Esra GÜNDOĞDU | Yeni Dalga
İlk defa Nina Simone dinlediğimde 14 yaşındaydım. Sonra o yaz bir Nina Simone Best Of albüm seçkisi hayatımı değiştirdi. Nina’nın sesinden dinlediğim her şey bir duygunun yaşanabilecek en yüksek noktası gibiydi. Şimdi 28 yaşındayım, kedilerimin adı Nina ve Simon. Kendi seçkimi toplamaya hazırım.
İnsan her yaşında yeni bir Nina Simone’yle tanışıyor. Yetmez biliyorum, ama aylardır indie müziğin groovy sularında yüzdüğümüz Yeni Dalga’yı bu ay A’dan Z’ye şarkılarla Nina’ya ayırıyorum.
A- AIN’TGOT NO / I GOT LIFE
Gerçek bir “bu hayat başına ne gelirse gelsin yaşamaya değer” şarkısı. Yine de her zaman bir tık hüzünlü, yavaş versiyonunu tercih ederim. Sonunda “Ulan hayat be!” dedirtir.
B- BACKLASH BLUES
Nina’nın politik şarkılarından biri. “Sence biz siyahiler sadece ikinci sınıf aptallar mıyız?” diye beyaz bir adama hesap sorar.
C- COLOR IS A BEAUTIFUL THING
Nina’nın “Color is a beautiful thing, I know” diye sürekli tekrarladığı bu politik parça, Black Lives Matter sürecinin başından beri en çok dinlediğim şarkılardan biri oldu.
D- DON’T SMOKE IN BED
Nina bu şarkıda evlilik yüzüğünü dresuara bırakıp, beni bir daha arama deyip evi terk eden bir güçlü kadın portresi çiziyor. “Tıpkı söylediğim gibi, seni paketliyorum” dediği bu şarkıda duygusal ve feminist kızlara selam gönderiyor.
E- EXACTLY LIKE YOU
Bir Nina Amerika’daki siyahi ayrımcılığına delirip Liberya’ya taşınıyor, bir Nina da “Hayatım boyunca seni bekliyordum” diye aşk baladları söylüyor. Bir gün aşık olduğumuzda bu şarkıyı da anlayabiliriz diye düşünüyorum.
F- FEELING GOOD
Bir Nina Simone klasiği. Söylenecek fazla şey yok, bu şarkıyı yüzlerce kişi söyledi ama Nina Simone’un verdiği duyguyu kim verebildi?
G- GO TO HELL
Bu şarkıda öfkeli bir kadın bir erkeği, kadınların yarattığı bir cehennemle lanetliyor. Sizi üzen tüm eski sevgililerinize, sevgili olamadıklarınıza, sevgiliniz olmayı hak etmeyen herkese gönderebilirsiniz.
H- HOUSE OF THE RISING SUN
Annesini dinlemeyip kumarbaz ve alkolik bir adamla evlenen kadının blues’u. Live At The Village Gate canlı versiyonu harika olan bu şarkıyı tek başınayken dinlemek çok keyifli.
I- I WISH I KNEW HOW IT WOULD BE FREE
“Keşke özgür olmanın, istersem uçabileceğimin nasıl bir şey olabileceğimi bilebilseydim” dediği bu parçada, Nina bir de şunu söylüyor:” Keşke sen de ben olmanın nasıl bir şey olduğunu bilebilseydin.”
J- JUST IN TIME
Yeni âşık oldum, uçuyorum şarkısı. Aşka inansak da inanmasak da bazen bazı şeyler o kadar olması gereken zamanda oluyor ki hani inkar etmesi o kadar zor oluyor ki… İşte o zaman bu şarkıyı dinlemek gerekiyor. P.S. Bu şarkı Before Sunrise’ın sonunda çalarak bir nesli aşka inandırdı.
K- KEEPER OF THE FLAME
Bu şarkıda “Ben bu aşkın alevini söndürtmem, aşkımızın bekçisiyim” diyen, Fecri Ebcioğlu zamanı Ajda Pekkan’ı gibi bir Nina Simone’la karşı karşıyayız. Olacak şey değil ama şarkının karanlık havasını çok seviyorum.
