Zeynep TOKER
O çok sevdiğiniz grubu dinlemeye gittiğiniz, arkadaşlarınızla deli gibi eğlendiğiniz ya da müdavimi olduğunuz mekanın bir ruhu olduğunu hiç düşündünüz mü? Yapılan organizasyonlar, sahne alan isimler bunların hepsi kimin tarzını yansıtıyor? Sizin mi mekanın mı yoksa mekan yöneticisinin mi? Bu konuyu zaten merak ediyorduk ama geçenlerde bir etkinlik takvimini görmemiz üstüne daha da düşünmemize sebep oldu. Bir gün ofiste oturmuş İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş’nin düzenlediği etkinliklere bakıyorduk, düzenlenen konser ve festivallerde “Pozitif havası”nın olduğunu fark ettik. Bunun üstüne Murat Abbas’ın Pozitif, Zorlu PSM ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş’de düzenlemiş olduğu etkinliklere kısaca bir göz atmak istedik.
Murat Abbas’ın Pozitif zamanında yaptığı işlere baktığımızda; Rihanna’dan Justin Bieber’a, Red Hot Chili Peppers’dan Iron Maiden’a, Efes Pilsen One Love Festival’den, Rock’n Coke’a birçok yerli-yabancı isimle çalışıp festivallere hayat verdiğini görüyoruz. Zorlu PSM’de bulunduğu yıllara baktığımızda ise, farklı tarzda müzik yapan yerli-yabancı birçok müzisyenin sahne aldığı PSM, görsel sanatların da izlenebileceği favori mekanlardan olup aynı zamanda da Sonar İstanbul’a ev sahipliği yaptı. Günümüzde ise bu durumun İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği etkinliklerde de var olduğunu düşünüyoruz. 30 Ağustos Zafer Bayramı kapsamında Yenikapı’da gerçekleşen konserler hakkında birçok yerde “festival gibi etkinlik” yorumları yapıldı, gözümüzden kaçmadı. Yapılan organizasyonlarda yer alan isimlere baktığımızda görünen tablo, haber başlığımıza; “Evet, mekanlar yöneticilerin ruhunu yansıtır.” cevabını veriyor. Peki neden böyle? Bunun bilimsel bir karşılığı var mı diye merak ettik ve araştırmaya koyulduk. Konuyla doğrudan bağlantılı bir kaynak bulamasak da şirketlerde CEO/Yönetici/Lider rolünde olan kişilerin, vizyonunun ve çalışma stratejisinin nasıl olması gerektiğine dair birkaç makale bulduk.
İBB Kültür A.Ş Genel Müdür Murat Abbas ve İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu
HER YÖNETİCİ KENDİ VİZYONUYLA GELİYOR
Hemen hemen yönetim ile ilgili yazılan her metin ve araştırma, beraber çalıştıkları ekibe rağmen, zaten en büyük sorumluluğun -tahmin edileceği gibi- en üst düzey yöneticiye verildiğini yazıyor. McKinsey’nin önemli partnerlerinin yazdığı, The Mindsets and Practices of Excellent CEOs isimli tavsiye makalesinde, bir yöneticinin tüm sorumluluklarının yanına şu cümleyi ekliyorlar: “CEO, bir şirketin vizyonunu belirleme konusunda nihai karar vericidir.” Yine, McKinsey & Company’de yer alan How New CEOs Can Boost Their Odds of Success başlıklı makalede, Amerika Birleşik Devletleri’nin ilk 500 şirketinde 2004-2014 yılları arasında görev alan 600’e yakın CEO grubunu analiz ederek edindiği verilere göre, üst düzey yöneticilerin yaygın olarak yaptığı dokuz stratejik hamle hakkında bilgi toplamışlar. Her şirketin, yeni CEO’nun gelişinden önce sektördeki performanslarına göre, üç kategoriye ayırmışlar. Bu kategorilerin her birinde şirketlerin hareketlerini incelediklerinde ortaya şöyle bir sonuç çıkmış; yeni gelen CEO’lar göreve geldikleri kurumun iyi veya kötü performansı fark etmeksizin sıklıkta benzer şekilde davranıyorlar.
