Arda AŞIK
Seveni fanatik, sevmeyeni ‘anti’ olan bir grup Rammstein. Şarkıları, klipleri, sahne şovları ve görsellleri ayrı bir olay. Yine bir Alman olan Richard Wagner’nın ortaya attığı ‘gesamtkunstwerk‘ kavramını karşılıyorlar.
17 Mayıs’ta çıkan Rammstein adlı albümlerinin ilk teklisi Deutschland’ı, Avrupa müzik gündeminin tam ortasına bir kliple oturttular. Kısa film dersek daha doğru olur. Klip şarkıya eşlik etmiyor, şarkı klip için bir fon müziği niteliğinde. Sözler her ne kadar sade olsa da ifade ettiği duygular oldukça karmaşık. Adeta tarihle bir yüzleşme.
Klibe gelmeden önce Rammstein neden bu kadar seviliyor onu irdeleyelim. Keza bugün Google’da hâlâ en çok arananlarda şu karşımıza çıkıyor: Rammstein neden çok ünlü?Müzikalite olarak bakarsak, onlar tam bir riff canavarı! Grubun gitaristleri Richard Krispa ve Paul Landers’ın kendine has tarzlarının bu etkisi özellikle Sonne, Du Hast, Deutchland’da hissediliyor.
Vokal ve enstrüman yeteneklerinin yanı sıra tek bir müzik türüne sıkışıp kalmamaları farklı
kitlelere ulaşmalarını sağladı. Rammstein’ın müziğinde endüstriyel heavy metal, tekno, groove, rock’n roll gibi pek çok farklı tını var. Böylece 20 yıldan uzun bir süre boyunca Rammstein taze kalabildi…
İlginç ama katılmadığımız teorilerden biri de şu: Şarkıları Almanca olmasaydı sevilmezdi. Almanca’nın kaba bir dil olarak nitelenmesi artık klişe bir yargı ama bu dilin metal müziğe yakıştığı kesin. Dilin kendine has bir şiirselliği de var keza anlamına bakınca aynı hisleri almak güç. İşte Sonne’den bir bölüm, “Bir, güneş geliyor. İki, güneş geliyor. Üç, o en parlak yıldız. Dört, güneş geliyor…”
TARTIŞMALARIN ÜZERİNE GİDEN GRUP
Lindemann’ın sesi ve grubun Alman kara mizahını unutmamak gerek. Yağ tulumundan kıyafetler, devasa dildolar… Grubun mizahı besteleri ve sözlerinde de hissediliyor. Eşsiz tarzları? Du Hast kliplerinde maskeler, iğneler, ateşe verilen insanlar gibi oldukça çarpıcı görüntüler vardı… 90’ların yumuşamaya başlayan pop müzik ortamında MTV’de bu klibin yayınlanması oldukça ses getirmişti. Tüm bu görüntülerin provokatif olduğu kesin ama insanlık tarihinden de uzaklaşmadı. Rammstein tartışmalı konulardan hiç kaçınmadı aksine üzerine gitti…
Militarizm, BDSM gibi konseptleri kullandılar. Grubun sahneden devasa bir dildoyla seyircisine konfeti yağdırmışlığı da var, BDSM ilişki canlandırması da. Amerika’da 1999’daki bir konserlerinde tutuklanmışlardı. Grup bu durumu pek önemsemiyor. Keza Deutchland klibinde Nazi Almanyası’nın toplama kampında idam edilenleri görüyoruz. Kan, ateş, patlamalar, BDSM, yamyamlık, koşu bandında keyboard çalan bir adam… Sahnelerinin müzikal olduğu kadar çarpıcı bir teatral tarafı da var.
YENİ ALBÜME DAİR
En son, Deutschland teklilerinin klibiyle gündeme tekrar oturmayı başardılar. Öncesinde grupla aynı adı taşıyan son albümlerinden biraz bahsetmekte fayda var. Albüm yayınlanmadan Universal Music Group’un İstanbul Maslak’taki ofisinde, yeni albümü adeta bir ayin yaparcasına dinledik.
