Amy X. WANG
Telif hakları davalarındaki dramatik artış bazı sanatçı ve şarkı yazarlarını ve müzik endüstrisini sigortacılara on binlerce dolar harcamalarına neden oluyor. Birçok insan Robin Thicke, Pharell Williams ve T.I’nin Blurred Lines şarkını nadiren hatırlıyor olsa da müzik endüstrisi berbat bir kabus olarak anımsıyor. Mahkemenin Blurred Lines parçasının Marvin Gaye’nin 1977 tarihli Got to Give It Up adlı şarkısını andırdığı için 5 milyon dolarlık ceza hükmü bir zamanlar uykuda olan telif hakkı davalarını yeniden hortlattı. Listelere en üst sıralardan giren Katy Perry ve Ed Sheeran gibi isimler davalarla şok olmuş ve milyonlarca dolar ödemek zorunda kalmıştı. Birçok sanatçının aklında aynı soru var: “Bu şarkı bana davaya mal olacak mı?”
Konu hakkında “Neye izin verilip verilemeyeceği ile ilgili büyük bir kafa karışıklığı var” diyor adli müzikolog Sandy Wilbur ve devam ediyor, “Davalara eğitimli müzikologlar ya da müzisyenler tarafından değil, ortalama müzik dinleyicileri tarafından karar veriliyor, bu yüzden yapım şirketleri oldukça gergin.” Oyunun kurallarını değiştiren 2015 tarihli karardan sonra birçok müzik şirketinden şarkılarını kontrol etmesi için teklif aldığını söylüyor Wilbur. Peki bu korku kültürü stüdyolara nasıl yansıyor?
Bu cevabın iki katmanı var çünkü telif hakları önceden sözleri ve melodileri korurken artık –Blurred Lines davasında da olduğu gibi- şarkının temposu, ritmi ve genel havası gibi soyut noktalarda koruma altına alınabiliyor. Katy Perry’nin Dark Horse şarkısının yapısını çok tanınmayan rapçi Flame’den araklandığı iddiasıyla açılan davada milyonlar ödemek zorunda kalmasından sonra Katy Perry’nin avukatı Christine Lepera, “Müziğin yapı taşlarına sahip olmaya çalışıyorlar. Müziğin alfabesi herkesin olmalı” şeklinde uyarılarda bulunacaktı.
TESADÜF MÜ ÇALINTI MI?
Perry’nin davasının ortaya koyduğu farklı bir mesele daha var. Davacılar çoğunlukla ‘mega hit’ parçaları hedef alıyorlar. Çünkü paranın nereden geleceğini gayet iyi biliyorlar. Tüm bunlar profesyonel müzisyenlere korku salıyor. Birkaç ay önce, Shawn Mendes ve Dua Lipa gibi isimlerle çalışan söz yazarı Emily Warren, bir country sanatçısıyla nakaratı benzer olduğu düşünülen bir parça çıkardı. “Tamamen tesadüf. Diğer şarkıyı hiç duymamış olsam da bu çok ikircikli bir durum ” diyor. İki sanatçı da birbirlerine karşı bir aksiyon almamış da olsa, Warren gözlerinin açıldığını ve böylesi zorlu bir durumun ne kadar kolay ortaya çıkabildiğini gördüğünü ve davaların kamuoyuyla paylaşılmasıyla daha da korkutucu olduğunu söylüyor.
Bütçesi olan yapım şirketleri, yeni şarkılarıyla ilgili telif hakkı iddialarına karşı müzikologlarla çalışabilirken, bu lükse sahip olmayan şirketlerse denenmiş ve işe yarayan sigorta yöntemiyle yollarına devam ediyorlar. Alessia Cara ve Muse gibi isimlerle çalışmış olan ve müzik yönetim şirketi Milk and Honey’in kurucusu Lucas Keller söz yazarı müşterilerinin fikri mülkiyetlerini legal zorluklardan korumak için hata ve eksiklikler sigortası yaptırmaya teşvik ediyor. Keller, “Sistem bizi yanıltmış gibi hissediyoruz. Ortalıkta dava açıp duran birçok agresif avukat var” diyor.
TELİF HAKKI SİGORTASI
Hata ve eksiklikler sigortası politikalarına göre, sigorta şirketleri bir telif hakkı davasını kaybetmesi durumunda milyonlarca dolar zararı karşılayabiliyor. Alliant Insurance şirketinin başkan vekili Joe Charles’e göre birçok A sınıfı müzisyen hata ve eksiklikler sigortasına ilgi gösteriyor. “Medyada büyük bir iddia döndüğü zaman müzisyenlerden nasıl korunabilecekleriyle ilgili onlarca telefon araması alıyoruz” diyor.
