Zeynep TOKER
Mart 2020’den bu yana geçen bir buçuk senelik süreçte kapalı olan konser mekanları ve uygulanan kısıtlamalardan dolayı müzik sektörü çalışanları gelirlerinin çok büyük bir kısmını kaybetti. Bu durumun 1 Temmuz 2021’de yayınlanan genelgeyle değişeceğini umuyorduk fakat birçok konser mekanı açılmış olmasına rağmen sanatçılar mevcut problemlerden tam anlamıyla kurtulamadı. Hem uzun süredir iş yapamayan mekanlardaki kapasite sınırlaması hem de artan prodüksiyon maliyetleri bilet fiyatlarının yükselmesine sebep oluyor. Bununla birlikte, artan içki ve yemek fiyatları zaten etkinlik seçmek durumunda kalan dinleyicileri, canlı performanslardan uzak tutmaya devam ediyor.
BİLET FİYATLARINDAKİ ARTIŞ
Önceki dönemlerde de bilet fiyatlarındaki artış dinleyicilerin tepkilerini çekiyordu. Ancak, bir buçuk senin ardından hayata dönmeye çalışan canlı müzik sektöründeki yükselen maliyetler bilet fiyatlarının artışına sebep oluyor. Prodüksiyon, booking, menajer vs. gibi kalemlerin maliyetlerinin artması, müzisyenlerin/organizasyon şirketlerinin ister istemez bilet fiyatlarını arttırmasına sebep oldu. Ancak öte yandan, dinleyicilerin birçoğu ayda birkaç konsere giderken belki de şimdi konserler arasında seçim yapmak zorunda kalıyor. Yani bu durum, sektör çalışanlarını, hem müzisyenleri ve dinleyicileri olumsuz yönde etkiliyor.
Büyük konser mekanlarının, o mekanı doldurabilecek sanatçılarla çalışmak istemeleri ise görece daha küçük bir kitleye hitap eden müzisyenler ve ekipleri için aynı sıkıntılar hala devam etmekte. Kaşe alamayan ve gelirini bilet satışından sağlayan müzisyenler, tüm bu sürecin sonunda, belki sahneye çıkıp kitlelerinin bir kısmı ile bir araya gelebiliyor ancak elde edilen gelirler, belki o gece ekibin kaşesini bile çıkaramayabiliyor.
Konserler dışında, dijital platformlardan da gelir sağlayan müzisyenler bu süreçte hemen hemen iki hafta bir single yayınlamaya başladı. Bu durum gelir elde etme açısından şu süreçte mantıklı görünse de bizce bu kadar sık ve hızlı üretim yapıyor olmak, kontrollü ve kaliteli işlerin ortaya çıkmasını biraz engelliyor.
Hem bilet fiyatlarının artışı hem de bu kadar sık üretimin geçekleşiyor olmasıyla ilgili
sektörden birinin düşüncelerini almak istedik ve Zoom Müzik’in kurucusu, menajer ve yapımcı Engin Akıncı’dan görüş aldık.
Engin Akıncı’ya bilet fiyatlarındaki artışının sebebini sorduğumuzda, fiyatların sanatçının dinleyici tarafından gördüğü ilgi ve talebe bağlı olduğunu, ne kadar hit parçalar yapıp gündemde yer alıyorsa bu durumun kaşe fiyatlarına etki ettiğini söyledi. Pandemi dönemine geldiğimizde ise alınan tedbirlerden ötürü konser mekanlarında dinleyici sayısının yarı yarıya indirilmesinden dolayı ister istemez satılan bilet adedine göre, bilet fiyatlarının yükseldiğini söyleyen Akıncı, “Bir konser için organizasyon giderleri, mekan giderleri, çalışanların maliyetleri, belediye rüsum vergileri, mekanlardan alınan MESAM, MSG gibi meslek birliği kesintileri, tanıtım ve pazarlama harcamaları vb. gibi onlarca maliyet kalemi varken ve ülkemizde genelde her şeyin fiyatının arttığı bir dönemde bilet fiyatlarının da artması bence bu süreç için kaçınılmaz bir gerçeklik.” diyor.
DİNLEYİCİLERİN TEPKİLERİNİ ANLIYORUZ
Bu duruma dinleyiciler tarafından baktığımızda, artan bilet fiyatları hakkında gösterilen tepkilere ise “Tepkilerini elbette anlayabiliyoruz ve müşterilerimiz olarak onlarla empati kurabiliyoruz. Ancak dinleyicilerin ve mekanların da artan diğer maliyetleri, bir müzisyen ve ekibinin bir konser için yaptığı ve yapacağı harcamaların da ne kadar arttığını düşünmeleri ve empati kurmaları şart.” diyen Engin Akıncı, pandemi öncesi belli bir ücretle kiralanabilen kültür merkezleri ve konser salonlarına daha az sayıda sınırlı şekilde seyirci alınıp bilet satılmasına rağmen başta yerel yönetimler olmak üzere, resmi kuruluşların hiçbir şekilde kiralama ücretlerinde indirim yapmadıklarını dile getiriyor.
Sanatçıların bu süreçte seri bir üretim haline girmesini bir yapımcı olarak nasıl yorumladığını merak ettiğimizde, bu durumu dijital müzik dinleme platformlarının talebine ve dayattığı algoritmaya bağlıyor. Mevcut modeli, müzik dünyası ve sanatçıların üretimleri için endişeli bulan Akıncı, “İşin sanatsal ve kaliteli üretim boyutunun atlanarak, ‘ne olursa olsun bir şarkı çıksın ama algoritmam zayıflamasın, ben unutulmayayım, aylık dinleyicimi kaybetmeyeyim’ diyen her sanatçı bence uzun vadede onlara da zarar verecek bu durumun içine girdi. Kaliteli üretim, daha iyi beste ve söz yazmak, daha iyi bir prodüksiyon ve stüdyoda geçirilen zaman gibi faktörler maalesef ikinci plana itildi.” diyor.
Müzik sektörünün yaşadığı sıkıntılar ne zaman son bulacak bilmiyoruz ama yakın
zamanda olumlu anlamda majör bir değişiklik görebileceğimizi sanmıyoruz. Umarız en kısa sürede tüm müzik sektörü olarak aydınlık günlere ulaşabiliriz.