Ahmet Yatğın

Bembeyaz Supernova Stüdyoları’na girdiğimizde eğitmen Zeynep Renda bizi çok iyi karşıladı. İlk defa bir direk dansı stüdyosuna girdim. Direklerin sağlamlığını kontrol ettim diye güldüler gerçi…

❏ Bu dans nedir? Striptizle ilgisi var mı?

Pole dance aslında hem kalori yakmanı hem de kaslarını geliştirmeyi sağlayan bir spordur. Striptiz konusunda pole topluluğu farklı görüşlere sahip. Gelişimine baktığınızda strip club gerçeği var. Şu anda olimpiyatları bile var ama yine de striptizle bağlantısı var yani.

❏ Filmlerindeki kulüplerde gördüğümüz bu dansın spor olarak anılması nasıl gelişti?

Türkiye zaten bu strip club dediğimiz kültüre aşina değil. Amerika’da bunu tartışmaları çok normal çünkü bu kültürleri var. Türkiye’de striptizin ne olduğunu hiç kimse bilmiyordu. O yüzden bana çok samimi gelmiyor. Sen de bahsettin, bir spor olarak anılıyor bu dans. Ben de jimnastik ya da akrobasi tabirleriyle anıldığını gördüm araştırmalarımda. Direkle spor yapabilirsiniz. Dans edebilirsiniz. Sadece akrobatik şeyler yapabilirsiniz. Pole sizi sınırlamaz. Ne isterseniz onu yaparsın.

❏ İlk andan beri merak ediyorum, topuklu ayakkabılarla zor olmuyor mu?

Zor oluyor. Zaten zor olması için… Çok kas ısıtmanız, daha kontrollü olmanız lazım ki topuklu ayakkabı ile estetiği bozmadan yapabilin. Ama balede de mesela öyledir. Bir balerine kimse ayakkabıların çok çirkinmiş demiyor. Ama ben giyince diyorlar!

❏ Pole dance ile uğraşmadan önce ne yapıyordun?

Sanat tarihi mezunuyum ben. Bir süre iletişim tasarımıyla da ilgilendim. Genelde organizasyonlar yapıyordum.

❏ Tanıştığın insanlara ne zaman söylüyorsun Pole dance eğitmeni olduğunu?

Direkt söylüyorum. Çok iyi tepkiler de alıyorum, beklediğim kadar iyi olmayan tepkiler de. Genelde çok havalı karşılanıyor. Kadınların tepkisi genelde çok istedikleri ama cesaret edemedikleri yönünde oluyor. Çevremdeki erkekler çok soru sormuyor bu konuda. Bu çok iyi. Kadınlar da işte ben hiç spor yapmadım, ben şu kadar kiloyum yapabilir miyim gibi soruyorlar.

❏ Belli bir kilonun üzerindeysen yapamazsın gibi bir şey var mı?

Hayır. Gündelik yaşamınızı etkileyen ya da hayati tehlike içeren bir sorununuz yoksa pole dance yapabilirsiniz. Bence bir insan yolda yürüyorsa pole da yapabilir.

❏ Belirli bir müzik türü var mı Pole için?

Tamamen sınırsız bir şey. Ben sert kick’leri olan müziklerde dans etmeyi seviyorum ama daha bu sene klasik müzikle beraber pole yapan birini izledim. Çok güzeldi!

❏ Koreografi oluşturma süreci… Nasıl esinleniyorsun?

Her zaman önce müziğe karar veriyorum. Bir süre free-style yapıyorum. Videoya çekiyorum genelde. Beğendiğim yerleri alıp, geçişleri ekleyip küçük detaylara çalışıyorum.

❏ Seni çok etkileyen bir olay sonrasında “Bunu bir dansa dönüştürmeliyim” dediğin oldu mu? Hiç müziksiz koreografi yaptın mı?

Bu benim için çok sık olan bir şey değil ama evet oluyor. O koreografilerim benim için çok özel. Ama az. Müziksiz koreografi de hiç yapamadım çünkü hayatımın her yeri müzik.

❏ Bu tür danslar kadınlar tarafından yapıldığında daha çok ilgi görüyor. Bu toplumdaki cinsiyetçiliği besliyor mu, özellikle Tango gibi danslara nazaran?

Tango gibi eşli danslarla pole’u aynı kefeye koyamayız. Onlarda iki kişi var ve rollere sahip. Cinsiyetçiliği besliyor mu sorusuna da… Ne beslemiyor ki? Bu insanlar body gösterisi izleyip “Bunların da taytları…” diyen insanlar, pole dance’a mı cinsiyetçi yaklaşmayacaklar? Bu insanlar zaten her şeye böyle yaklaşıyorlar.

❏ Kadını nesneleştiriyor da deniyor…

Gülüp geçiyorum. Kadın ne isterse o olur. Herkesin hayatına kimse karışamaz. (Gülüşmeler) Hiçbir şey kadını nesneleştiremez! Kadın kendini göstermek istiyor da olabilir. Mesela ben dans etmeyi seviyorum. İnsanların beni izlemesini seviyorum. Kendimi o şekilde izlemeyi de seviyorum. Ben kendimi o zaman nesneleştiriyorum. E tamam? Bu benim.

❏ Diyelim ki ben pole dance öğrenmek istiyorum. Neler yaşayacağım?

Erkek olduğun için seni erkeklerin sınıfına alacağız. Bir kadın gelirse herhangi bir sınıfa girebilir. Önce görüşme oluyor. En çok da “Ne zaman baş aşağı dönerim” diye soruluyor! İlk derse kısa bir şort üstüne spor sütyenimizi giyip geliyoruz. İki gün önceden krem sürmemiş olman gerekiyor. Ellerin kaymasını istemiyoruz. Sorun olan şey, canının acıması. Teninle tutunduğun için derin acıyor. Kısa sürede ileri hareketler yapmak da isteyebiliyorlar. O zaman da gücün ya da esnekliğin yetmiyor. Çalışman, uğraşman gerekiyor. İnsanlara zor gelen de bu.

❏ Türkiye’de nasıl bu dans? Anadolu’dan ilgi oluyor mu?

Aslında çok rafine bir çevre ilgileniyor. Anadolu’da da örneğin Diyarbakır’da bir takipçim var. Orada da bir kurs olsun istiyor. Ben de isterdim ama ticari kaygı var işin içinde.

❏ Instagram’dan nasıl tepkiler geliyor?

Çok acayip! Çok iyi tepkiler aldığım oluyor. Şu beni sinirlendiriyor ama, “Sen de çok ilerledin tebrik ederim.” (Gülüşmeler) Bir piyaniste ya da bir sporcuya bunu yazıyor mu? Bir grup da “İlla bunları mı giymek zorundasın?” diyor. Evet! Varsayalım ki zorunda değilim, canım böyle istiyor. Yine yapacak bir şey yok. Hevesli ama başlayamayan bir grup da var. 3 yıldır konuştuğum insan var! “Ben de yapmak istiyorum, Pazartesi geliyorum!” 6 ay sonra yine aynı kişi arıyor. (Gülüşmeler)

❏Bu işi evlerinde yapabilirler mi?

Hayır. Evde denememelerini tavsiye edebilirim. Çünkü sakatlanmaya çok müsait bir spor. Gerçekten kontrollü ve bedeninizi tanıyan biri olmalısınız. Hareket etmeyen biri birden pole yapmamalı. Dikkatli olmanız gerek!

Published On: 5 Ekim 2019Categories: Röportaj, Sanat+Tags: , , ,