Hakan Varol

Hepimizin karışık kasetleri vardı 90’lı yıllarda… En sevdiklerimiz de bu toplama albümler
olurdu. İşte bunları profesyonel bir zemine oturtmaya çalışan Artist Müzik, yıllarca Türkiye’de ilgi çeken albümlere imza attı. Önce konseptini belirledi ve her yıl devamını getirdi. Bu tür derleme albümlerin ömrü bitiyor mu? Sorularımızın yanıtını Artist Müzik’in kurucu ortağı Nurhan Dülgeroğlu’ndan aldık.

  • Hazırladığınız konsept albümlerin çıkış noktasını öğrenmek isterim…

Karışık albümler (Compilation) esasında her zaman vardı. Artist Müzik olarak bizim yaptığımız, bunu farklı konseptlerle bir adım öteye taşıyıp dinleyicilerin işini kolaylaştırmak oldu. Bilindiği üzere karışık albümler genelde radyo sponsorluğunda hazırlanıyordu, ya yeni hit şarkılar ya da en sevilen aşk şarkıları bir araya getirilip piyasaya sunuluyordu.

Zamanla dinleyicilerin daha fazlasını aradıklarını hissettik. Playlist’lerin atası aslında bizim yaptığımız Kitap Okurken Müzik, Pazar Sabahı Klasikleri, The Best Pop Opera, Happy Hour, Hafta Sonu Caz Keyfi, Lounge ve The Ambiance gibi albümlerdir.

  • Her yıl devam eden Lounge ve The Ambiance serisi neden devam etmiyor?

Başta ekonomik sebepler ve dinleyici alışkanlıklarındaki değişiklikler. Lounge ve The Ambiance serileri; gerek içerikleri gerekse ambalajlarıyla ülkemizin en kaliteli karışık albümleridir. Elde ettikleri tirajlarla da dinleyiciler tarafından hakları teslim edildi. Ancak ekonomik şartlar, tahsilat zorlukları, hem üretim hem de lisanslama maliyetlerinin katlanması üretimi zora soktu.

Diğer yandan dijital ortamda vasat playlist’lere tamah edilen bir düzen ortaya çıktı son zamanlarda. On binlerce şarkıya birkaç lira verip ulaşılan bir ortamda zamanla dinleyici de tembelleşiyor. Bu tür albümleri özleyenlere hatırlatmak isterim ki 2018’in sonunda sunduğumuz Gece ve Müzik albümü aslında bu konseptlerin devamı niteliğinde.

  • Öğrendiğime göre albümlerinize kafe ve restoranlarda yoğun ilgi var. Albümlerinize gelen en sıra dışı yorum nedir?

Sıra dışı mı bilmiyorum ama albümlerimiz günün her saat diliminde çalınacak içeriğe sahipken kulüp ve dans müziğine yer vermiyorduk. Mekan sahibi olan bir dinleyicimiz “Sabahtan akşama kadar, neredeyse günün her anında dinlenecek albümleriniz var, bari gece 11 sonrası için bir dans albümü de yapın” deyince In da Club serisine başladık. Albümlerimiz içerik olarak yıllarca güncelliğini korur; buna önem veririz. Dans albümlerinin ömrü daha kısa olduğundan bu alana girmekten çekiniyorduk. Ama epey ilgi gördü.

  • Yeni bir konsept üzerine çalışıyor musunuz?

Kafamda esprili konseptler dolaşmıyor değil. Ancak çok kolay taklit edildiğinden burada söylemeyeyim. Yaşamlar renklendikçe konseptler devam eder.

  • Dijitalleşmeye karşı galip misiniz, mağlup mu?

Galip olmadığımız ortada ancak bizden albüm bekleyen, rafine müziğin hakkını veren sadık dinleyici kitlemiz sayesinde bir süre daha üretime devam etmek niyetindeyiz. Farklılaşmak isteyen dinleyicilerin ilgisiyle, bildiginiz üzere plak basımları giderek artıyor, son zamanlarda bazı sanatçılar kaset basımlarını da satışa sunuyor. Dijital ve fiziksel baskı savaşı devam edecek ve koleksiyonerler olduğu sürece albümler basılmaya devam edecek.

  • Yeni yabancı albümler olacak mı?

Şu an K-Pop albümü yapmak en mantıklısı. İtalyan müziğinin en özel örneklerinin yer aldığı bir albümün de hazırlığındayız. Sonbaharda yayımlanır.

  • Nadir de olsa solo albümlere de imza atıyorsunuz. Yeni bir solo gelecek mi?

Şu an üzerinde çalıştığım bir yerli isim var: Çınar. İyisi Mi Ben… isimli şarkısı yayımlanacak. Kendi söz ve bestesini yapıyor. Çınar’ın şarkısını dinleyenler ve çıktığı mekanlardaki performansını izleyenler, genelde 90’lar ve 2000’li yılların başında kendi müziğini yapan ve bugün hala popülerliğini koruyan isimlerin samimiyetini hissettiklerini iletti.

  • Son olarak telif sorunları da çok önemli. Toplama albümler yaptığınız için birçok popüler şarkıyı albümlerinize toplarken bu sorunun nasıl üstesinden geliyorsunuz?

Karışık albümleri hazırlarken bütçenin en büyük kalemi şarkı telifleri. Eskiden avans ödemeleri daha yüksek ve bazen gerçek dışıyken, şu an çok daha düşük seviyelere çekildiğini söyleyebilirim.

Bunun iki sebebi var: İlki karşılıklı güven zemininde buluşmuş firmaların sunduğu kolaylıklar, ikincisi dijital mecraların artmasıyla gelirlerdeki azalmalar. Dışarıdan farklı algılansa da dijital dünya hem solistlerin, hem eser sahiplerinin, hem de yapımcıların gelirlerini etkilemiş durumda.

Dolayısıyla eser sahibi firmalar eskiye nazaran daha ‘mantıklı’ avans ödemeleri talep ediyor. Herkes birbirine anlayış gösterip, destek vermek durumunda; aksi takdirde üretim çıkmaza girer.

Published On: 1 Haziran 2019Categories: RöportajTags: , , , , , ,