Öykü GÜL
Sinemanın en çok bilinen isimlerinden Stanley Kubrick’in tüm sinema kariyerine şahit olma imkanı sunan sergi, 1 Ekim’de Atlas Pasajı içerisinde bulunan İstanbul Sinema Müzesi’nde misafirlere açıldı. Yaklaşık 900 parçanın bunulduğu sergi, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İstanbul Sinema Müzesi tarafından düzenlendi. Küratörlüğünü ise İstanbul Sinema Müzesi Küratörü Zihni Tümer ve Alman Film Müzesi Küratörleri; Hans-Peter Reichmann & Tim Heptner üstleniyor.
İstanbul Sinema Müzesi’nin 3. ve 4. katlarını tamamen kaplayan sergide Kubrick’in kişisel notları, mektupları ve kitaplarının yanı sıra filmlerinin çekiminde kullanılan kostüm, obje, fotoğraf ve kameralara da yer veriliyor. Atlas 1948 Sineması ve İstanbul Sinema Müzesi Genel Müdürü Ceyhun Tuzcu oldukça ilgi toplayan serginin bir sonraki durağının İstanbul olması için tam 1.5 sene boyunca büyük emek harcandığını iletti.
Bu gönderiyi Instagram’da gör
3. kattan başlayarak kronolojik olarak yönetmenin tüm sinema yolculuğunu izleme fırsatı bulduğumuz sergi, babasının ona aldığı kamera ile çektiği Roosevelt’in ölüm haberine bakarken yıkılmış bir adamın fotoğrafını 25$ sattığı Look dergisi sayfalarıyla başlıyor. Kubrick ilk kez perspektifi ile para kazanıyor ve dergide fotoğrafları yayınlanmaya başlıyor. Look dergisindeki kariyerini gördükten sonra ise sırasıyla “Fear and Desire” ve borç alarak çekimlerini ancak gerçekleştirebildiği filmi “Killer’s Kiss”ten parçalara bakarken buluyoruz kendimizi. Çekim planlarından, bütçe planlarına kadar birçok parçanın orijinallerini okuyabilmek kuşkusuz inanılmaz bir tecrübe.
“The Killing” kısmına geldiğimizde de Hollywood’un dedikodu yazarı olarak bilinen Sydney Skolsky’nin filmin Oscar adaylığı hak ettiğini düşündüğünü yazdığı mektupla karşılaşıyoruz. “Paths of Glory”de ise adeta kendi excel çizelgesini oluştuğunu gördüğümüz, sahne ve oyuncu çekim takvimlerini bulunduran geniş bir çekim planı ile karşılaşıyoruz. Fransa’da senelerce yasaklanan bu filmin Fransa için tasarlanan posterini de sergide görmek mümkün. Sonradan dahil olduğu film “Spartacus” bölümünde en etkileyici parça ise başrolü üstlenen Kirk Douglas’ın Kubrick’e yazdığı mektup.
Bahsetmeden geçemeyeceğimiz bir diğer filmi ise dönemi için oldukça cüretkâr kalan “Lolita”. Üzerinde el yazısı notlarını gördüğümüz senaryo kopyalarından, kiliselerden gelen tehdit mektuplarına kadar serginin en ilgi çekici kısımlarından. Başrolü üstlenen ve bu filmden sonra uzun bir süre oyunculuk yapamayacak kadar karalama ile karşılaşan Shelley Winters’ın oyunculuktan sonraki hayatını anlattığı ancak hiçbir zaman Kubrick’in eline geçmeyen mektubunu okurken buluyoruz kendimizi.
Herkesin ikizleri ile bildiği filmi “The Shining” bölümünde ikizlerin kostümlerini görme şansını yakalamakla beraber film için tasarlanmış ancak Kubrick’in asla beğenmediği taslak afiş çizimlerini de görmek mümkün.
Çok da spoiler vermemek adına en bilinen “A Clockwork Orange”, “2001: A Space Odyssey” ve başrollerini Nicole Kidman ve Tom Cruise’un paylaştığı “Eyes Wide Shut” filmlerinden hangi örneklerle karşılaşacağınızı anlatmayalım.
Tüm bunların yanı sıra sadece yapımcılığını üstlendiği “A.I. Artificial Intelligence” ve yazdığı ancak çekmeye zamanının yetmediği, ölümünden sonra ise Spielberg’in çektiği “Napoleon” ve “Wartime Lies” filmlerinden de parçalar görmek mümkün.
1 Mart 2023’e kadar İstanbul Sinema Müzesi’nde 11.00-19.00 saatleri arasında ziyaret edebileceğiniz serginin toplamda 100 bin misafiri ağırlaması bekleniyor.