Güçlü sesi, renkli kişiliği ve O Ses Türkiye’deki performansıyla dikkatleri üzerine çeken ve yarışmada finale kadar yükselen Bartu Gülhan’la müzik yolculuğunu, yeni teklisini ve gelecek planlarını konuştuk.

❏ Glam Metal ve AOR tarzını ilk ne zaman keşfettin? Seni bu tür müziklere çeken ne oldu? İlk kimleri dinlemiştin?

Glam Metal’i ortaokul yıllarımın sonlarında keşfettim. AOR’ı ise lise zamanlarında… İki türün birbiriyle müzikal açıdan çok fazla benzerlik barındırdığını düşünüyorum. Beni bu türlere çeken öncelikle solistlerin seslerini kullanma biçimleri oldu. Glam Metal ballad’ları ayrıca beni çok etkilemiştir. ’Metal’ diye tanımlanmasına rağmen en güzel ballad’lar bu iki tarzdan çıkar.

❏ Eski tarz rock sound’ları seviyorsun sanırım. Biraz Glenn Hughes havası hissettik seni dinlerken, ki YouTube yorumlarında da Deep Purple’a benzetenler olmuş. Sen ne dersin? İstanbul konserine geldiğinde seyretme fırsatı bulmuş muydun?

Glenn Hughes’a benzetilmek güzel. Bu sene gitmek istediğim iki konseri de kaçırdım biri Glenn Hughes diğeri Alan Parsons idi. Blues, klasik rock, hard rock, AOR, glam metal, old school heavy metal ve old school power metal sevdiğim sound’lar. Çok üzüldüğümü belirtmek isterim çünkü bu tarz isimler çok fazla ülkemize getirilmiyor.

https://www.youtube.com/watch?v=_n7x2HE3Dt4

❏ O Ses Türkiye yarışmasının senin için nasıl bir anlamı var? Bu tarz yarışmalar yalnızca seslerin değil imajların da yarışması demektir. Bu yarış sürecinde kendinde neler keşfettin?

O Ses Türkiye benim için bir dönüm noktasıydı. O dönemde hayatımda müzik adına yeni bir sayfa açmaya çalışıyordum ve yarışmaya katılmak müzik kariyerime güçlü bir ivme kazandırdı. Müzik yarışmaları kesinlikle sadece seslerin yarıştığı bir yarışma değil. Takındığınız tavırdan sahne kostümünüze, sahne hâkimiyetinize kadar bütün kriterler göz önünde bulundurulmalı.

❏ Grup deneyimlerin oldu. Hem solo hem de grup kariyerine devam ediyorsun. İkisinin çarpıştığı ve zıtlaştığı oluyor mu? Solo devam etmek senin için daha mı öncelik?

Marie Curie’z adlı  glam metal yapan bir grubumuz var. Ayrıca Bartu Gülhan adı altında da konserler veriyoruz. İkisinin çarpıştığı ve zıtlaştığı olmuyor, çok iyi kontrol ediyoruz bu durumu. Konser tarihleri çakışmadığı gibi mekan ve semt seçimlerine de dikkat ediyoruz.

❏ Yaklaşık 300 şarkılık sadece glam metal repertuvarın olduğunu söylemişsin bir röportajında. Sesini ve seni zorlayan parçalar var mı arasında?

Evet, 300’e yakın sadece glam metal ve AOR parçalarından oluşan bir repertuvarım var. Her yeni oluşumda farklı repertuvar hazırlamaya çalışırım. Bunun beni geliştirdiğini düşüyorum, her yeni parçada bir şeyler öğreniyorum ve olabildiğince kendimi zor parçalarla sınava sokuyorum.

❏ Geçen aylarda bir metal müzik dosyası yaptık. Konuştuğumuz insanlar metal müziğin gelişiminin Türkiye’de durmasının sebebinin genel olarak metal müzik dinleyicisinin yeniliklere kapalı olması, eski şarkılardan kopamamaları olduğunu söyledi. Sen ne dersin?

Türkiye’de metal müzik dinleyicisi yeniliklere açık. Hatta o kadar açıklar ki eskinin değerini
bilmiyorlar. Hard Rock ve Heavy Metal gruplarını geçtim, bir dönem ülkemizde popüler olan Trash metal grupları bile iş yapmıyor. Hepsi ya dağıldı ya da müziği bıraktı çünkü yeterli kitleleri yok. Ben yenilik için eski ile yeniyi harmanlayıp hibrit bir müzik yaratma taraftarıyım.

❏ She’s Gone pür bir aşk şarkısı…

She’s Gone bir terk edilişin hikayesi. Kadın, adamın hayatından bir şekilde çıkar ve adam pişmandır, kendini suçlar ve yaptıkları için af diler. Kalbinin ona ait olduğunu ve kadını olmadan yaşayamayacağını ifade eder, büyük bir aşk ve yakarış vardır parçada… Matijevic gerçekten iyi bir besteci ve yorumcu.

❏ Sesin ve tarzın oldukça gösterişli. Bunu sahnene yansıtmanın yollarını arıyor musun?

Sesim adına pek bir şey söyleyemem, bu bir hediye ve bunu geliştirmek için çok çalışıyorum. 10 senedir sahnelerdeyim ve 4 senedir ses eğitimi alıyorum. Yaptığım müziği beslemek benim görevim ve zevk aldığım bir durum. Sahne sadece müzikten ibaret değildir, tarzınızın ve tavrınızın olması çok önemli, yapmacık olmamak kaydı ile tabii ki. Kendim gibi davranıp bunu rock müzik öğeleri ile süslüyorum.

❏ Tekli geldi, albüm yolda mı? Türkçe parçalar gelecek mi?

Single geldi ve harika geri dönüşler aldık. Şimdi sırada albüm ya da EP var. Türkçe parçalardan oluşacak ve bayağı ters köşe yapmayı planlıyoruz. Güzel sürprizler sizleri bekliyor.

❏ Konser takvimin nasıl?

8 Eylül’de Ağaç Ev sahnesindeyim. 9 Eylül’de Bakırköy Rock Festivali’nde olacağım. Ayrıca 26 Eylül’de Whisky Serdar Çokuslu 40. Yıl gecesinde konuk sanatçı olarak 2 tane Whisky parçası seslendireceğim.