Ece Ulusum
ece@thebackonstage.com

Festival uğruna Bursa yoluna çıkmaya hazırlanırken, telefonuma bir bildirim geldi. “Bursa Nilüfer Müzik Festivali’ne yasak!” Nilüfer Kaymakamlığı 31 Ağustos tarihli kararında Nilüfer Müzik Festivali’nde konaklama ve alkol satışına müsaade edilmeyeceğini duyurdu. Kara kara düşünürken Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem basın açıklamasında konaklamanın yapılabileceğini ancak alkol satışı kararında değişiklik yapılamadığını söyledi. Sevindik, zira festival için zaman kaybetmeden harekete geçen bir devlet erbabı olması müzikseverler için çok önemli. Bir yandan var olan yasaklama çabasının devam etmesi ve şikayet gerekçelerinin yeterince araştırılmadan karar alınmasına üzüldük… Yine de bizler diğer tüm müzikseverler gibi festivale gittik, en önde sevdiğimiz şarkılara eşlik ettik. Beklenmedik bir olayla başlayan festival, unutulmaz hatıralarla sona erdi. 60 bin kişinin katıldığı festivaldeki 2 günlük izlenimlerimizi okurken aşağıdaki Nilüfer Müzik Festival ‘22 playlist’ini açabilirsin.
JAKUZİ FEAT. KAMERAMAN
2-4 Eylül tarihlerinde Balat Atatürk Ormanı’nda gerçekleşen Nilüfer Müzik Festival’ine bu yıl İstanbul’dan birçok müziksever ve bir otobüs dolusu gazeteci gitti. Line-up’ın yanı sıra, müzik festivalinde canlanan şehri deneyimlemek ayrıca güzel…
İlk gün alana girdiğimizde, onlarca emekle kurulmuş içki firmalarının kurduğu deneyim, atölye ve oyun platformlarının terk edilmiş olduğunu görünce canımız sıkıldı. Kurulmuş iki sahneyi ve arasındaki etkinlik alanlarını biraz buruk gezerken sahneye The Away Days çıktı ve festival havası yayıldı. Grup birkaç şarkı sonra müjdesini verdi. Bir süredir solo devam eden Sezer Koç gruba yeniden bu festivalde katıldı. Yeniden birleşmenin mutluluğuyla sıkı performans sergilediler. Son parçalarını çalarken, 1. Sahne’ye yol aldık. Siyahlar içinde sahneye çıkan Jakuzi, kendine has sesiyle kalabalığı kendine çekti. Kutay, sahnesi sırasında bir an olsun yerinde durmadı.

Ancak 1. Sahne’nin soluna konumlanan kameraman izleyicinin tam önündeydi. Sol taraf sahneyi kameramanın izin verdiği kadar izleyebiliyor ya da yansıtılan dev ekranlardan takip edebiliyordu. Bu durumu fark eden Kutay, sahneden kameramanın yanına atladı ve bir parçasını orada söyledi. İzleyici coştu!
Biraz mola vermek için backstage’e geçince Bedük’ü gördük. Sahneye çıkmadan önce backstage’teki herkese “Ortalık yanacak, hepiniz gelin dans edin” diye tembihliyordu. Gerçekten dediği kadar da vardı! Yüksek tempolu şarkılarıyla gelenleri dans ettirirken “Bugün müzikle sarhoş olacağız” diyerek konuya tepkisini gösterdi. Bedük sahnesinden aldığımız enerjiyle göbek atarak Adamlar’a gittik. Devasa sahne kulaklıklarıyla Tolga, soloları ve dansıyla sahneyi Hey! Douglas’a bıraktı. Günün en akılda kalan performansını soracak olursanız oyumuz Bedük’e.
Bu gönderiyi Instagram’da gör
BURSA’NIN FAVORİSİ CEM ADRİAN
Festivalin ikinci ve bizim için son olan günü yağmurlu başladı. Bir önceki gün, serin “içecek” kıtlığı ve nemden dolayı katılımcılar söyleniyordu. Havanın serinlemesiyle herkes nefes aldı. Erken saatlerde vardığımız festival alanında yoga yapanlar, tavla oynayanlar, resim çizenler ve hamakta uyuyanlar arasında dolaştık. Yemek alanında fast-food tarzı seçeneklerin yanı sıra Bursalı kadınların yaprak sarması, gözleme, kısır, kurabiye, pilav gibi ev yemekleri de vardı. Üstelik çayın eşlikçisi de ablaların sohbeti oldu. Onlara festivalde kimi beklediklerini sorduğumda yanıt aynıydı: Cem Adrian!
Günün ilk saatlerinde sırasıyla Hedonutopia, In Hoodies, No Land ve Sedef Sebüktekin sahne aldı. Her biri festival yasaklarına dair tepkisini gösterdi. Bursa öğlenini müzikle doldurdular. Bir sonraki sahne, çok hızlı yükselişte olan rap müzisyen Güneş’indi. Dijital platformlarda sayılar yüz binleri gösterse de iş konsere gelince sahnesi bomboş olan birçok kişi gördük. Güneş’in festival alanını doldurup dolduramayacağını merak ediyorduk. İlk şarkısıyla birlikte büyük bir kalabalık müzisyeni izlemeye geldi. Şarkıları baştan sona ezbere bilindiğini görünce Güneş’in heyecanı fark ediliyordu. Güneş sahneye veda ederken diğer sahnede Evdeki Saat ilk şarkısını çalmaya başladı. Sevilen şarkılarını söyleyen grubun enerjisi Güneş’ten sonra bir nebze düşük kaldı ama hayranları işi kotardı.
