İstanbul’da bir avukatlık bürosunda iki genç adam fotokopi makinesinin başında çıkan kağıtları inceliyor. Tüm kağıtları özenle dizip birleştiriyorlar. Tam devam ediyorlar kağıtlar boş çıkmaya başlıyor, toner bitti! Laneth fanzininin 1991’deki ilk sayısının 34 adet olmasının sebebi de bu… O genç adamlar Çağlan Tekil ve Hakan Savaşer. Tekil Melis Danişmend’e verdiği röportajda “1 Mayıs 1991’de piyasaya çıktık, 28 Nisan’da Pangaltı İnci Sineması’nda Pentagram konseri vardı. Ön grup da Volvox. Öndeydim ve konser bittiği anda uzanıp sahneden setlist’i çekip almıştım. Dergiye de hangi şarkıları çaldıklarını yazdım. O gün dükkana girdiğimde bir kız elindeki dergiye bakarak, ‘Nasıl biliyorlar hangi şarkıları çaldığımızı?’ diye soruyordu. Şebnem Ferah’tı” diyor. Derginin okurları arasında Harun Tekin, Gökhan Özoğuz, Hakan Özoğuz gibi bugünün birçok önemli müzisyeni var.
Makas, fotokopi ve daktiloyla yapılan ve müzik gazeteciliği adına önemli bir yayın olan Laneth’in ilk sayısını Çağlan Tekil tek başına, logo ve sayfa tasarımını Polat Bayraktarlar yaptı. Devam eden sayılar sonrası dergiye Kerim Tunçay, Süreyya İzgi, Aysın Önen, Kanat Atkaya, Zeynep Akyol, Murat Adanç gibi birçok isim dahil oldu. Metal müzik sevenlerin değil okuyabileceği, dinleyebileceği plak/kaset bile pek yok. Laneth’in 35 kopyasını gören anında alıyor elbette. Sosyal medya yok, reklam yok. Kulaktan kulağa konuşmalarla ilgi de gün geçtikçe büyüyor.
Okuru olunca üretmeye devam eden Tekil, “Çoğunluğu siyah fon ağırlıklı olan sayfaları bir süre sonra fotokopiciler basmak istemedi. Biz de dördüncü sayımızdan itibaren zorunlu olarak ofset baskıya geçtik” diyor. Dergide Glen Benton, Tom Araya, Death Project, Metalium ve Deathroom gibi isimlerin röportajları yayınlandı. Düşünün, 1994’te yayın hayatına son veren fanzinin 3 bin tekil satışı vardı.
Her zaman konser kulislerinde ve yaş almış seyirciler arasında konuşularak genç metalcilerin de adını ezberlediği dergi, 2000’de özel bir seri olarak yayınlandı. Tekil, “2000’li yıllardaki dönüş, içimizdeki yazma ve paylaşma isteğine karşı koyamamamızla ilgiliydi. Her sayı fotokopi olarak çıktı ve sadece 100’er adet çoğaltıldı” diye anlatıyor. Ama bağımsız yayıncılık o kadar da kolay değil, bitirmek zorunda kaldı. Yine de yayıncılık hayatı hiçbir zaman bitmedi. Mottosunun “Okuyacak bir şey bulamıyorsak biz yapalım” olduğunu söyleyen Çağlan Tekil, Nonserviam, Blue Jean, Headbang gibi arşivlik yayınlar hazırladı.
‘LANETH’Lİ KONSERLER
Laneth sadece bir yayın değil, bir organizasyona da dönüştü. Fanzin devam ederken Laneth’li Konserler adıyla, biri Harbiye Açıkhava’da olmak üzere tam üç de konser düzenlendi. O zamanda metal müzisyenler için bulunmaz bir nimetti. Hatta o gün konserde çalınan şarkıların derlendiği çekme kasetler piyasada Laneth kaseti olarak satılıyordu. Derginin geri dönüşü kısa sürese de konserlerin geri dönüşü ‘gürültülü’ ve yüksek oldu. Tekil, Laneth Bir Gece adında konserler düzenlemeye başladı. Biletleri anında tükenen konserin sonuncusu 1 Şubat’ta Zorlu PSM’de gerçekleşti. Sahnede oldschool punk içerikli bir setle Athena, Radical Noise ve Haossaa vardı. Hatta o gece Laneth’in yazar kadrosundan Kanat Atkaya gibi birkaç isim crowd surfing yaptı. Tekil’in vefatıyla son konser için Gökhan Özoğuz “Bu kadar senelik birliktelik mükemmeldi. Beraber son konserimizi de iyiki yaptık” dedi.
Yılın ilk haftalarında etkinlikte karşılaşmış, Laneth’in yıldönümünde sohbet etmek niyetiyle sözleşmiştik. Nasip olmadı, kendisini kaybettik. Ancak onun bize bıraktığı üretme heyecanı bizim gibi bağımsız yayınlara cesaret vermeye devam edecektir. Bu düşünceyle fanzinin hikayesini kaleme aldık. Umarız, fanzinin bir derlemesi ya da dijital bir versiyonu hazırlanır.