Gökhan KAYA
Şarkılar sizin için ne anlam ifade ediyor? Hüzünlü olduğunuzda daha çok şarkı mı dinlersiniz yoksa sevinçli olduğunuzda mı? Peki ya şarkılar size ne katıyor? Aşk acınıza tuz mu oluyor yoksa yara bandı mı?
Müzik, aslında ruhun gıdası olmakla kalmayıp ilacı bile olmuş zaman zaman. Zira eski çağlardan beri ilaç niyetine de kullanılıyor. İnsanlık tarihinde ümidin kesildiği hastalarda müzik sayesinde olumlu gelişmeler bile elde edilmiş. Hâlâ komadaki hastalara müzik dinletiliyor, depresyon tedavisinde kullanılıyor.
Hatta İslam tarihinde de tedavi yöntemi olarak müziğe sıklıkla başvuruldu. Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde kurulan hastanelerde müzik, akıl hastalıklarının tedavi edilmesi amacıyla kullanıldı.
Müziğin zihinsel faaliyetler üzerinde olumlu etkiye sahip olduğu bilimsel olarak da ispatlandı. Yazdığı Müzikofili kitabıyl hayatımıza yeni bir terim sokan, 2015 yılında vefat eden Amerikalı ünlü nörolog Oliver Sacks da müziğin yatıştırıcı etkiye sahip olduğunu kitapları dahil birçok yerde anlattı. Âşık olduğunuz ama karşılık alamadığınız birinin size âşık olduğunu hayal ederek hiç uyudunuz mu? Hemen hemen her insanın başına gelmiştir. Bir sihirli değneğiniz olsa sevdiğiniz kişiye dokundurmak istersiniz. İşte bu sihirli değnek; müzik!
Hangimiz Sezen Aksu şarkılarıyla kör kütük âşık olup Orhan Gencebay’ın Batsın Bu Dünya’sıyla yaramıza tuz basmadık ki! Oysa tuz basmak için değil, âşık etmek için de müzikten faydalanmak mümkünmüş. Türkiye’nin ilk ses mühendisi Süden Pamir’in teorisi bu yönde.
Pamir’e göre müzikle istediğiniz kişiyi kendinize âşık edebiliyorsunuz. Nasıl mı? Önce âşık etmek istediğimiz kişinin konuşurken kullandığı baskın frekansı buluyorsunuz. Çünkü bu frekanstan daha yüksek bir frekansla onu etkileyebilirsiniz. Kişinin baskın frekansı 300 Hz ise ve onunla birlikteyken duygularını canlandıracak müzik çalmak istiyorsanız müziğin 300 Hz frekansın ürettiği armoniklerin tek basamaklılarının gücünü düşürüp çift basamaklıları baskın hale getirirseniz o kişinin sizden etkilenme ihtimali artar, belki bu şekilde
âşık olabilir. İşte Süden Pamir’in teorisi bu şekilde… Kim bilir, belki de hayallerinizdeki aşka ulaştığınız müzik sonrasında düğün müziğiniz oluverir.
KÖTÜ ANILARINIZI MÜZİKLE ÖLDÜRÜN!
Bazı müzikler vardır, duyduğunuz anda yıllar öncesinde, çoktan unuttuğunuz bir anıda bulursunuz kendinizi. Müzikle olan bağımızın en büyük sebeplerinden birinin anılar olduğunu biliyor muydunuz? Uzmanlara göre anılarınız olmasa müzikle bu kadar bağımız olmazdı.
Nörologlar bunu tat alma duyusuna benzetiyor; sofraya oturursunuz, annenizin yaptığı en güzel yemek vardır ve kendinizi bir anda çocukluğunuzda bulursunuz. İşte bunun gibi geçmişte dinlediğiniz bir parça da size o dönemdeki anılarınızı anımsatır.
İyileri hatırlamaktan kimse şikayet etmez, peki ya kötü anıları ne yapacağız? Bu kötü anılardan kurtulmanın da bir yolu var. Az önce yukarı bahsettiğimiz teorinin sahibi Süden Pamir’in kötü anılar için de bir önerisi bulunuyor. Pamir, kötü anılardan müzikle kurtulmanın yollarını şöyle anlatıyor: “Kötü anılardan kurtulmak için chill-out gibi rahatlatıcı elektronik müzik türevleri, enstrümantal akustik müzikler, klasik müzik dinleyin. Ardından yüksek tempolu rock, tekno, trans gibi elektronik müzik türevleri, kendinden geçerek çalınmış halk müziği, arabesk gibi etkisi ve şiddeti yüksek müzikler tercih edilebilir. Ama kötü anıların kayıtlarını silme işi bilinçli yapılmalı.
Doğu biliminin geliştirdiği, Amerika’da Maharishi Üniversitesi’nde eğitimi süren Gandharva Veda müziği, batı biliminin York Üniversitesi gibi okullarda eğitimini sürdürdüğü müzikle terapi, Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü vasıtasıyla ulaşabileceğimiz Türk müziği ve ustaları, kötüyü sildiği gibi yerine güzel enerjiler yazabilen
müzikler kazanmanıza yardımcı olacaktır.”
HER MÜZİĞİN BİR SEBEBİ VAR
Astronom, bilim insanı, yazar ve filozof olan İbn-i Sina, Fârâbi’nin eserlerinden çok yararlandığını ifade ediyor. Öyle ki müziği Fârâbi ile sevdiğini ve tıpta ve hatta musikiyi de ondan öğrenerek tıp mesleğinde tedavi olarak uyguladığını da söylüyor.
İbn-i Sina yaptığı çalışmaları için şu sözleri kullanıyor: “Tedavinin en iyi yollarından, en etkililerinden biri hastanın aklî ve ruhî güçlerini artırmak, ona hastalıkla daha iyi mücadele etmek için cesaret vermek, hastanın çevresini sevimli, hoşa gider hale getirmek, ona en iyi musikiyi dinletmek ve onu sevdiği insanlarla bir araya getirmektir.” İbn-i Sina’ya göre, ses tonu değişiklikleri insanın ruh hallerini belirtir. Müzik bestelerini bize hoş gösteren şey ise işitme gücümüz değil, o besteden çeşitli telkinler çıkaran idrak yeteneğimizdir.
Dibe vurmuşsunuzdur ve fon Müslüm baba çalar! Tam bu sırada etrafınızda “Kendini daha da yıpratma, dinleme şu şarkıları” diyen insanlar belirebilir. Siz siz olun onlara kulak vermeyin. Frontiers in Psychology Dergisi’nin araştırmasına göre hüzünlü aşk parçaları aslında iyi hissettiriyor. Beynimizde tetiklediği kimyasallarla gözyaşı, artan kalp atışları gibi etkilerle rahatlamamızı sağlıyor. Unutmayın her dökülen gözyaşı sizi yıpratmaz, bazen de rahatlatır. McGill Üniversitesi’nin araştırması ister duygusal ister hareketli olsun, müziğin tıpkı yemek, seks ya da uyuşturucu gibi beyindeki haz merkezini uyardığını ortaya koyuyor.
Spotify’da oluşturulan çalma listelerine baktığımızda içinde ‘aşk acısı’ geçen 80 civarı liste var. Liste yapan gazeteler, internet sitelerine baktığımızda da görüyoruz ki hemen hemen her internet sitesi en iyi aşk acısı şarkıları listesini sayfalarına taşımış…