FESTİVALİN SÜRPRİZ KUPONU LOLA MARSH
Günün sürprizlerle dolu konseri ise sahneye çıkmasından inene kadar alkışlanan Mode XL oldu. Ve Yasin, dün günün kapanışını yapmıştı ama esas şovu bugün oldu. Tüm şarkıları ezbere biliniyor, yeri geliyor, DJ beat’i durduruyor ve Mode XL susunca şarkıyı izleyici söylüyordu. Yasaklara karşı yorumlarını yapan ikiliyi bırakmak istemeyen izleyiciye ek bir parça jestiyle sahneden indiler. Backstage’te ikilinin coşkusu devam ediyor, tebrikleri topluyordu.
Günün en kalabalık ikinci sahnesin Yüksek Sadakat’indi. Geri dönüşleri herkesi çok sevindirmiş, izleyiciler arasında “Özlemişiz” diye konuşuyordu. Festivalin en unutulmaz anlarından biri grubun binlerce kişiyle “Haydi gel içelim” şarkısını söylediği an oldu. Sahne sırası bu sefer Sena Şener’deydi. İlk kez canlı performansını izleyeceğimiz için merakla gittik. Sena Şener inanılmaz vokal yeteneğini sergiliyor, dinleyicisini alıp götürüyor. Ta ki çığlık atana kadar. Her şarkısı arasında ve bazen şarkısının tam ortasında melodik olmayan tiz çığlıklar atıyordu. O çığlık attıkça, izleyici kalabalığı biraz mola vermeye, çimlerde oturmaya karar verdi. Sena Şener’in çığlıkları diğer sahneye ulaştığı için bir sonraki grup Lola Marsh, müzisyenin performansını bitirmesini beklediği için yaklaşık 15 dakika geç sahne aldı.
İsralli grup daha önce birçok kez İstanbul’a geldi. Türkiye’de epey de dinleyicisi var ancak Bursa’da nasıl karşılanacaklarını merakla bekliyorduk. Lola Marsh, albümlerine kıyasla canlı sahnesi oldukça yüksek, rock ve dans dolu. İlk parçayı çaldıklarında 200 kişiyi geçmeyen kalabalık 3-4 şarkı sonra yüzlerce kişi oldu. Lola Marsh’ın vokali Yael Shoshana Cohen gitar çalıyor, ordan dans ederken tefe geçiyor, ardından ıslık sonra ritimler… İstanbul’dan gelenlerin yanı sıra festivalde Lola Marsh’ı keşfeden onlarca isim oldu. Müzikleri dinleyiciyi ziyadesiyle yükseltti. Bir line-up hatası mı yoksa tercih mi bilemem ancak ardından Cem Adrian’ın duygu yüklü sahnesi Lola’nın getirdiği mutluluğu aniden hüzne çevirdi. Adiran’a sahnede bir parçada Melis Danişmend eşlik etti. Festivalin en kalabalık sahnesi Cem Adrian’ın oldu. Büyük ihtimalle, yemekte sohbet ettiğimiz ablaların da etkisi vardı!
7 YIL SONRA YENİDEN EDITORS
Performansın ortasına doğru Editors’ın kulisine geçtik. Bursa’da İskender sonrası, odalarında futbol maçı izleyerek vakit geçirmişler. Konser saatlerine yakın, sahnenin yanındaki karavana doğru yürüyorlardı. En önde Tom, en arkada Back on Stage. Karanlık yokuş bir yolda ağır ağır yürürken Adrian, Ahmet Kaya’nın “Acımasız olma şimdi bu kadar / Dün gibi, dün gibi çekip gitme” dizelerini söylüyordu. İşte bu kolay kolay unutulmayacak bir backstage anıdır…
Adrian, sahnesini uzattığı için Editors da sahneye yaklaşık 15 dakika geç çıktı. 7 yıl önce İstanbul’a konser veren İngiliz grup ilk kez Bursa’ya geldi. İzleyicinin kalabalık olacağını düşünüyorduk ancak Adiran’ın sahnesine kıyasla daha azdı. Yine de grup çok sıkı bir performans sergiledi. Tom bir eğiliyor, koşuyor piyano başında solo devam ediyordu… Gelen hayranları şarkılara öyle yüksek sesle eşlik ediyor ki, Tom bazen durup mikrofonu izleyiciye uzatıyordu.
En çok da Sugar parçasında yer yerinden oynadı. Bis sonrası, soluklanmak için kulise geçen grupla bir şeyler içip kısa bir sohbet ettik. Onlar ilgiden ve Bursa’dan çok memnundu. Festivalin ikinci gününün en iyi sahnesi konusunda Editors’ı enerjileriyle geçen Lola Marsh ile Mode XL arasında kaldık.
Tüm bu güzel anılar eşliğinde ertesi sabah deneyimlerin paylaşıldığı toplu bir kahvaltı yaptık. Herkes aynı şeyi söylüyordu, “Festivallerimizi elimizden alamazlar.”