Zeynep TOKER
zeynep.toker@yellowbos.com
Sava Savaş ve Barış Can Uç‘tan oluşan Eskitilmiş Yaz, son single çalışmaları Deliyim ile dinleyicileriyle buluştu. Şarkının temelini bu yaz Dikili sahillerinde atıldığını söyleyen grup, şarkının adı için “Son zamanlarda hepimizin sahiplenmekten gocunmayacağı bir isimdi.” diyor. “Eskitilmiş Yaz”ın adını eski güzel yaz günlerine duyulan özlemden aldığını söyleyen ikili, yaz ayına karşı hissettikleri duyguları “Yaz bizim için sevdiklerimizle bir bahçede oturmaktır, kurulu bir sofrada akşam sohbetidir. Bir yaz balkonu, verandasıdır.” şeklinde tanımlıyorlar. Detaylar röportajımızda seni bekliyor!
ο Günümüzde her şey ‘sayılardan’ ibaret oldu. Özellikle sosyal medyadaki takipçi sayısı kişileri/grupları ‘popüler’ kılar oldu. Eskitilmiş Yaz’ın Instagram hesaplarına baktığımızda 13K takipçisi var ama Spotify’da aylık 424K dinleyiciniz var. Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Dinlenmek, insanlara erişebilmek için sayıların bir önemi var mı?
Sayıların önemi yadsınamaz bir gerçeklik. Sadece müzik sektöründe değil medya ile ufaktan uğraş içinde olan tüm sektörler için sayılar çok ciddi bir veri kaynağı. Hatta zaman geçtikçe yavaş yavaş tüm dünyanın, sayıların ve istatistiklerin etrafında dönmeye başladığını görüyoruz. Bu sayılar bize istatistiksel veriler sağlıyor. Hangi ilde konser vermemiz gerektiğini, nerelerde hangi yaş grupları tarafından takip edildiğimizi bilmek bize yeri geldiğinde yol bile çiziyor. Spotify ve Instagram arasındaki farklara gelince, biz bir müzik grubuyuz ve tabii ki insanlar bizi müzik sayesinde tanıyor. Bu sebepten müzik dinleme platformlarında daha fazla takipçimiz olmasında hiçbir anormallik yok. Instagram etkileşimimizden de çok memnunuz sağ olsunlar bizi çok mutlu ediyor ve sürekli şaşırtıyorlar, insanların oradan bize ilgi göstermeleri, mesajlar yorumlar atmaları bize ekstra bir motivasyon sağlıyor. Tüm takipçilerimize ve dinleyicilerimize çok teşekkürler.
ο Müziğinizi dinlediğimde 2006-2007 yılındaki alternatif rock zamanlarına gidiyorum. Siz müzik üretiminizde daha çok nelerden ve hangi zamanlardan besleniyorsunuz?
2006 – 2007 yıllarının çok saf, ferah bir havası var bizce. Teşekkür ederiz. Günceli takip etmeyi, müziğimiz ile birleştirmeyi seviyoruz. Fakat orda bir yaz var ve o yazlar bahsettiğiniz yıllarda geçmeye başladı. Oraları tasvir etmek o zamanları yad etmek, sound olarak modern ile geçmişi iç içe kullanmak bizi biz yapıyor. Modern olurken aynı zamanda eskitilmiş olmak, bu çizgiyi tutturmanın peşindeyiz her şarkımızda yeni bir heyecanla tekrardan.
Bu gönderiyi Instagram’da gör
ο 4 Kasım’da Deliyim isimli single çalışmanızı yayınladınız. Bu parçanın hazırlık aşamasını sizden dinleyebilir miyiz? Nasıl gerçekleşti?
Şarkının temeli, haziran aylarında bir gece Sava’nın gitarla doğaçlama çalarken
vokal melodisini bulmasıyla oluştu. Sözlerin bir kısmı da bu doğaçlama içerisinde
oluşmuştu (Uzun bir süredir ayrı kaldığını hissettiği birine yönelttiği sözler…). Bazen söz ve müzik aynı anda gelebiliyor işte. Şarkının gelişimi yaz tatilinde oluştu. Geçen yaz 6 yakın arkadaş birlikte, 5 günlük bir Ege tatiline çıkmıştık… İzmir, Dikili. Sabahları hani sahilde boş bir sessizlik olur ya işte sözlerinin bir kısmı o sessizliğe yazıldı. Yazılırken gece evin verandasında gitarımızla müziği ile birlikte bütünleşti. Tatil sonrası bir hafta dinlendi ve ikimizin aklında da yer eden bu şarkıyı paylaşma kararı verdik. Adı ise son zamanlarda hepimizin sahiplenmekten gocunmayacağı bir isimdi.
ο Single kapağınızın hikayesi nedir?
Kapağı, okuldan sevdiğim bir arkadaşım olan Ressam ve Dövme Sanatçısı Yekta Kurt yaptı. Düşüncelerin tohumdan filize, oradan ayrı yollara ayrılıp içimizde susuz bir ağaca dönüşünü anlatıyor. Yekta bu çiziminde Freud’un “Yaş ve Melankoli” kitabına atıfta bulunmak istemiş. Şarkıdaki anlatımla, “Yas ve Melankoli”nin özü birbiri ile örtüşüyor. İçimize sinen bir tamamlanma oldu şarkı ile görsel arasında. Belirli bir sevgi duyulan kişiye yönelik manevi kaybın insanı yaşamın getirdiklerine karşı yer yer güçsüz kılmaya ve deli haller içerisindeki hissedişe yönlendiriyor. “yokluğunda, deliyim” dedirtiyor.