L- LITTLE GIRL BLUE
Eğer ağlanacaksa bu şarkıda ağlanır. Ama böyle içli içli, mağrur bir şekilde. Bu şarkıyla ilgili beni en çok etkileyen şey sanırım “Otur ve ağla, başka ne yapabilirsin” tadındaki sadeliği.
M- MISSISIPI GODDAMN
Mississippi ve Alabama’daki ırkçı cinayetlerin ardından 1964’te Nina’nın yazdığı ilk politik şarkı. Bu şarkı o zaman tüm radyolarda yasaklandı, plaklar geri gönderildi. Bu şarkıyı söyleyecek diye Nina’nın konserleri iptal edildi. Şarkı dönemin mücadelesinin sesi oldu.
N- NOBODY KNOWS WHEN YOU’RE DOWN AND OUT
Nina’nın serzenişi: “Tüm paramı arkadaşlarım için harcadım ama parasız kalınca, üzülünce kimse yüzüne bakmaz…”
O- OBEAH WOMAN
Afrika ezgileriyle tıkırdayan bu şarkıda gök gürültüsünü yiyip, yağmuru içen, ayı öpüp güneşe sarılan, kültürel köklerinden beslenen çok güçlü ve özel bir kadın figürü var: Obeah.
P-PORGY
Bir umutsuz aşk şarkısı. Hayatta kimse böyle bir duruma düşmesin derken şarkıyı özetleyebileceğim cümlenin “Beni elinle ellere gönderme” olduğunu fark ettim ve hüzün bulutları dağılıverdi.
R- RAGS AND OLD IRON
Nina kırık kalbini kapıya gelen bir eskiciye satmak ister, adam ona der ki ben sadece eski kıyafet ve ütü alırım. Nina elinde kalbi, öylece kalakalır. Harika bir blues şarkısı.
S- SUGAR IN MY BOWL
Bugün koşullarında bile, hâlâ aşkı arayanların şarkısı. Nina Simone yazdığı bu şarkıda “Kasemde biraz şeker istiyorum” diyerek müzik tarihinin en güzel metaforlarından birine imza atmış.
T-TO BE YOUNG, GIFTED AND BLACK
“Genç, yetenekli ve siyahiysen, zor bir hayatın olacak ama dünya keşfedilmeyi bekliyor” diyerek siyahi birçok gence umut vereni hayata tutunmalarını sağlayan bir şarkı olduğuna eminim.
U-UNDER THE LOWEST
Güçlü bir basla başlayan ve öfkeli bir piyanoyla devam eden bu Nina Simone şarkısı, az bilinen, çok konuşulmayan, Nina’nın klasik piyanist kimliğinin öne çıktığı özel bir parça.
V-VAYNIKEHU
Bir İsrail türküsü diyebileceğimiz Vaynikehu, oryantal ritimleriyle kültürel olarak yakın hissedebileceğiniz, Nina’yı yine piyanoda dinlediğimiz underrated bir kayıt.
W-WORK SONG
50’li yıllarda siyahi mahkumların zincirlere vurulup güneşin altında taş kırdığı, insanlık tarihinin karanlık sayfalarından birinde başlayan Work Song Nina’nın politik şarkıları içinde en sevdiğim. O kadar güzel bir durum betimlemesi yapmış ki diyecek bir şey bulamıyorum: “Durmadan çalışıyorum ama daha bitirmeye bir adım bile yaklaşamadım.”
Y-YOU’VE GOT TO LEARN
Bu şarkı bana bir büyüme şarkısı gibi geliyor: “Artık gözyaşlarını saklamayı öğrenmen gerek”. Sonra bir bakıyorum “Artık aşk servis edilmiyorsa o masayı terk etmek gerektiğini öğreneceksin” diyor. Zaten biraz da böyle böyle, büyüyoruz.
Z-ZUNGO
Nina’nın African yorumlarını seviyorsanız, Zungo’yu mutlaka dinlemelisiniz. Yerel enstrümanlar, kültürel doku, dil, yorum, bambaşka bir Nina Simone’yle karşıya karşıya olduğumuz bir şarkı.