Zeynep TOKER
Uzun bir aradan sonra Babylon kapılarını müzikseverlere açtı! İki yıllık arayı 17 Eylül Cumartesi günü Artz & Bugy performansıyla kutlamak için Babylon’un yolunu tuttum.
Biraz erken gittiğim için öncesinde soluklanıp bir şeyler içmek istedim ve Bomontiada’da yer alan bir mekana oturdum. Tam yerime geçerken fark ettim ki yan masada Artz & Bugy’nin menajeri Rıza Okçu oturuyordu. Bu yıl Münih’teki Ezhel konserinden sonra ilk karşılaşmamız böylece gerçekleşmiş oldu. Selam verdim ve yerime geçtim. Biraz mekanda oturduktan sonra röportaj saatinin geldiğini fark ettim ve kalktım. Rıza Bey’i Babylon’un önünde beklerken görünce hemen yanına gittim ve ekibin henüz gelmediğini, röportaj saatinde bir değişiklik olup olmadığını sordum. Ekip gelince hemen alacağını söyledi ve tam o sırada ekip geldi. Kendisi karşılamak için kapıya doğru giderken ben biraz daha Bomontiada’nın avlusunda bekledim.
Daha sonra Artz ve Bugy Bomontiada’nın girişinde gözüktü! Bugy ve yanından ayırmadığı gözlükleri ortama giriş yaparken fark ettim ki ekip kendi ekipmanını kendi taşıyordu. İtiraf etmem gerekirse çoğu sanatçının sonsuz isteklerinin olduğu şu dönemde bu ikilinin kendi ekipmanını taşıyor olması beni biraz şaşırttı doğrusu.
Artz & Bugy Babylon’a girdikten 1-2 dakika sonra beni içeriye davet ettiler ve soluklanmalarına fırsat bile olmadan kendimi kulislerinde buldum. Tüm ekip gayet pozitif bir şekilde karşıladı beni. Artz üzerini değiştirdiği için müsaade istedi, o sırada Bugy geldi. Münih konserinde Artz ile tanışmıştık ama Bugy konser sonrası hemen otele geçtiği için bu kendisiyle ilk bir araya gelişimdi diyebilirim. Koltuktaki yerimi aldım. Rıza Bey, prodüksiyon menajerleri Alp Okçu ile birlikte Artz & Bugy’de koltuğa yerleşti ve muhabbetimiz başladı.
Geçtiğimiz sene ekim ayında yayınladıkları We Survive albümünden sonra; Ezhel ile Avrupa turnesine odaklanan ikili, bu arada da çoğunlukla albüm sonrası süreçte neler olup bittiğini gözlemlediklerini dile getirdi. Bu gece Babylon’a özel sürprizleri var mı diye sorduğumda ise, birkaç remix hazırladıklarını müjdelediler.
“Bir süre single’lar üzerinden gitmeyi düşünüyoruz”
Berlin’e gidip çalışmaya devam edeceklerini söyleyen Artz & Bugy, We Survive 2 gibi bir çalışma gelecek mi sorusuna; Bugy, “Gelecek, bu formatta olmasa bile mutlaka bir şekilde böyle düetler yapmaya devam edeceğiz.” şeklinde cevap verirken, Artz ise: “Bir süre single’lar üzerinden gitmeyi düşünüyoruz.” dedi.
Bir yandan sahnedeki ses ve ışığı kontrol eden ekip sürekli kulise gidip gelirken, bir anda Artz elinde telefonuyla heyecanlı bir şekilde içeri girdi. Sahne tasarımcıları Aydın Mutlu‘nun yeni çalışmış olduğu ışığa baya yükselmiş olacak ki tasarımı hepimize tek tek gösterdi. Performans sırası gelince neden bu kadar heyecan duyduğunu anladım, çünkü normalde bu ikilinin sahnesinde bu tarz ışık tasarımına şahit olduğumu pek hatırlamıyorum.
Artz & Bugy sürekli sahneyi kontrol etmeye gittikleri için kuliste çok da vakit geçiremedim doğrusu. Bir ara Rıza Bey ile birlikte yemeğe gittiler, ben de tekrar gelmelerini beklerken. Alp Bey ile konuşmaya başladık. Almanya’daki müzik sektöründen, Ezhel’in bu seneki Avrupa turnesindeki bilardo maceralarına kadar her şeyi konuştuk. Kendisinin dediğine göre ekipte bilardo oynamayı bilmeyenler bile turnenin sonunda işi kapmış. Öyle bi’ oynamak yani anlayacağınız. Gerçi takip ettiyseniz görmüşsünüzdür. Gittikleri her şehirde ekip bilardo masasının etrafında toplanıyordu, hatta ara sıra Artz canlı yayınlar da açıyordu.