ο Sonunda umuda bağlansa da daha depresif ruh hallerine ses oluyorsunuz desek yanlış olmaz herhalde. Müzik üretiminiz dışında da depresif misinizdir? Bazı insanlar depresyondan, hüzünden beslenir ve güçlenir. Sizde de durumlar böyle mi yoksa?
Sava: Etrafımdaki insanları güldüren, eğlenmeyi ve eğlenceli vakit geçirmeyi seven birisiyim. Şarkı sözü yazma benim terapi olduğum bir alan. Şiir okuyarak temizlenmek gibi, yazarak terapi olmak ve ferah hissetmek, benzer duyguları hissedip dile getiremeyenlere tercüman olmak yalnız değilsiniz demek güzel. Depresif, melankolik ve eğlenceli yön arasında dengeli olduğumu düşünüyorum. Yazı benim melankolik tarafımı gösteriyor. Dökülen sözler okunduğunda iç burkuyor belki ama içimden çıkıp milyonlarca insanla tanışma yoluna çıktığında, beni anlayacaklarla paylaşma hissi rahatlatıyor.
Barış: Ben de dengeli olduğumu düşünüyorum yeri geldiğinde günlerce depresif yeri
geldiğinde günlerce enerjik ve mutlu görebilirsiniz beni. Mutsuz şarkılar beni mutlu
şarkılardan daha çok mutlu ediyor diyebilirim (gülüyor). Sanat benim için iç gıdıklayıcı bir hüzün.
ο Eskitilmiş Yaz’ın adını eski güzel yaz günlerine duyulan özlemden aldığını
söylüyorsunuz. Bu açıklamayı okuyunca melodilerde daha hareketli daha kıpır kıpır şeyler duymayı bekledim doğrusu. Peki bu noktada şunu sormak istiyorum; sizin için yaz ne demek? Sizi ifade eden en iyi yaz beldesi neresidir?
“Eski güzel yaz günleri” tanımı bizde hep hüznü uyandırdı. Eskide kaldığındandır belki de. Erişilemez bir sevgiliye dönüşmek olarak gördük geçmişteki güzel günleri. Pastel bir anı oldular bizim için, içlerinde yaşamak isteyip yaşayamadığımız düşler oldular. Bundan, hüzünlü eserlerdir bizi sizinle buluşturan. Ne güzel bir soru… Yaz bizim için sevdiklerimizle bir bahçede oturmaktır, kurulu bir sofrada akşam sohbetidir. Bir yaz balkonu, verandasıdır. Akşam denizinde kumsaldan yazlık eve biraz daha geç dönelim dönmeden son bir kez daha denize girelim demektir, Aşık olmaktır. Sabah 7’de uyanıp onunla o beldenin bankında buluşmaktır. Taze bir hava, öğlen uykusu ve yeni planlardır. Çok şeydir, çok güzel şeydir. Bizi en iyi ifade eden yaz beldesi sorusunun net bir cevabı var aslında. İsmen grubumuzun kurulduğu, şarkıların çoğunun sözlerinin yazıldığı yer, “gece serin sahillerde ıslanır gibi” derken bahsettiğimiz sahil Erikli Sahili. Bütün bu hikaye orada başladı. Oradaki uzun yaz tatilleri çocukluk, ilk gençlik…
ο Uyursam Geçer Mi? en çok dinlenen parçanız. Peki gerçekten uyuyunca geçiyor mu? Hayatınızdaki sorunlarla başa çıkmak için neler yaparsınız?
Uyku sığınılacak bir liman, yaranın geçmesini bir anda sağlamıyor belki ama bizi koruduğu ve bu haliyle bir merhem olduğu kesin. Kabuk tutmasını hızlandıran bir eylem uyumak ve tabii ki, kiminle uyuduğuna bağlı… Hayatımızdaki sorunlarla başa çıkmak için bir B planı üretmeye çalışıyorum o an aklıma gelmiyorsa aklıma gelene dek uyuyorum. Ben Sava. Barış daha az uyuyor.
ο Grup içerisinde nasıl bir dağılım söz konusu? Yani bir şeylere karar verirken; yeni bir konser, bir parça vs. gibi nasıl bir karar mekanizması oluşturuyorsunuz?
Grup duo kimlikli bir grup. Aslında hep böyleydi zaman içerisinde imaj kısmıyla alakalı bazı kararlar alındı. Karar mekanizması her konuda iki kişinin onayından geçmeye tabi. Bir kişi onay verip diğeri onay vermeden olma yoluna koyulduysa bile onay verenin içine sinmiyor diğeri onay vermedi diye zaten kendiliğinden olamıyor bu şekilde doğal bi’ süreçle. Görev dağılımı sayısal ve sözel olarak ayrılıyor diyebiliriz. Sayısallar ağırlıklı olarak Barış’ta sözeller ağırlıklı olarak Sava’da.
ο Yılın sonuna yavaş yavaş gelmişken 2023 planlarınızı sormak isterim. Yeni yıl için şimdiden belirlenen projeler, çalışmalar var mı?
Yeni yıl elimizden geldiğince bol üretimli, bol konserli, bol buluşmalı bir yıl olacak. En önemlisi, umarız ki bu yaz hepimizin en güzel yazı olacak.