Ece ULUSUM
Tel-Aviv merkezli pop folk grubu Lola Marsh, yeni albümleri Someday Maybe Tomorrow’u yayınladı. Turne programlarını hazırladılar, elbette ilk konserlerini verdiği Türkiye’ye de gelecekler. Henüz bir iptal söz konusu değil, umarız Eylül’de onları canlı dinleyebiliriz. İkilide Gil Landau ile sohbet ettik.
❏ Karantina nasıl gidiyor?
Başta biraz garipti. Kimseyi görememek, bütün konserlerin iptal edilmesi… Kimsenin bilmediği bir hastalık, belirsizlik korkutucu. Hâlâ öyle ama olumlu düşünmeye çalışıyorum. Yeni parçalar yazıyor, ailem ve arkadaşlarımla iletişimde kalmaya çalışıyorum. Küçük şeylerin değerini öğrendik, bir kafede oturmak ya da sahnede olmak… Turneleri çok özledim.
❏ Virüsün müzisyenlere etkisi nasıl sizce?
Etkisi çok büyük. Benim için de, dünyadaki hemen her müzisyen gibi en büyük gelir kaynağı konserlerdi. Normale dönmek zaman alacak gibi gözüküyor. Bu durum ortaya çıktığında büyük bir turnenin ortasındaydık, her şeyi iptal etmek gerekti. Maalesef gelecek şu an çok belirsiz.
❏ Yeni albümünüzün adı Someday Maybe Tomorrow. Neden? Plansızlık ya da kaderciliğe bir vurgusu mu bu?
Birkaç sene önce yazdığımız bir şarkının adı. Kayıt bittikten sonra albümün adını ne yapsak diye düşünürken aklımıza geldi. Çok doğru hissettirdi. Yeni James Bond filminin adı gibi ama indie versiyonu! (Gülüyor) Bir gün! Yarın! Ama belki!
❏ Albümün kapağının hikayesini de merak ediyoruz. Albüm kapaklarınızı yolculuk anlarından kurguluyorsunuz. Bir de, siz iki kapakta da direksiyondasınız.
Kapağı Yael’in (Cohen) erkek arkadaşı Vania Heymann yaptı. Uzun süre albümün havasına uygun bir imaj düşündük. Sonunda çok güzel bir Bonanza 35 uçak gövdesi bulduk. İçinde bir fotoğrafımız olsa, arkaya bir manzara da eklersek sinematik ve havalı olur gibi geldi. Siz söyleyene kadar ilk albümün kapağıyla bağını düşünmemiştik aslında. Yine bir araçta olmamız rastlantı yani! Yael gerçek yolculuklarda da dışarıya bakmayı ve hayal kurmayı seviyor.
❏ In Your Eyes’ın babanız hakkında olduğunu okudum. Müzik hayatınıza etkisi nasıl oldu?
Evet, o şarkı babamla ilgiliydi. Çok iyi bir piyanistti ama bir kaza nedeniyle bırakması gerekti. O ve annem bana her zaman inandılar, küçük bir çocukken kendime güvenmemi sağladılar.
‘ORADA OLABİLMEYİ UMUYORUZ’
❏ Albüm birçok kaynakta ‘iyimser’ olarak anlatılıyor. Katılır mısınız?
Bir açıdan öyle. Şarkılardaki ‘karanlık’ yerlerde bile biraz gün ışığı bulabilirsiniz. Albümde her duyguyu dengeli biçimde anlatmaya çalıştık, dinleyiciler her duyguyu hissetsin istedik.
❏ Müzik dinlemeyi en çok sevdiğiniz yer neresi? Nasıl dinlemeyi tercih ediyorsunuz?
Yolda, etrafımızda güzel manzaralar varken dinlemeyi seviyoruz. Genellikle dijital platformlar ama evdeyken plak dinlemek de güzel oluyor. Walkman’dan kaset dinlediğimiz günleri de kesinlikle özlüyoruz!
❏ Yakında yeni planlarınız var mı? Eylül’de planlanmış bir İstanbul konseriniz var, gerçekleşir umarım…
Virüs geleceği belirsizleştiriyor ne yazık ki. Yeni parçalar yazıyoruz, bu durumun bir an önce bitmesini diliyoruz tabii ki. Türkiye’deki konserin tarihi 17 Eylül, orada olabilmeyi umuyoruz!