Artz’ın misafirperverliği
Ben yine oturmuş beklerken bu sefer içeri ikilinin görsel dünyasını yaratan isim, Oğuzcan Pelit girdi. Onunla da biraz sohbet ettik ve o da yemek yemek için ekibin yanına geçti. Yaklaşık 1 saat sonra Artz & Bugy yemekten geri döndü. Oradaki varlığımı unutmuş olacaklar ki beni görünce yüzlerinde ‘aa sen buradaydın dimi?’ gibi bi’ ifade oluştu. Kuliste geçirdiğim çokça vakitten sonra biraz da acıkmaya başlayınca, birlikte fotoğraf çekilip performansta görüşmek üzere ayrılmayı teklif ettim. Artz, hemen misafirperverliğini konuşturarak, bir şeyler içip takılabileceğimi söyledi.
Tam bu sırada içeri Öner Erkan girdi ve birden Amsterdam’daki bilardo anılarından bahsetmeye başladılar. Yani bir kez daha anlıyoruz ki bu ekip bilardo sevdalısı! Baksanıza tüm anılar bilardo üzerine.
En sonunda Artz’ın önerdiği siyah duvarın önüne geçip fotoğraf çekildik. Bir diğer itirafımsa burada olacak! Artz & Bugy’i bu kadar gülerken pek görmemiştim doğrusu. Fotoğraf için teşekkürler çocuklar!
Vedalaşırken 2023 yılında Berlin’de verecekleri konserde görüşmek üzere sözleştik. Daha sonra ben iki saatlik kulis maceramdan sonra, en sonunda bir şeyler yiyebildim! Saat 22.00 gibi Artz & Bugy öncesi sahne alan Kerem Akdağ‘ın performansını izlemek için alana geçtim. Kerem Akdağ’ın performansı yavaş yavaş sona ererken saat 22.30 gibi Artz & Bugy’nin ortak çalışması olan We Survive albümünün introsu ile Haluk Bilginer‘in sesi yankılandı. Etkinliğe özel hazırladıkları Oğuzcan Pelit imzalı video arkada dönerken ikili sahnedeki yerini aldı ve Killa Hakan – Ezhel ve GRİNGO imzalı İlk Kural Saygı parçasının remix’i ile giriş yaptılar. Normalde bu parçanın en sevdiğim Ezhel parçaları arasında yer aldığını söyleyemem ama remix’i hoşuma gitti.
Sakatat remix ile eller havaya!
Bazen, Geceler, Pavyon, Allah’ından Bul gibi popüler parçaların yanı sıra geceye özel hazırladıkları Sakatat remix’i çok hoşuma gitti. Hatta öyle ki keşke dijital platformlara yükleseler diye içimden geçirdim. İnsanlar da sevmiş olacak ki, şarkı başlar başlamaz hep bir ağızdan söylemeye ve dans etmeye başladılar.
Ortamı gözlemlediğim kadarıyla insanlar gayet eğleniyor gözüküyorlardı. Ama sahne performansı olarak Artz & Bugy’e baktığımda röportaj esnasında nasıllarsa burada da aynen öyleydiler. Nasıl mı? Şöyle! Artz daha konuşken biriyken, Bugy genelde daha sessiz, az ama öz konuşan taraf. Sahnede de olay biraz böyle gibiydi. Bugy DJ set-up’ına odaklanmışken, Artz ise dinleyicilerin nabzını yoklayan, zaman zaman alkışlarıyla insanları tempo tutmaları için gaza getiren taraftı.
Üç yeni Ezhel parçası!
İkilinin sürprizleri bitmedi! Henüz yayınlanmamış olan 1’i acapella olmak üzere 3 yeni Ezhel parçasını bizlere dinlettiler. Acapella’yı geçtiğimiz mayıs ayında yine Babylon Soundgarden performanslarında dinlemiştik. Yeni parçalar beni heyecanlandırdı, çünkü yine koal ruhunu göreceğimiz sözlere sahiptiler. Ne zaman yayınlarlar bilmiyorum ama umarım bizi çok fazla bekletmezler.
Ezhel parçalarının yanı sıra; Artz imzalı BEGE – Harman ve Bugy imzalı Şehinşah – Yak Yak Yak parçalarına da yer veren ikili, Murda’yla birlikte yapmış oldukları parçalarla da ortamın modunu daha da yükselttiler. Kapanışı Kazıdık Tırnaklarla ile yapan Artz & Bugy, 1.5 saat sahnede performans sergiledi. Sonrasında sahne yine Kerem Akdağ ile devam etti.
Bu performanstan çıkarmış olduğum bir şey var ki insanlar Ezhel’i çok özlemiş. Artz & Bugy’nin performansında Ezhel parçalarına hep bir ağızdan eşlik eden kitle, bu ikiliyi Ezhel’in de dahil olduğu haliyle görse eğlencenin boyu bambaşka bir hal alır gibi geliyor.
Umarım içerisinde yer aldığımız tüm bu karanlık süreç bir an önce biter, Ezhel Türkiye’ye gelebilir ve kovl gvng‘i hep birlikte yeniden görüp, dinleyebiliriz. Yoksa ben her sene Almanya’ya gitmeye devam edeceğim gibi…
Fotoğraflar Cem Gültepe tarafından çekilmiştir.