Hakan VAROL

Caz dünyasında yaptığı önemli işleriyle tanıyoruz Başak Yavuz‘u. Bu kez Türk edebiyatının önemli şairlerinden Ahmet Muhip Dıranas’a ait iki şiirden oluşan çalışmasıyla karşımızda. Sanatçı, Dıranas’ın Ağrı ve Esmer şiirlerini besteledi, düzenledi ve yorumladı. Bir şarkı yazarı bir şair ile buluştu ve ortaya duygusal atmosferi yoğun, zamansız şarkılar çıktı. Yavuz, BoS’a konuştu.

❏ Başak Hanım, son çalışmanızı biraz hatıra defteriniz gibi günlük gibi görüyorum. Çocukluğunuzun en özel yansımalarından notlar var sanki? Bunları nasıl okumalıyız?
Küçüklüğümden beri şiire büyük ilgi duyarım. Lise çağlarımda elimde bir şiir kitabıyla sokaklarda dolaştığımı, insanları gözlemlediğimi hatırlıyorum. Birçok şiir kitabını defalarca okudum. İngilizce şiirleri besteleme çalışmalarım oldu ama Türkçe bir şiiri bestelemeye bu yaşıma kadar cesaret edemedim. Dilimiz çok özel bir dil ve çok zengin bir geçmişi var. Dıranas ise şiirde biçime ve tınıya son derece önem veren bir şair. Sanırım içten içe Dıranas’ın şiire olan bu yaklaşımı beni onun şiirlerini bestelemeye yönlendirmiş olabilir. Kişisel bağım ise apayrı bir konu.

❏ Ahmet Muhip Dıranas ile bu kesişme olmasaydı belki de bu çalışma olmayacaktı? Aranızda nasıl bir bağ var?
Muhip Bey ile aramızdaki asıl bağ Ağrı; kendisinin Ağrı’da askerlik yapmış olması, benim de küçükken doktor olan annemin mecburi hizmeti sebebiyle bir süre Ağrı’da yaşamış olmam. Ağrı Dağı gibi nice efsanelere konu olmuş nice acılara sahne olmuş bir
yer, orayla ilgili bir yaşamışlığı olan herkesi birbirine bir şekilde bağlar diye inanıyorum.

‘MÜZİĞE ODAKLANDIM, ÖNÜME BAKIYORUM’

❏ Avrupa ve Amerika geçmişiniz var. Bu eksende Türkiye’yi de göz önüne aldığımızda caz dünyası bizim yakada nasıl hayat buluyor?
Caz dünyası özellikle 21. yüzyıl itibarıyla ülkemizde caz bölümlerinin açılmaya başlamasıyla birlikte büyük ivme kazandı. Artık bu müziği illa alaylı olarak sahnede öğrenmek mecburiyeti geride kaldı. Caz çaldığı için konservatuardan atılma hikayesine yeni nesil gülüp geçiyor. Caz teorisi her geçen gün ilerliyor, gençlerin sınırsız bilgiye erişimi var ve tüm dünyayla iletişim halindeler. Bence lokasyon müzikte büyük bir bileşen olmaktan çıktı. Teknolojiyle arası iyi olan, enstrümanını çalışma saatlerini akıllı ve verimli kullanan, yabancı dil bilen, iletişimi kuvvetli olan, vizyonu olan, yani dünya vatandaşı olan kazanıyor.

❏ Caz söylemeyi ben avantajlı görüyorum. Halihazırda çok fazla festival var, az caz müzisyeni var ve bu farklı bir talep doğuruyor diye algılıyorum yanılıyor muyum? Zira birçok festivalde hep aynı caz müzisyenleri yer alıyor?
Hem dünyada hem de ülkemizde eskiye göre daha fazla sayıda caz festivali olduğu doğrudur. Ancak bir taraftan caz müzisyenlerinin sayısı da her geçen yıl büyük artış göstermekte. Okullar açıldı, her yıl mezun genç kan aramıza katılıyor. Bu beni müthiş mutlu ediyor çünkü birlikte müzik yapacak müzisyenlerin sayısı artıyor. Haliyle festivaller, mekanlar bize yetmiyor. Her meslekte olan eski hikayeler bizim meslekte de mevcut, hani derler ya dünyanın çivisi çıkmış diye. Kendi adıma bunlara çok takılmayıp var gücümle müziğe odaklandım, önüme bakıyorum.

 

 

Bu gönderiyi Instagram’da gör

 

Basak Yavuz Official (@basakyavuzmusic)’in paylaştığı bir gönderi ()

‘DAHA ÖZGÜR MÜZİKLER OLSUN…’

❏ “Doğaçlama varsa caz vardır” deyişi bir kural mı?
Doğaçlama tabii ki kökeni cazdan çok daha eskiye dayanan birçok müzikte mevcut ve bir yandan cazın da vazgeçilmez bir unsuru. Caz doğaçlamasındaki swing hissi dediğimiz olgunun izini bile barok döneme kadar sürebiliyoruz. Bence birçok caz müzisyeninin caza başlama sebebi olan doğaçlama olmasa caz, suyu gitmiş yalnızca posası kalmış bir meyve gibi olur. Tanıdığım birçok usta müzisyenle yaptığım sohbetler ve çalışmalarda görüyorum ki doğaçlamasını geliştirmek isteyenler sıklıkla farklı müziklerden besleniyorlar. Caz müzisyenleri, Türk müziğinden tutun da Hint müziği, Gamelan müziği, Latin müzikleri ve dünyanın tüm müziklerinden etkilenerek bu etkileri caz doğaçlamalarında ve yazılarında kullanıyorlar.

❏ Çalışmalarınızın klip serüveni nasıl yol alacak?
Klip çalışması yapmayı planlıyoruz. Şu an görüşme aşamasındayız. Bir yandan da gerek şiirleri şarkı formunda bestelemek olsun gerek daha özgür müzikler olsun birkaç proje üzerinde çalışmaktayım. Caz vokal metodu yazdım onu baskı aşamasına getirmek de vakit alıyor. Bi’ Şarkım Var projemizin ikinci albümü miks aşamasında. Doktora çalışmalarımı ve öğretim görevlisi olarak işimi de düşünürsek o kadar çok projeyle aynı anda ilgileniyorum ki bir vakit bulabilsem hazır okullar tatil olmuşken klibi de çekeceğim.

❏ Hayatınızın u dönüşünü sağlayan olay neydi müzik kariyerinizde öğrenmek isterim.
Hayatımın u dönüşünü sağlayan olaylardan biri 2008 yılında Nardis Caz Vokal Yarışması’nı birincilikle kazanmam oldu. Bu sayede hem kendime güvenim arttı hem de caza olan sevdam ailemin dikkatini çekmiş oldu. Ama asıl itekleyici güç Randy Esen’den geldi. Hayal bile etmezken New York’taki okullara başvurmaya beni ikna eden odur. O olmasaydı belki de şu an sahip olduklarımdan çok daha azına razı olmuştum. Tabii ki kendi dalımda o yıl Manhattan School of Music’i kazanan üç kişiden biri olunca beni bir daha kimse tutamadı.