Zeynep TOKER

Elektronika, house, pop ve neo-soul gibi çeşitli türleri harmanlayan İngiliz müzik grubu Elder Island ile Zorlu PSM’de verecekleri konser öncesi bir araya geldik. Daha önce İstanbul’da hiç çalmadıklarını ve çok heyecanlı olduklarını söyleyen grup, tüm detayları Back on Stage’e anlattı.

ο Müziğinizde, elektronika, house, pop ve neo-soul gibi çeşitli türleri harmanlıyorsunuz. Bununla birlikte güzel sanatlar, fotoğrafçılık ve grafik tasarım geçmişiniz de var. Peki müzik üretim sürecinde daha çok hangi sanat dalından besleniyorsunuz?

Prodüksiyonumuzu en çok neyin beslediğini söylemek zor olurdu. Onu o yapanın bütün bunların bir karışımı olduğunu düşünüyorum! Bir grup olarak hepimiz  yapım sürecinin her cephesinde işin içindeyiz. Görsel sanatlarda bir geçmişe sahip olmak, onu da karışıma ekleyebilmemiz anlamına gelir. Yeni projeler daima müzikle başlar. Bir kez bu şekil aldığında, müziğin ifade ettiği görsel yönü hakkında düşünmeye başlarız, nihayetinde ikisini birbirine bağlarız. Bizim için her şeyin müzikal ve görsel olarak birbirini yansıtması önemlidir.

ο Size ve müziğinize en çok ilham olan isim/isimler kim?

Sadece bir sanatçıyı seçmek bizim için çok zor ve yıllar geçtikçe kendimizi, ne üzerinde çalıştığımıza bağlı olarak, birçok farklı kişiden ilham alır buluyoruz. En son albümümüzde bize yardım eden birkaç ismi saymamız gerekirse; Kate Bush, Mount Kimbie, Fleetwood Mac, FKA Twigs, Little Dragon, Caribou ve muhtemelen perçinlemek için biraz Radiohead.

 

Bu gönderiyi Instagram’da gör

 

Zorlu PSM (@zorlu_psm)’in paylaştığı bir gönderi

 ο Geçtiğimiz sene Swimming Static isimli albümünüzle dinleyicinizle buluştunuz. Albümün hazırlık sürecinden bahseder misiniz? Hazırlık ve kayıt aşamaları nasıl gerçekleşti?

 Swimming Static için hazırlık tam Elder Island tarzındaydı, gevşek ve hızlı. Ancak, bitirme ve prodüksiyon farklı bir hikayeydi. İlk Birleşik Krallık, Avrupa ve Kuzey Amerika turnemizi daha yeni bitirmiştik. Heves ve heyecanla dolu olarak, müzik yaratmaya başladık, ki bu üçümüzü bir odada toplanıp “kayıt” düğmesine basmaya sürükledi. Bu sürecin 3-4 haftasından sonra, elimizde 40 session’dan oluşan karışık bir torbayla kalakalmıştık. Sonraki birkaç ayı dinleyerek ve hangi session’ları beğendiğimize karar vererek harcadık, sonra onları yavaş yavaş yontarak düzenlemeler ya da yapılanmış parçalar haline soktuk. Son olarak, nihai parçadan mutlu oluncaya kadar her bir kaydı üretmek, her bir ses katmanını analiz etmek ve değiştirmek üzere işe koyulduk. Bu, bir eserler bütününü meydana getirmenin uzun, dolambaçlı bir yolu ama bizim alışık olduğumuz yol bu.

ο Feral parçanızın ritimleri, parçanın büyüsü çok güzel. Dikkat çekici bir klip çalışmasına sahip. Klibin senaryo ve hazırlık aşaması nasıldı?

Bu klip için yönetmen Jordan Martin’le çalıştık. Kendisi, kaydın huzur kaçırıcı temaları için mükemmel bir kolaylaştırıcıydı. Gençliğimizde görmüş olduğumuz korku filmlerinin sinematik klişelerini araştırdık. Çok erken izlediğiniz ve size birkaç hafta boyunca uyumaktan alıkoyan o filmleri. Bir çocuğun bakış açısını çağrıştırmak için dehşete yumuşak bir dokunuş olsun istedik. Uyku teması klibin can alıcı noktası. Çocukken Katy’nin yoğun bir somnifobisi (uyumaktan korkma) varmış. Bu temayı çocukken gördüğü Karanlıktan Korkar Mısın? dizisinin, ana karakter her uyuyakaldığında, bir grup ölü denizcinin denizden dışarı sürünerek yavaşça uyuyanın yatağına ilerlediği bir bölümüyle iç içe dokudu. Dehşet verici şekilde kat kat suratlar ve sürünen çekimler buradan geliyor işte. Kağıt üzerinde kaçıklık gibi geliyor ama ekranda muhteşem göründü.

ο Pandemi sonrasında konserler başladığında, sahneye çıktığınız o ilk anı hatırlıyor musunuz? Neler hissettiniz?

Birleşik Krallık’ta kapanma kalktığında ve gösteriler yeniden yapılmaya başlarken, tekrar birlikte çalmadan önce birkaç gösteri yapacak kadar şanslıydık. Bir süre sonra pandemi süresince özlediğimiz bir şeyin hoparlörlerden gelen o alt frekans olduğunu farkettik. Bunu bilerek, insanların da aynı şekilde hissedeceğini düşündük, böylece canlı çalmaya başladığımızda açılışı bassız birkaç ölçüsü olan bir parçayla yapmaya karar verdik, sonra şarkı devreye girdiğinde, bas da giriyordu. Bunu ilk yaptığımızda ilk sıra boyunca bir kahkaha koptu. Önce bir hata yaptığımızı ve ondan güldüklerini düşündük. Aslında sebep göğüslerinde hissetmekte oldukları bas ve bunu neredeyse 2 yıldır hissetmemiş olmalarıydı.

ο Zorlu PSM’de Türkiye’deki dinleyicilerinizle bir araya geleceksiniz. Neler hissediyorsunuz? Bizi nasıl bir konser bekliyor?

Son derece heyecanlı! Daha önce İstanbul’da hiç çalmadık hatta şehri ziyaret dahi etmedik, dolayısıyla zengin bir tarihi olan bu kadar güzel bir yeri seyretmek harika olacak. Konser için kendi inşa ettiğimiz bazı ışıkları getirmeye çalışıyoruz. Hepsi ekipmanlarımızla bağlantılı çalışıyor, yani bir sürü renk ve bütün albümlerimizden ve EP’lerimizden bir şarkı yelpazesi içeren bir set bekleyin.