CEO’ların aldıkları kararların ve eylemlerin etkileri eşit olmasa da, genel çerçevede benzer yöntemler izliyorlar. Yani yöneticiler, kendilerinden önceki yönetimin durumundan bağımsız olarak kendi vizyonlarını ve kişisel özelliklerini ortaya koymak için benzer hamleler yapıyorlar. Her yönetici, kendi vizyonuyla geliyor. Tüm bunlarla beraber, yönetimsel yetkinliklerin yanında, bir yöneticinin çalışma ortamı ve şirket kültürünü dahi doğrudan etkilediğini, Steve Jobs gibi artık ikonik olmuş örneklerden de biliyoruz. Forbes’ta yer alan Company Culture Is A Mirror – Here’s What Yours Should Reflect isimli makalede ise, yöneticinin bu alandaki sorumluluğunun altını çizen Jason Kulpa, şirket kültürünün sadece işin bir yansımasının olmadığını aynı zamanda liderin bir yansıması olduğundan söz ediyor. Bir yönetici, aslında sadece yönetimsel stratejiyle veya rakamlarla ilgilenmekle kalmıyor, çoğu zaman şirketin kendisini doğrudan temsil ediyor.
KENDİ EKOLÜMÜ YARATTIĞIMI DÜŞÜNÜYORUM
Yapılan araştırmalar yöneticilerin gittikleri mekanda kendi vizyonlarını oluşturduklarını, görev aldıkları şirkette onlardan izler görebileceğimizi gösteriyor. Peki bu durum İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş Genel Müdürü Murat Abbas için de böyle mi? Mekanlar yöneticilerin ruhunu taşır mı? Bir mekanda yöneticinin tarzına göre mi yoksa dinleyicinin talebine göre mi etkinlikler düzenlenmeli? sorusunu kendisine yönelttiğimizde, mekan ve kurumların yöneticilerin ruhlarından, bilgilerinden ve vizyonlarından direkt etkilendiğini, bu durumun da kurumsallığa aykırı bir şey olarak görmediğini söyleyen Abbas, “İster küçük bir caz kulübü, ister büyük bir müzik salonu, performans sanatları merkezi, hatta isterse bir opera salonu olsun, yöneticiler kendi imzalarını atarlar. Bu her zaman kayıtsız şartsız böyle olur diyemem. Kimi zaman köklü kurumların ortodoks yapıları buna müsade etmez kimi zaman da tepedeki yöneticinin imzasını atacak ne bilgisi ne vizyonu olur. Kendi adıma konuşacak olursam imza atmaya bayılırım.” diyor. Mekanlarda gerçekleşecek etkinliklerin
de bir denge içerisinde olmasını söyleyen Murat Abbas, program ne tamamen yöneticinin tarzına göre ne de tamamen dinleyicinin talebine göre şekillenmeli diyor.
“Pozitif ruhunu” çalıştığı diğer mekanlara da yansıttığını düşündüğümüzü söylediğimizde, Pozitif ve Babylon’da yönetici olarak beş sene çalışmış olsa da ilişkilerinin daha uzun senelere dayandığını ama buna rağmen kendini “Pozitif ruhu” olarak tanımlanan dünyanın bütünleşik bir paydaşı olarak tanımlayamadığını dile getiriyor ve ekliyor: “Pozitif öncesi 10-12 senelik dönemde de etkinlik, festival, organizasyon işlerindeydim. Pozitif sonrası transfer olduğum Zorlu PSM’de ise güzel ve güçlü bir ekiple, belki iddialı gelebilir ama kendi ekolümü yarattığımı düşünüyorum. Bundan sonraki yolculuğumda da hem kendimi hem benimle birlikte bu yolculukta yer alan arkadaşlarımı geliştirmeyi ümit ediyorum.” Zorlu PSM’de beraber çalıştığı ekip arkadaşlarını İBB Kültür A.Ş takımında yine birlikte gördüğümüz Murat Abbas’a “Yöneticilerin ekiplerinin ruhu da mekanlara ya da organizasyona yansır mı?” diye sorduğumuzda öncelikle böyle bir ekiple çalıştığı için kendini çok şanslı ve mutlu hissettiğini söylüyor, ülkedeki şartlar olumlu anlamda değiştiği anda ekibi ile dünya çapında projelere imza atacağına inanan Abbas, yöneticilerin ve ekiplerinin ruhunun mekanlara da organizasyonlara da yüzde yüz yansıdığını dile getiriyor.
