Ece ULUSUM
@eceulusum
En son ne zaman yeni bir müzisyen keşfettiniz? Bir başka soru daha, playlist’indekiler dışında müzik türleri arasında yolculuk yaptınız? Dijital müzik platformlarda her hafta kullanıcısına özel keşif listesi sunuyor, yeni çıkanlar bölümünde gıcır gıcır albüm ve tekliler yayınlanıyor. Pespembe bir dünya. Müzik bir tıkla avucumuzda! Bu playlistler arası düzende dinlediğiniz tüm şarkılar birbirine benziyor, müzisyenler sizin playlist’inize girebilmek için benzer sound’larda şarkılar yapmaya başlıyor. Mehmet Tez köşesinde “Spotify’da odaklanmamız gereken en önemli veri dinlenme oranları değil playlist’lere eklenme oranlarıdır. Spotify’da en fazla albümler değil listeler dinleniyor. Bunlar ya editörlerce hazırlanıyor ya algoritmalar tarafından öneriliyor… Bu listelere girebilmek için ister istemez bu listelere uygun nitelikte şarkılar hazırlandığı yolunda haberler var diyor. Müzik keşfetmek belki eskisine oranla daha az zahmetli, Almanya’dan gelen akrabaya plak siparişi etmeyeceksiniz belki ama müzik yayınlarını okuyacak, doğru sosyal medya hesaplarını inceleyecek ve biraz da eski usul internet sörfü yapacaksınız. Yani zaman harcayacaksınız, günümüzün en kıymetlisi… Kendini algoritmalar ve stream liste küratörleri tarafından örülmüş dört duvar arasında hisseden dinleyiciler kendine bir çıkış yolu buldu; radyolar. Daha da doğrusu bağımsız radyolar!
KİMSEYE ULAŞMAYAN 4 MİLYON ŞARKI
Şubat kapak konumuzda ele aldığımız playlist bağımlılığı da gün geçtikçe artıyor. Her gün oluşturulan ya da edit’lenen liste sayısı 5 milyon. Spotify arşivinde 2016 itibarıyla bir kez bile dinlenmemiş şarkı sayısıysa tam 4 milyon! Bu da başka bir endüstriyi besliyor; stream yayıncılığı. Her dijital platformda doğru şekilde yer alma, algoritmaların keşfet bölümüne düşmesini sağlayan yayıncılardan söz ediyorum. Para ve ilanların döndüğü bir ortamda özellikle bağımsız müzisyenleri bulup dinlemek o kadar kolay değil. Hal öyle olunca keşfetmek deyişinin anlamı kayboluyor. Keşfetme yanılsaması hakkında şu an Google’da üst düzey yönetici olan Jason Titus, Shazam’ın bir numaralı ismi olduğu zamanlar; şarkıların patlamasını aylar önce ön gördüklerini söylemişti.
DİNLEYİCİ ALIŞKANLIKLARI
2018 Uluslararası Fonografi Endüstrisi Federasyonu’nun yayınladığı rapora göre haftada ortalama 17.8 saat, günde 2.5 saat müzik dinliyoruz. Yani aslında stream yükseliyor, stream patladı haberleri sadece belli bir kitleyi kapsıyor. Ancak çoğunluk karasal yayın yapan radyolarda bulduğuyla yetiniyor. Rapordaki şu veri şaşırtıcı, müziği radyodan dinliyorum diyenlerin oranı yüzde 86…
Gelelim bizim yörelere. Nielsen’in bu yıl yayınladığı rapora göre, Türkiye’de günde yaklaşık 27 milyon kişi radyo dinlerken, bir hafta için dinleyici sayısı 37 milyona ulaşıyor. Yani 10 kişiden 6’sı radyo dinliyor. Dinleme süresi de az değil. Günde ortalama radyo dinleme süresi 3 saat 10 dakika. İşin içine trafikte geçirilen süre girince bu sayı daha da uzar. Fakat sadece trafikte dinleniyor denilemez. Örneğin son zamanlarda spor yapanların playlist’lerden sıkılıp radyoya ve sesli kitaplara yöneldiğini de duyuyoruz.
