Avrupa müziğinin yeni ve yükselen isimlerinin Türkiye’den müzisyenlerle buluştuğu Sound of Europe Festivali’ne geri sayım başladı. Sahne alacak müzisyenler arasında beş kişilik İspanyol girl band Maruja Limón ile yazıştık, konuştuk. Flamenko, Latin ve pop türlerinin enerjisiyle dans ettirmeyi hedefleyen Maruja Limón, 14 Eylül’de İzmir Bostanlı Seyir Terası‘nda ardından 15 Eylül’de İstanbul Kalamış Atatürk Parkı‘nda sahne alacak. Grubun trompetçisi Mila González ile hem grubun hikayesini hem de girl band olma ilhamını konuştuk.
Hikayenizi baştan paylaşır mısınız? Grup nasıl kuruldu?
Üçümüz bir Flamenko okulunda tanıştık. Oradan, müziği başka bir grup içinde paylaşmaya başladık; Barselona’daki bir mahallede Vermut seanslarında rumba söyleyerek toplulukları canlandırıyorduk. Sonrasında, perküsyon, trompet ve en sonunda bas eklendi ve nihayetinde bugün olduğumuz aile haline geldik.
Grubun ismi nasıl ortaya çıktı? Bu isim olmasaydı, en iyi ikinci seçenek ne olurdu?
Bugünkü grup olarak ilk başladığımızda, kendimizi geliştirmek ve prova yapmak için bir kültür merkezinde bir programa başvurduk. İlk konserimizi yapmamız gerektiği için bir isim bulmamız gerekiyordu. Sohbet sırasında ortak nokta, bir kadın ismi ya da bizi temsil eden bir şey istememizdi. Birçok isim ortaya atıldıktan ve uydurulduktan sonra, Maruja Limón ismi ortaya çıktı (bir eğlence ve hayal kırıklığı tonunda), ve şaşırtıcı bir şekilde, Maruja Limón herkesin hoşuna gitti.
Müzik dışında birlikte neler yapmayı seversiniz?
Biz arkadaşız! Hahaha. Grup dışında da birlikte zaman geçiriyoruz; konserlere gitmek, plajda takılmak, arkadaş partilerine katılmak, bira içmek gibi.
Grubun içinde herkesin belirli bir rolü var mı? Yoksa tüm kararlar birlikte mi alınıyor?
Kararları birlikte alıyoruz. Fikirlerimizi paylaşıyoruz, herkes kendi sanatını, bakış açısını ortaya koyuyor ve birlikte karar veriyoruz.

Türkiye’de grup kültürü, özellikle kız grupları, pek gelişmedi. Birkaç isim devam etti ama şu anda Türkiye’de ana akım müzikte kız grubu yok. Başarılı bir grup olarak, neden başarılı olamadığımızı düşünüyorsunuz? Bize ne tavsiye edersiniz?
Tarihi ve kültürel olarak, biz kadınlar belirli bir role atanmış olarak yaşadık. Bu da sistemin, gruplar gibi projelerin sürdürülmesine hiç yardımcı olmadı. Bugünü konuşmak için geçmişi konuşmamız gerek. Şunu söyleyelim ki, bu bağlamda kadınlardan oluşan gruplardan çok az müzikal referans var. Ancak, şu anda bu projeyi sürdürmek için savaşma isteğimiz bizi otomatik olarak bir referans haline getirmesi ve diğer nesillerin sanatlarını paylaşmaları ve kadın liderliğindeki birçok gruba görünürlük kazandırmaları için ilham alacakları bir ortam yaratmamızı sağlıyor. Bu sayede onlar da endüstride ortak bir hedef için savaşan bir başka grup olabilirler.
Sound of Europe programı neden sizi heyecanlandırıyor? Hangi tür bir kitleye ulaşmayı hayal ediyorsunuz?
Bu muazzam bir şey. 13 ülkeden sanatçıları tanıtmayı amaçladığını bilmek bir onur, bu da bize farklı kitlelerle tanışma, öğrenme ve müziğimizi paylaşma fırsatı veriyor. Konserlerde sahip olduğumuz her kitleyi seviyoruz.
Nasıl bir konser olacak?
Tam gaz gidiyoruz! Amacımız, melodilerimiz ve sözlerimizle konser boyunca herkesi eğlendirmek, şovu keyifle izlemelerini sağlamak. Yani, biz size parti ve ruh getiriyoruz.
Müziğinizde ve tarzınızda ilham kaynaklarınız neler?
Bağlayıcı referansın tartışmasız flamenko. Flamenko bizi bir araya getiren ilham kaynağıdır. Bu noktadan itibaren müzikal kişileşme gerçekleşiyor çünkü her birimiz kendi özümüzü katıyoruz ve hepimiz farklı müzikal tercihler ve referanslarla geliyoruz. Bu da bestelerimizin dünya müziği füzyon türüne girmesini sağlıyor.
Müzik kariyerinizdeki en büyük ortak hayaliniz nedir?
Birçok hayal var; paylaşılan bir dilek listemiz var… Sahnelere çıkmak, ikonik sanatçılarla sahneyi paylaşmak. Adım adım ilerliyoruz, yolculuğun tadını çıkarıyoruz. Bireyler ve bir grup olarak büyüyoruz ve bu kariyer dileklerini gerçekleştirdikçe listemizi kontrol ediyoruz.
Bu yıl için planlarınız neler? Gelecek neyi gösteriyor?
Sürekli çalışıyoruz, bu yüzden yılın geri kalanında albümün ikinci bölümünü dinleyebileceksiniz. Ayrıca gelecek yıl ziyaret etmediğimiz ülkelerde konserler sunacağız. Ekim’de albümün B yüzü, üç şarkı daha içeren, yayınlanacak ama bununla sınırlı kalmayacağız çünkü 2025’te daha fazla sürpriz gelecek.