalıyorsunuz bir parçanın düzenlemesinde de yer alıyorsunuz. Tam bu noktada şunu merak ediyorum. Şu anki ekonomik şartlar açısından yeni bir ekipman ya da program vs. alabiliyor musunuz? Bir müzisyen olarak mevcut durum sizi nasıl etkiliyor?

Bir dokun, bin ah işit bir konu maalesef.. Dünyadaki meslektaşlarımıza karşı ekonomik şartlar başta olmak üzere birçok konuda dezavantajlıyız. Son yıllarda durum daha da kötüye gitti ve yeni bir enstrüman ya da gereç alma fikri gittikçe uzaklaştı. 5-6 yıl önce kurduğumuz ve geliştirdiğimiz bir stüdyomuz olduğu için çok şanslı hissediyorum. Daha çok şeye sahip olmaktansa, daha azına ihtiyaç duymak düsturum oldu galiba son zamanlarda.

 

Bu gönderiyi Instagram’da gör

 

Can Güngör (@cancangungor)’in paylaştığı bir gönderi

 ο Kalben’in Kaybolmuş isimli yeni parçasının düzenlemesini üstlendiniz. Bu
parçanın hazırlık sürecinden bahseder misiniz? Nasıl bir çalışma programı
sonrasında ortaya çıktı? 

Kalben’le epey zamandır bir şeyler yapmaya çalışıyoruz aslında ama hayat bizi bu şarkıda buluşturdu. Gitarla çalıp söylediği bir versiyonunu gönderdi Kalben ve çok sevdim şarkıyı. Hem buruk, hem de güçlü bir temsiliyete sahip. Gitar introsunu, ana ritmi ve ilk bölümün akorlarını buldum. Bilmediğim sularda bir şeyler yapma hevesiyle işe başladığım için, Kalben’den nasıl bir reaksiyon alacağımı da kestiremiyordum. Şanslıyım ki çok sevdi eskiz halini ve sonra vokal demosunu alıp ilerlemeye koyulduk. Süreçte kendimi hem çok özgür hissettim, hem de Kalben’in ifade dünyasından uzaklaşmamak gibi bir hedefim vardı. Kıvamı iyi tutturdum gibi hissediyorum, sonuçtan ikimiz de çok memnunuz.

ο Bu Sular Derin parçanıza Halit Fatih Kızılgök yönetmenliğinde bir klip çektiniz. Klibin hazırlık sürecinden bahseder misiniz? Senaryo size mi ait?

Fatih’in yıllardır hayranıyım. Yasemin Mori’ye çektiği klipler beni çok etkilemişti. Çok güçlü, özgün ve benzersiz bir ruhu olduğunu düşünüyorum. İkinci albüm çıkmadan kapısını çalmaktaydım ama doğru zaman denk gelmemişti. Bu kez denk geldiğimizde onu şarkı seçiminde özgür bıraktım ama o şarkı seçiminden emin olamayıp, havada asılı iki dansçının bir düzenek yardımıyla döndüğünü hayal ettiği bir fikirden bahsetti. Bu fikri uygulamak için en doğru şarkının Bu Sular Derin olduğunu düşündüm. Fatih’in fikrinde gördüğüm kavuşamama temsiliyeti, ulaşma çabası, herkesin kendi dünyasının esiri olması ve vesair hisler bu şarkıyı işaret ediyordu benim için. Teknik gereksinimler için deli bir ar-ge süreciyle işe koyulduk. Birçok kıymetli arkadaşımızın desteğiyle hayalimizi gerçekleştirebildik. Çıplak Ayaklar Kumpanyası, Vertigo, Norr Production ve başta Fatih’e ne kadar teşekkür etsem az kalır.

ο Sesini Ver parçanıza stop-motion bir klip çektiniz. Klipte hayvan figürleri
görüyoruz. Her hayvan bir olayı ya da bir karakteri mi simgeliyor? Klibin hikayesini sizden dinleyebilir miyiz? 

Şarkıda hayali ve ideal olan aşka bir çağrı var. Oradaki hayali tarafı vurgulamak için eş olması beklenmeyen hayvanlardan bir hikaye oluşturalım istedim. Yönetmenimiz Zeynep Aslanoba’yla hangi hayvanlar olabilir diye konuştuk. Fil-tilki, kuş-balık ikililerinde karar kıldık. Bu tipler birbirlerini ormanda bulup, keşfetmenin coşkusuyla birlikte dans etmeye başlıyorlar. Stop-motion tekniğine uygun bir masalsılık da barındırıyor. Gerisi tamamen Zeynep’in hayal gücü ve yeteneği.

ο Sular Dar albümünüzü 2020 yılı içerisinde yayınladınız. Maalesef pandemiye denk gelen bu albümün lansmanını YouTube’da bir müzik kanalı üzerinden gerçekleştirmek zorunda kaldınız. O süreçte neler hissettiniz? Bir müzisyen olarak böyle bir şey deneyimlemek sizde yeni bir bakış açısı oluşturdu mu?

Hayat sürprizler ve derslerle dolu. Pandemiyle başlayan süreçle bunu bir kez daha hatırlamış oldum. Hem çok yorgun, hem de heyecanlı olduğu albüm çıkışına dair bambaşka hayallerim vardı. Konserlere başlamak istiyordum, tatil yapmak istiyordum. Kendimce bir kutlama ve ödül dönemine gireceğimi sanıyordum ama hiç de öyle olmadı. Pandemi aurası hem fiilen, hem de mânen üzerimize çöktü. Albümün çıktığı gün evde tek başıma koltukta oturuyordum. Hayatımda hiçbir şey değişmemiş gibiydi. Epey çalkantılı bir dönemden, şükür ki yapabildiğimiz caz festivali konseriyle sıyrıldım diyebilirim. Şahane müzisyen dostlarımı yanıma alarak inanç tazelemiş oldum. Konserde de dinleyenlerle yaşadığımız deneyim arındırıcı ve iyileştirici oldu hepimiz için. Hiçbir çabanın, emeğin boşa gitmediğini biliyorum. Sular Dar albümü oralarda bir yerlerde hep duruyor olacak ve yıllarca dinlenip, keşfedilecek bir macerayı vadedecek dinleyenlerine. Şu sıralar son iki yılda yazdığım şarkıları toparlamaya çalışıyorum. Şimdi daha küçük hedeflerle, başka müzikal üretimlere hazırlıyorum kendimi. Üretme heyecanım bu yola başladığım zamankiyle birebir aynı diyebilirim.

ο 14 Ocak’ta Lokalize serisi kapsamında Zorlu PSM’de sahne alacaksınız. Neler hissediyorsunuz? Dinleyicilerinizi nasıl bir konser bekliyor?

Acayip heyecanlıyım. Bütün grup olarak öyleyiz. Eylül 2020’den bu yana dinleyici
karşısına çıkmadık. Sahnede oluşan enerjiyi, reaksiyonu, heyecanı vesair çok
özledim. Uzun bir konser olacak öncelikle. Yıllar içerisinde elekte kalan şarkıların
birçoğunu çalacağız. Doğaçlamalar, sürpriz bölümler, değişen aranjmanlar var.
Hem sakin, hem de zaman zaman yüksek enerjili bölümler de seyredeceğiz.