Üstelik Y kuşağı radyoya sarmış durumda. Ancak radyoyu bilgi ve haber alma amacıyla kullanmıyorlar. 2015’te yayımlanan Y Kuşağının Radyo Dinleme Doyumları Üzerine Bir Araştırma’sında yer alan kapsamlı ankete göre dijital yerlisi olarak anılan kuşak, radyoyu müzik kaynağı ve eğlence amaçlı dinlediğini söylüyor. Kısacası genç jenarasyon da radyoyu seviyor, Z kuşağı alışkanlıklarına dair henüz bir makale yayınlanmamış ancak YouTube ve podcast’lerle yeni nesil radyo yayıncılığına yön verecekleri kesin.
BAĞIMSIZ RADYO
Bizim bağımsız radyoculuğa vurgu yapmamızın sebebi, popüler radyo istasyonlarının ana akım müzikleri çalması, stream’deki en çok dinlenenlerden yola çıkarak playlist hazırlaması ya da plak şirketi PR’ları dışında kaynak oluşturmaması yatıyor. Keza iHearthMedia Amerika’da en çok FM sahibi şirket. Shazam verileriyle çalışıyorlar. Hangi şarkının hit olacağını biliyorlar ve patlayacak şarkılar da radyolara dağıtıyorlar. Çalıştıkları şirket HitPredictor, 2013’te hit olacak 50 şarkıdan 48’ini tahmin etmişti. Müzik yazarı Zülal Kalkandelen, “Günümüzde radyo programcısının işlevi, zaten herkesin elindeki telefonla bile anında ulaşabildiği popüler şarkıları çalmak değil, gerçekten araştırıp kimsenin bilmediği iyi sesleri duyurmak olmalı” diyor. Müzik yayıncılığının önemli özelliklerinden biri bu, dinleyicisine yeni isimleri servis etmek.
DİJİTAL PLATFORMLAR
Sonraki sayfada uzun uzun okuyacağınız röportajında Radyo Eksen’in yayın yönetmeni Gülşah Güray, stream evrenini radyoculuktan ayıran en önemli şeyden bahsediyor, “Radyonun algoritmayla farkı, bir duygusunun olması. Bu dönemde en önemli şey bence içerik. Radyodaki içeriği insan yapıyor, bir duygusu var, paylaşılacak bir mesele var. Bir konsere gitmiş, müzisyenleri canlı dinlemiş, bir hikaye anlatabilecek insanlar radyoda yayıncı…”
Öte yandan yurt dışındaki araştırmaların gösterdiği bir diğer önemli farksa programın ve playlist’in öngörülemezliğinin kesinlikle daha tatmin edici olması. Kimisi bu bilinmezliği interaktifleştirebiliyor. Örneğin bazı bağımsız radyolarda programcılar dinleyicilerinden birer parça eklemesini istiyor. Kimisi 1982 yapımı deneyse Japon elektronik parçası kimisi disko parçası ekliyor. Bu programcıyı ve dinleyiciyi etkileşime sokan önemli bir şey. Bağımsız internet radyoları çoğalır ve etkisini arttırırken, dijital müzik platformları ücretli abonelerini kaybetmeye başlıyor.
Hiçbir platform ayda ne kadar abone üyeliğini iptal ettirdiğini (sorsak da) söylemiyor ancak podcast ve radyo yayınları yapma çabaları, çare aradıklarını gösteriyor. Eğer müzik keşfetmenin, kendinize özel listeler hazırlamanın peşindeyseniz kestirme bir yol var. Sizin için içerikleri iyi olan bağımsız radyoları listeledik. Önce radyoları sonra da yayınladıkları şarkıları keşfedin. Eğer işleri büyütmek isterseniz, bağımsız online radyoları ülkelerine göre listeleyen undergroundradiodirectory.com sitesini sık kullanılanlarınıza ekleyin.