Orta boyutta bir oda, ellerde bira. U şeklinde bir koltuk. Aramızda Rammstein ve türlü gruplarla takılan DJ Nikki Wild. Albüm için söylenecek şeyler kısa ve öz aslında. Grup elektronik tınılarla zamanı yakalamaya devam etmiş hatta ötesine geçmiş. Coşku hiç bitmiyor, koro sesleri parçalara eşlik ediyor. Slow parça da yok değil tabii. Rammstein’ın turnesi çok güzel olacak gibi!
Deutschland klibine gelirsek… İçeriğinde epey gönderme ve tartışmaya çok açık yorumlar da var ancak klip, YouTube’da yoruma kapalı. Biraz irdeleyelim.
Perde, Romalı askerlerin ormandaki yürüyüşleriyle açılıyor. Bu, İmparatorluk’un Cermanya’ya son akınlarını temsil ediyor. Aralarında ise elindeki kellesiyle siyahi bir kadın. Ardından klipte neler göreceğimizin habercisi birkaç kesit çıkıyor karşımıza. Roma, Haçlı Seferleri’ne başlıyor ve bahis dövüşü başlıyor. Kapışanlar ise grubun esas oğlanı Till Lindemann ve gitarist Richard Kruspe. Yine siyahi bir kadın elinde kutuyla
gülüyor etrafına. Bu kısımda ‘Du hast’ sözü tekrarlanıyor. En hit şarkılarının adı. Temsil edilense muhtemelen bir asır öncesinin Almanyası.
Akabinde grup üyeleri yürüyorlar, arkalarındaki alevler: Hindenburg Faciası. Bilmeyenler için kısaca geçelim. LZ 129 Hindenburg, tarihin en büyük hava taşıtı. Alman zeplini, 1937’de New Jersey’deki inişte yandı. 36 kişinin ölümüyle sonuçlanan facia zeplin tarihinin bitimine ve modern havacılığın başlamasına sebep oldu.
51 milyon
Deutschland klibinin YouTube’da izlenme sayısı.
Ardından Almanya doğu ve batı olarak ikiye ayrılıyor. Stasi yani Doğu Almanya Devlet Güvenlik Bakanlığı resmedilmiş. Üniformalı dayılar, Rus yengeler ve muhtemelen Yuri Gagarin’in portresi olan bir astronot. Arada yine siyahi bir kadın beliriyor. Bir de fareler içinde yürüyen keşişler. Fareler bir Avrupa klasiği ya da veba salgını olarak yorumlanabilir.
Keşişler birahaneye giriyorlar. Masanın üstünden siyahi bir kadını yiyorlar. Fare, veba ve yamyamlık. İpuçları bizi 1618 ile 1648 yılları arasındaki Otuz Yıl Savaşları’na götürüyor. O dönem veba var ve savaş sonrası kıtlık yamyamlığı beraberinde getiriyor.
Ve havada uçuşan paralar, hiperenflasyonu temsil ediyor. Hani odun yerine para yakılan 1920’ler Almanyası. Evet, beklenen sahneye geliyoruz. Uzaya ilk ulaşan roket Aggregat 4’le betimlenen İkinci Dünya Savaşı ve darağacındaki grup üyelerinin sahnelediği Holokost. Pembe rozetli eşcinsel ve Yahudiler. Ray Bradbury’nin Fahrenheit 451 romanına konu olan 1933 kitap yakma olayı.
Peki siyahi kadına ne oluyor? Bir Alman kurdu doğuruyor. Öyle ya, tarihten beri gelen Almanya’yı o temsil ediyor klipte. Tüm utancı, zaferi ve bugünlere gelmesini sağlayan her şeyiyle. Tüm ihtişamıyla! Yeni klipleri merakla bekliyoruz…
25 Yıl
Grup 1994’te Berlin’de kuruldu.
8
Albümleri Rammstein sekiz yıl sonra yayımlandı.