Bu gönderiyi Instagram’da gör
BU İŞLETMELER İÇİN ÖNEMLİ OLAN PARA KAZANMAKTIR
Konuyla ilgili müzik yazarı Tolga Akyıldız ise istisnai olanlar dışında ülkemizde belirli bir tür ve sound’a sadık performans mekanının yok denilecek kadar az olduğunu düşünüyor ve bunu iki sebebe bağlıyor: “İlki her isim para kazandıracak kadar bilet satamıyor. İkincisi ise artık dijital müzik platformları tüm sound’ları ortada buluşturuyor. Çalma listeleri bile sound’dan çok ruh halleri üzerinden oluşturuluyor. Artık mekanların işi de aslında müzik üzerinden bir ruh hali satmak.” Mekanların yöneticilerinin bir müzik zevki ve sektörel bakış açısı olduğunu söyleyen Akyıldız, yöneticilerin kurduğu ilişkilerle birlikte başka bir mekana gittiğini ve yeni mekanların da yöneticiyi bu kapsamda başarılı bulduğu için kabul ettiğini söylüyor ve ekliyor:
“Bu işletmeler için önemli olan para kazanmaktır. Ancak sandığınız gibi genel müşteri talebinin dışında ya da onu görmezden gelen bir tavırla para kazanmaları mümkün değildir. Diğer bir deyişle, mekanların tarzı değişiyorsa bu yönetici inisiyatifinden önce müşteri beklentisidir. Yönetici bu talebe göre gelir ve uygular. Eğer eğlence sektörü ekonomik anlamda güçlü olursa yeniden mekanların ruhundan da söz edebiliriz.”
MEKANIN RUHUNA UYGUN ETKİNLİKLER DÜZENLEMELİ
Müzik sektöründe önemli pozisyonlarda görev alan Şafak Ongan, günümüzde mekanların yöneticilerin ruhunu taşıdığını, yöneticiyle beraber İçerik ve üslubun da değiştiğini düşünüyor. Fakat mekanların kendi ruhu, konsepti olması geretiğini ve mekana uygun etkinlikler yapılması gerektiğini söyleyen Ongan, “Yöneticiler o mekanın ruhuna uygun içeriklerle etkinlikler düzenlemeli” diyor.
YENİ BİR DİNAMİZM GELDİ
Cemal Reşit Rey Konser Salonu Genel Sanat Yönetmeni Cem Mansur’a İBB Kültür A.Ş içindeki hızlı dönüşümü ve Murat Abbas’ın nasıl bir etkisi olduğunu sorduğumuzda Kültür A.Ş’de Murat Abbas ve yeni daire başkanı Figen Ayhan Karakelle ile önemli bir dönüşüm yaşandığını, her ikisinin sanat dünyasından geliyor olmasının, diyaloğu ve işleyişi etkili hale getirdiğini ve yeni bir dinamizm geldiğini söylüyor. Doğrudan müzik sektörüyle alakalı olmasa da bir kurumun/ şirketin yönetimiyle alakalı yapılan araştırmalar gösteriyor ki yöneticiler gittikleri şirketlere kendi vizyonlarıyla etki ediyor. Mekan ve kurumların yöneticilerin ruhlarından, bilgilerinden ve vizyonlarından direkt etkilendiğini söyleyen Murat Abbas’ın görüşleri de bu araştırmaları destekler nitelikte. Öte yandan fikirlerini aldığımız sanatçı ve müzik yazarlarının bir kısmı mekanların yöneticilerin tarzını benimsemesinde bir sorun görmezken bir kısmı da mekanların kendi tarzını yansıtması gerektiği düşüncesinde.