Zeynep TOKER
zeynep.toker@yellowbos.com
Liverpool sahnelerinden çıkarak karanlık masallarıyla dikkat çeken İngiliz sanatçı Luvcat, kısa sürede modern müzik sahnesinde kendine özgü tarzıyla öne çıktı. İlk teklisi Matador ile lanetli aşklara, He’s My Man ile ise gizli bir cinayet hikayesine ses veren Luvcat, Paris zarafetini ve İngiliz grunge’ını harmanladığı şarkılarıyla gotik-romantik bir evren kuruyor. 31 Ekim’de çıkacak ilk albümü Vicious Delicious öncesi, 4 Eylül’de Zorlu PSM %100 Studio sahnesinde Türkiye’deki ilk konserini verecek olan sanatçıyla ilhamlarını, albümünü ve İstanbul performansını konuştuk.
Liverpool sahnelerinden çıkıp Luvcat alter egonla seyirciyi karanlık masallara davet ediyorsun. Tim Burton, Tom Waits ve The Cure gibi sevdiğin sanatçılar bu hikaye anlatımına nasıl etki ediyor?
Hepsi bana mistik diyarları ve büyülü karakterleri nasıl dokuyacağımı öğretti.
He’s My Man ilk dinleyişte romantik bir vals gibi geliyor, ancak aslında zehirli bir aşkın cinayet hikayesini saklıyor. Dinleyicinin bu sürprizi fark etmesi sana nasıl hissettiriyor? Bu farkındalık anıyla oynamaktan hoşlanıyor musun?
Evet, bazı dinleyicilerin şarkının gerçek doğasını bilmemesini seviyorum. Bazı hayranlar bu şarkıyı düğünlerinde ilk dans olarak kullandı. Sözleri gizemli tutmaya çalıştım, böylece karanlık ancak dikkatlice dinlerseniz netleşiyor.
Lipstick‘te Paris zarafetini İngiliz grunge’ıyla harmanlayıp aşk ile kink arasındaki dengeyi keşfediyorsun. Chitty Chitty Bang Bang filmindeki kurmalı bebek sahnesinden ilham alan klipte canlanan bir vitrin mankeni gibisin. Bu şarkıyı ve videoyu yaratırken nasıl bir dünya hayal ettin? Sana “doll” diye hitap eden ve davul çalan kişinin katkısı neydi?
Nostaljik, boyalı bir dünya yaratmak, fakat onu lateks, deri ve tenle doldurmak istedim. Truly Scrumptious eğer yaramaz bir Liverpool kızı olsaydı. O videoda kuklacı rolünü oynuyor, anahtarı çeviriyor.
Bu gönderiyi Instagram’da gör
Notion’a verdiğin röportajda Dinner @ Brasserie Zédel için, “Soho’da akşam yemeği istediğin kişiden bass çalmasını talep eden, kontrolsüz bir aşk itirafı” diyorsun. Seni etkilemek isteyen birinin yapabileceği en romantik veya çılgın jest ne olurdu? Bir gün seninle yemek yemek isteyen hayranlarına bir tavsiyen var mı?
Paris. Cevap her zaman Paris
Yaklaşan ilk albümün Vicious Delicious için “rujlar biraz akmış, çoraplar sökük; eski usul romantizm hafifçe rayından çıkmış” diyorsun. Aşk ve bağımlılık, mutluluk ve melankoli arasındaki bu sarkaç seni en çok hangi duygulara yönlendiriyor? Şarkılardaki cezbedici “kötü adam” gerçekten var mı?
Esrime. Aşkta ve müzikte hep onu aradım. Evet, o hayatta ve hala tekmeliyor.
Albüme adını veren şarkıda “cennetten tat alan kötü bir adamdan” ve Sid & Nancy’den ilham aldın. Tehlikeli ilişkilerin büyüsünü anlatırken dinleyiciye vermek istediğin mesaj nedir? Aşkı böyle çarpık bir masala dönüştürmenin iyileştirici bir tarafı olduğunu düşünüyor musun?
Aslında bir mesaj vermeyi düşünmüyorum. Dinleyicileri karanlık, yakışıklı yabancılarla çarpık aşk maceralarına başlamaya teşvik etmek istemem. Gerçi çok eğlenceli olabilirler. (göz kırparak)
4 Eylül’de Zorlu PSM’nin %100 Studio sahnesinde ilk Türkiye konserini vereceksin. Bu konser hakkında nasıl hissediyorsun? Anlatı ve müziği iç içe geçirdiğin teatral performansınla İstanbul’da izleyiciyi nasıl bir gece bekliyor?
Her zamanki gibi şık giyineceğiz. Ruj, leopar deseni, file çoraplar. Şov çok sıcak olursa üzerime kırmızı şarap dökebilirim. Yani umarım yapışkan, seksi bir gösteri olur.
Konser için nasıl bir kostüm ve dekor konsepti hayal ediyorsun? Türk izleyicisine sürpriz bir detay var mı?
Her zaman elimde özel bir şey olmasına çalışırım. Göreceğiz!
Bu kadar hızlı büyüyen sadık bir hayran kitlesine sahip olmak seni nasıl motive ediyor? Türkiye’deki dinleyicilerle ilk buluşma için heyecanın ne durumda?
Çok heyecanlıyım. Daha önce hiç gitmediğim bir ülkede insanların bilet alması gerçekten çılgınca. Son zamanlarda hayat çok gerçeküstü hissettiriyor.
Son olarak, Back on Stage okurlarına ve dinleyicilerine ne söylemek istersin?
Plağı satın alın! Plak çok güzel, söz veriyorum.