Sanatçının önceki yasal çalışmalarına, kitlelerinin büyüklüğüne ve ne kadar sigorta etmek istediklerine bağlı olarak 25 bin ila 250 bin dolar arasında değişen maliyetler nedeniyle sigortalarının satın alınma oranını düşük olduğunu da ekliyor.
Sanatçılar kendilerine açılabilecek davalarda artış olabileceği öngörüsüyle telif hakkı sigortasına sahip olduklarını kamuoyuna duyurmakta isteksizler. Pusha T ve Missy Elliot gibi isimleri temsil eden müzik avukatı Bob Celestin, Top 10’daki popüler sanatçıların yerlerini bu şekilde koruduklarını düşünmekte sorun olmadığını söylüyor. Büyük şirketlerin de genellikle telif haklarına karşı kapsamlı sigortaları bulunuyor. Fakat yine de bu poliçelerin de boşlukları var. “Sanatçı kendini bir anda sigortasız bulabilir” diyor Charles.
Bu gönderiyi Instagram’da gör
En savunmasız olanlar ise ünlü sanatçıların mali kaynaklarına sahip olmayan ancak telif hakkı iddialarında eşit derecede sorumlu tutulan şarkı yazarları. Ariana Grande ve Justin Bieber gibi yıldızlarla şarkılar yayınlayan yapımcı ve söz yazarı Ross Golan “Hepimiz birkaç nota veya kelime kadar küçük detaylarla savaşa girmekten gergin ve korkuluyuz” diyor. Warren müzikologları davalardan kaçmalarına yardımcı olmaları için kişisel alanlarında tutan bazı mega sanatçılar duyduğunu da ekliyor. A&R şirketinin yardımcı başkanı Joel Timen “Şarkıların yazıldığı cephede birçok laf dönüyor” diyor. “Bu melodi ya da nakarat bir şeyler hatırlatıyor mu? Dikkatli olmalı mıyız? gibi.”
Her kullanıcıya aynı özellikleri sunan ucuz müzik prodüksiyon yazılımlarının popülaritesi başka bir risk daha doğurdu. “Şimdilerde müzik, ilk kez farklı olduğundan daha çok birbirine benzer halde” diyor Golan. “İnsanlar verimli oldukları için aynı örnek paketleri, aynı eklentileri kullanıyor.” Ayrıca sınırlı sayıda nota, akor ilerlemesi ve melodi durumu var. Ya da Wilbur’un söylediği gibi, “Müzikte bakir bir doğum yoktur. Müzik diğer müziklerden çıkar.”
DAHA FAZLA NETLİK BEKLENİYOR
Telif hakkı davası patlaması ve istenmeyen yan etkileri daha yeni başlıyor olabilir. Rock grubu Spirit, 2014 yılında Led Zeppelin üyeleri Robert Plant ve Jimmy Page’yi Stairway to Heaven riff’lerini Taurus adlı 1968 tarihli enstrümantal parçadan araklamakla suçladı. Fakat bir jüri olayı 2016’da Plant ve Page’nin müzik motifini intihal etmediğini belirleyerek davayı kapattı. Müzik yöneticisi Keller “Jüri başka bir konu” diyor. İngiliz mahkemesinde sadece bir müzikologdan karar vermelerini istiyorlardı. Amerikan mahkemesine 10 tane rastgele insan getirdik.”
Sanatçılar, şarkı yazarları, yapımcılar ve şirketler şimdi bir sonraki Zeppelin kararını bekliyor ve birçoğu Page ve Plant’in lehindeki kararın Blurred Lines kararının getirdiği baş ağrısına neden olan belirsizliğin bir kısmını çözebileceğini umuyordu. Diğerleri, Yüksek Mahkeme’ye kadar çıkma şansı olan davayı Pandora’nın kutusunun yeniden açılması olarak görüyorlar. Nihai karar, müziğin telif hakkının kapsamını netleştirecek mi – yoksa daha da berbat mı edecek? “Yaratıcı ifadenin unsurları hangi noktada korunabilir?” diyor medya fikri mülkiyet avukatı Wesley Lewis. “Davacıların hepsi daha fazla netlik bekliyor.”
Çeviren: Batuhan K. Ocakçı